Avdagiç, küresel yarışta yer alan yükselen ve gelişen bir ekonomi olarak Türkiye’nin yeni gelişen teknolojilerin sunduğu fırsatları değerlendirebileceğine işaret ederek “Bunu sağlayacak hem teknoparklar, startup merkezleri gibi önemli bir altyapımız var, hem de güçlü ve yetenekli bir gençlik kaynağımız bulunuyor. Görünen o ki, yarışa üç adım geriden başlayanların yarışın içinde kalabilmeleri için dikey değil yatay sıçrama yapmaları elzem. Bunun için gerekli zeminleri oluşturmaları şart… Biz bunu yapacak ve başaracak güçteyiz” diye konuştu.
Avdagiç, 2022’de artan küresel risklere ve baskılanan ekonomik aktiviteye rağmen, Türkiye ekonomisinin birçok ülkeye göre daha yüksek bir büyüme gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Şimdi önümüzde bir şans duruyor, uzmanların başta Avrupa Birliği ve ABD ekonomisi olmak üzere küresel ekonomiye ilişkin son tahminleri, daralmanın yakın dönemde tahmin edilenden daha sınırlı kalacağı yönünde. Bu şu demek, AB ülkeleri başta olmak üzere genel olarak ihracatımız, 2023’ün ilk yarısından itibaren yeniden bir ivme trendine girecek. Bu ise büyüme rakamlarına çok daha güçlü bir katkı verecek. Beklentilerimiz ve tahminlerimiz bu yönde. Ne yazık ki enflasyonda ise daha olumlu bir tabloya, 2022’de erişemedik. Ancak kurların sakin seyri ve baz etkisinin olumlu katkısıyla enflasyonun önümüzdeki aylarda düşüşe geçeceğini bekliyoruz. Enflasyona karşı oluşturulacak bir toplumsal mutabakat ve topyekûn mücadele planı, tüm kesimlerin duyarlılığını artıracaktır. Aynı zamanda bozulan fiyatlama davranışlarının da hızla düzelmesini sağlayacaktır. Bununla birlikte tarım girdi ve üretici fiyatlarındaki artışlar hala yüksek seyrediyor. Bu sebepten gıda enflasyonunda ortalamanın üzerinde seyreden fiyatların dikkatle izlenmesi gerekiyor. Ayrıca dünyanın önde gelen tarım üreticilerinden biri olan ve büyük bir tarım potansiyeline sahip ülkemizin bu alandaki avantajlarını ortaya çıkarmalıyız. Tarım ve hayvancılık, üstün olduğumuz alanlara dönüştürülmeli.”
Avdagiç, Cumhuriyetin ilk yıllarında 13 milyon olan Türkiye nüfusunun şimdilerde 85 milyona ulaştığına dikkati çekerek, “Kişi başına düşen milli gelirimiz 1923’te 45 dolardı, bugün 10 bin dolar civarında. 1923’te 50 milyon dolar ihracat yapıyorduk, 2022’de 255 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz. 19 milyar liralık gayrisafi yurt içi hasılamız (GSYH) da 2 trilyon liraya ulaştı. Bunlar büyük rakamlardır. Bu rakamlara Türk özel sektörünün gayretleriyle ulaştık” ifadelerini kullandı.
Bu rakamlar önemli olduğunu ancak ama yeterli olmadığını vurgulayan Avdagiç, şöyle devam etti: “Bizim için ‘Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılı’na nasıl başlayacağımız ve bu yeni yüzyılın ilk yıllarında nasıl bir temel atacağımız çok stratejik bir anlama sahiptir. Biz Atatürk’ün Cumhuriyet’in 10. yılında söylediği, ‘Az zamanda çok ve büyük işler yaptık.’ sözünden ilhamla, asıl bundan sonraki yıllarda az zamanlara çok ve daha büyük işleri sığdırmak zorundayız. Zira dünya, birinci sanayi devriminden bu yana belki de tarihinin en büyük ve en hızlı dönüşümünün arifesinde bulunuyor. Yapay zeka, blockchain, nesnelerin interneti ve metaverse gibi güçlü yeni teknolojiler, geleneksel sistemleri, kurumları ve yaşam biçimlerini sarsmakla kalmadı, dönüştürmeye de başladı. Dünyanın dört bir yanındaki şirketler, büyük bir süratle dijital ekonominin temel yapı taşlarını döşüyor.”