Edinilen bilgiye göre, İklim Şurası’nda alınan kararların hayata geçirilmesi için çalışmalar başlatıldı. Şura’da sunulan raporlar, dünyayı bekleyen gelecek ve Türkiye’nin yeşil dönüşümü hızlandırması gerektiğine ilişkin verileri ortaya koydu. Toplantıda, ortaya konulan verileri değerlendiren, TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız şunları söyledi:

MALİYETİ 4 MİLYAR EURO

“Dönüşüme ayak uydurursak fırsatları avantaja çeviririz, ayak uyduramamanın maliyeti ise 4 milyar . İklim değişikliğiyle ve küresel ısınmayla mücadelede hayata geçirmemiz gereken yeşil dönüşüm süreci aslında önümüzde fırsatları ve tehditleri beraber sunuyor. Tüm dünyada hızla şekillenen yeşil dönüşüm sürecine ayak uyduran üreticilerimiz ve ihracatçılarımız, söz konusu pazarlardaki rekabetçi gücünü artıracaklar.”

ANA BAŞLIKLAR

Yeşil dönüşüm ve yeşil kalkınma raporlarında, 2050 yılına kadar sıfır emisyon kararının hayata geçirilmesi, afetlerin önlenmemesi durumunda 2050 yılındaki maliyetin 23 trilyon liraya çıkacağı ve denizlerin yükselmesinin 100 milyon insanı etkileyeceğine ilişkin değerdirmeler yer aldı. Ana başlıklar şöyle :

TÜRKİYE’Yİ BEKLEYENLER

“Türkiye’de ilk kez düzenlenen İklim Şurası ile birlikte tüm paydaşların katılımcı değerlendirmeleriyle birlikte 7 başlıkta 76’sı öncelikli olmak üzere 217 tavsiye kararı, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadeledeki yol haritasını belirleyecek. İklim değişikliğinin zararları artık önlenemez boyutlara ulaşıyor, tüm dünyanın etkili adımları bir an önce hayata geçirmesi gerekmektedir.

MASADAKİ SORUN

Küresel ısınmanın yarattığı etkiyle birlikte deniz seviyesinin yükselmesi çok kısa bir sürede 100 milyon insanın yaşam alanlarının su altında kalmasına sebep olacak. Bu yüzyılın sonuna kadar sadece İstanbul ve İzmir’de 300 bin kişi daha doğrudan taşkın riskiyle karşı karşıya kalacak. Ülkemiz, 2000’li yıllarda yılda ortalama 146 doğal afet yaşanırken sadece 2020 yılında 984 doğal afet ile mücadele etmek zorunda kaldı. Son 30 yılda ülkemizde sel felaketlerinin sayısı 10 kat arttı. Eğer iklim krizine dur demezsek 2050 yılına kadar afetlerin dünya ekonomisine maliyeti 23 trilyon dolara kadar yükselecek.

ÖNEMLİ KARARLAR

‘Kirleten öder’ ilkesiyle, çevrenin tahribatına sebep olan kim ise sorumluluğunun da üstlenilmesi ve ağır yaptırımlar ile cezalandırılması gerekmektedir. Ekolojik dengeye yönelik tehditler ‘çevre suçu’ olarak nitelendirilerek ülkelerin mevzuatlarına dahil edilmelidir. Türkiye’nin de katıldığı İskoçya’daki COP26 Zirvesi’nde, küresel ekonominin yüzde 90’ını oluşturan ülkeler, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon taahhüdü verdiler.

YENİ DÖNEMİN CAZİBE MERKEZİ

TÜRKİYE, küresel yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma süreciyle birlikte, ticarette, enerjide, sanayide ve üretim süreçlerinde, yatırımlarda ve daha birçok alanda köklü bir dönüşüm potansiyeli ile yeni dönemin en önemli üretim merkezi adayı olabilir. Yeşil Mutabakatı kararlı bir şekilde yürürlüğe koymakta kararlı Avrupa’ya olan yakınlığımız, güçlü üretim kabiliyetlerimiz, işgücü potansiyelimiz, adaptasyon hızımız, salgınla beraber küresel tedarik zincirlerindeki kayma bizi yeni dönemin cazibe merkezi haline getirebilir.