Barış ERKAYA / BORSA ANALİZ

Yabancı yatırımcıların iki haftadır Borsa İstanbul’da net alımda olduğuna ilişkin bilgi istatistiklere yansıdı. Net alımın boyutu için iki hafta 358 milyon dolara ulaşmış görünüyor. Fakat geçmiş analizlerimizde yabancı yatırımcılar bilanço dönemini bir fırsata çevirebileceğinden söz etmiştik. Ki alımların derinliğine biraz inildiğinde alımların bilanço beklentisi yüksek hisselerde gerçekleştiği net şekilde görünüyor. Bu durumda aslında ilk sorulması gereken soru şu: Yabancı yatırımcı gerçekten Borsa İstanbul’a kalıcı bir dönüş mü yapıyor, yoksa geçmişte örneklerini çokça gördüğümüz şekilde endeksi ve hisseleri yukarı çekecek seviyede alımlar yapıp daha fazlasını yüksek seviyelerden satmak için mi buradalar. Daha kısa bir cümle ile netleştirelim: Borsada son iki haftada gördüğümüz yabancı işlemleri al-satçı yabancıların mı yoksa uzun vadeli yabancıların mı işlemleri? Buradan her pozitif gelişmenin altında bir bit yeniği aradığımız sonucu çıkmasın. Fakat Borsa İstanbul’un tarihi, bu türden onlarca örnekle dolu. Uzun süredir yabancı payının düşüşte olduğu, tarihinde belki de görülmedik düşük seviyelere geldiği süreçlerde Borsa İstanbul’da bilanço dönemlerinde başlayan yabancı alımlarına şüpheyle yaklaşmak için yeterince kanıtımız var. Örneğin borsadaki yabancı payının zirveden düşüşe geçmeye başladığı 2018-2022 döneminde bile yabancıların dönem dönem alımda göründüğü, sanki geri dönmüşler izlenimi verdiği en az 6 tane örnek sayabiliriz. Ve bunların neredeyse hepsi de bilanço dönemlerine denk geliyor. 23 Temmuz 2018’de, 13 Mayıs 2019’da, 16 Aralık 2019’da, 20 Temmuz 2020’de, 9 Ekim 2020’de, 28 Ekim 2021’de başlayan yabancıların dipten dönüş aldatmacaları kısa süren rallilerin ardından çok daha fazla yabancı satışıyla sonlanmış. Aynı hüsranı yaşamamak için de biraz konuyu mantıksal değerlendirmek gerekiyor. Ve elbette biraz da sabır…

BORSA İÇİN RÜYA SENARYO

Şimdi belki önce şuradan başlamak gerekir: Yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’a dönmesi için ne sebep var? Çok var. Borsa İstanbul dünyanın en ucuz kalan borsalarından biri. Hem değerleme rasyoları hem de dolar bazında endeks seviyeleri açısından bu tartışmaya bile açık olmayan bir gerçek. Peki yabancı yatırımcının Türkiye gibi gelişmekte olan, kredi notunda yakın geçmişte bir indirim görmüş, yerel para birimi ciddi güç kaybetmiş ve enflasyonu hızla artan bir ülkeye kalıcı yatırım yapacak kadar iştaha sahip mi?

Normalde bu sorunun cevabı da “hayır” olmalı. Fakat global gelişmeler aslında uluslararası yatırımcıları çok ciddi bir düşük getiri kıskacına almış durumda. Gelişmekte olan piyasalara yatırım yapan fonlar özellikle yatırımcılara vaat ettikleri yüksek getirileri sağlamaktan uzun süredir uzakta. Fed’in de parasal sıkılaştırmayı daha ağırdan almaya başlayabileceği olasılıkları, doların uluslararası güç kaybı sürecine girebileceği dönemde aslında yabancı yatırımcıların risk iştahında artış yaşanması sadece bir zaman meselesi artık. Fakat hiçbir yabancı yatırımcı bir üst paragrafta saydığımız risklere sahip bir ülkeye eğer tüm bunların değişme potansiyeli yoksa yatırım yapmaz. Peki o zaman tam tersinden soralım. Türkiye’de tüm bunların tersine dönme olasılığı var mı? Kimilerine göre seçimler böyle bir senaryo içeriyor. Yabancı yatırımcıların seçim dönemlerinde aktif oldukları da bilindiğine göre. Bu durumda evet, yabancı yatırımcıların tüm risklere rağmen eğer güçlü bir çıpa görürse uzun vadeli yatırım için geri dönme ihtimali var. Bunu da Borsa İstanbul’da daha önce birçok kez görmüştük. Çünkü böyle dönemler yüksek riskler/yüksek getiri potansiyeli değerlendirmelerinde getiri potansiyelinin ağır bastığı dönemler olabiliyor. Borsa İstanbul’un emsallerine göre getiri vaadi de kıyas kabul etmez şekilde yüksek olduğuna göre?.. Yani böyle bir senaryo gerçekleşmesi imkansız bir senaryo değil.

O halde yabancıların son iki haftadır verdikleri sinyallerin biraz derinliklerine inip kalıcı sinyaller arayalım. Yabancı yatırımcılar net olarak iki haftada 300 milyon dolardan fazla alım yaptı. Fakat hangi hisselerde yaptı? Bunu biraz daha sağlama almak için işin içine kurumsal fonları da dahil edelim.

SATIŞTAN ALIMA DÖNEN HİSSELER

Yabancı yatırımcıların yılbaşından bu yana satışta olduğu hisselerin bazılarında ağustos ayında alıma döndüğü görülüyor. Bu hisselerin endeks üzerindeki toplam ağırlığı yüzde 39. Takaslar üzerinden yaptığımız analizlere göre bu hisselerin başında Tofaş Otomobil Fabrikaları geliyor. Yabancı yatırımcılar ve kurumsal fonların bu hisse senedinin takasındaki payı yüzde 49,67 seviyesinden yüzde 58,39’a çıkmış. Takas hakimiyetinde yüzde 8,7’lik bir artış var. Peki TOASO’nun hisse fiyatı ağustos ayında ne kadar artmış? Yüzde 14. Şirketin finansal performansı ise özellikle Türkiye’de üretimi yapılan Fiat Doblo’nun üretimini İspanya’ya kaydıracağını açıklaması, şirketin dolar bazında karında altı aylık bilançoda bir önceki yıla göre yüzde 7 artış yaşanması hissedeki yükseliş sınırlamış.

Listede yer alan bir diğer otomotiv şirketi de Ford Otosan. Yabancı yatırımcı ve kurumsal fonların hisse takasındaki payı yüzde 63,74’ten yüzde 67,73’e çıkmış. Yani takas hakimiyetinde yüzde 4 artış var. Şirket hisseleri ağustos ayında yüzde 10 yükselmiş. Şirketin net karı dolar bazında yüzde 22 artmış.

Son yükselişte bankalara yabancı alımı geldiğini seans izleyen herkes net bir şekilde dile getirdi. Bu hisselerin başında da Akbank geliyor. Yabancıların ve kurumsal fonların takas payı yüzde 56,26’dan yüzde 61,34’e yükselmiş. Yüzde 5’lik takas hakimiyeti artışı. Bu artışa hisse fiyatı yüzde 30 artışla eşlik etmiş. Bankanın karındaki dolar bazlı değişim yüzde 171. THY listedeki en çarpıcı şirketlerden biri. Yabancıların takas hakimiyetinde yüzde 4’lük artış beraberinde yüzde 34’lük bir hisse fiyat artışı sağlamış. Şirketin zarardan kara geçtiği dönemde karındaki artış yüzde 10 binin üzerinde. Bunlar dışında yabancıların yıl boyu sattığı fakat ağustosta alıma döndüğü diğer şirketler arasında Sabancı Holding, Şişecam gibi holdingler, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası gibi bankalar, TAV Havalimanları, Pegasus gibi turizm odaklı şirketler, Şok ve BİM gibi ucuzluk marketleri dikkat çekiyor.

KURUMSALLARIN ALMAYA DEVAM ETTİKLERİ

Temmuz sonundan ağustos 17’sine kadar yabancı ve kurumsal fonların takaslarında artış görünen şirketler arasında ilk dikkat çeken ODAŞ. Şirketin takasında bu kurumların payı yüzde 13’ten yüzde 19’a çıkmış. Dolar bazında yüzde 382 kar artışı yakalayan şirketin hisse fiyatı ise ağustosta yüzde 17 artmış. Alarko Holding, Torunlar GYO, Gen İlaç, Kızılbük GYO, Ziraat GYO, Oyak Çimento, Nurol GYO ise yabancıların ve kurumsal fonların alımlarına ağustos ayında da devam ettiği diğer şirketler. Yabancıların yılbaşından beri net alımdayken Ağustos ayında satışa döndüğü hisselere bakıldığında ise Hektaş, Penta Bilgisayar, Şekerbank, Kerevitaş, Başkentgaz, Fonet, Global Yatırım Holding, Aygaz, Selçuk Ecza Deposu, Matriks, DoCo, Anadolu Grubu Holding gibi hisseler dikkat çekiyor. Yabancıların yılbaşından bu yana sattığı ve ağustosta da satışı sürdürdüğü şirketlerde ise düğüm sanki biraz çözülüyor. Tekfen, Tüpraş, Koç Holding, Arçelik, Ereğli Demir Çelik, Mavi Giyim, Medikal Park, Turkcell, SaSa, Ülker, Kardemir D, Koza Anadolu, Aksa, Koza Altın gibi şirketler bu listede.

YABANCI TAKASLARINDA KAFA KARIŞTIRAN SEYİR

Veriler ışığında ilk görüntü, endeks üzerinde ağırlığı yüksek, karı hızlı yükselmiş şirketlerde yabancı alımları (yüzde 39’luk endeks ağırlığı sayesinde) borsayı topyekün yukarı çekerken, yükselen seviyeden ciddi satış baskısıyla da karşılaşmadan endeksteki ağırlığı yüzde 31 seviyesine olan hisselerde yabancı bilanço performansına bakmadan satış yapmaya devam etmiş. Yani yabancıların alımlarında topyekün giriş görmüyoruz. Uzun vadeli yabancıların ucuz kalmış piyasaya dönüş dönemlerinin genel özelliklerinden biri, seviye gözetmeksizin endeks hisselerinde toptan alıma geçmeleridir. Bu açıdan ilk gösterge yabancıların seçici alımlarla endeksi yukarı taşıdığı, fakat ellerindeki bazı hisselerde aylardır yaptıkları satışlara ne kara ne de fiyatın düşüklüğüne bakmadan devam ettiği yönünde. Piyasada sıkça dile getirilen bir iddiayı da hatırlatalım: Suudi borsa fonlarının bankalara girişi olduğu iddialar var. Bunu ayırt etmek mümkün değil. Çünkü ister Avrupalı Amerikalı fonlar isterse de Arap fonları olsun, yabancı gelirse hep aynı yani Citibank, Deutschebank, Bank of America gibi kurumların yabancı takaslarında üzerinde görünecek. Fakat bu yabancı alımlarının kalıcı ve samimi alımlar olup olmadığı konusunda temkinli bakışı terk edebilmek için bu alımların bilançolardan sonra da devam etmesini görmek şart. Bu da birkaç hafta sonrasında test edeceğimiz bir durum. Aksi ise yine yabancı yatırımcıların fiyatları yukarı çekip aldıklarından daha fazlasını sattıkları klasik bir döngüden başkası olmayacak. Borsayı asıl uçuracak Avrupalı, Amerikalı, Japon menşeli yabancı fonların ise seçim senaryosuyla 2022 sonu veya 2023 ilk çeyreğinde görülme olasılığını bir kenarda tutmakta fayda var.