Leyla İLHAN

Türkiye’nin artan şekilde göçmenle karşılaşmasıyla ev sahipleri ile yabancı kiracı ilişkilerinde kira alamama sorunu başlattı. Ukraynalıların göçüyle görünürlüğü artan sorunun son zamanlarda kaçak Afgan ve Pakistanlılar nedeniyle büyüdüğü dile getiriliyor. Ev sahiplerinin de yabancı kiracıyla ilgili deneyimlerinin olmamasının sorunun yaygınlaşmasına neden olduğu ifade edilirken, yabancı kiracı konusunda bir avukat yardımıyla sözleşme yapılması önerildi.

Kamu ve STK’lara önemli görevler düşüyor

Yabancıların kiralarını ödememe probleminin son dönemde Ukraynalıların gelmesiyle daha görünür olduğunu belirten Realtyplus Franchising AŞ Kurucu Ortağı Özhan Carda, “İnsanlar apar topar gelip ev kiraladılar. Sonrasında para transferinde gecikmeler olunca ev sahipleri açısından mağduriyetler yaşandı.” dedi.

Özellikle kaçak gelen Afgan ve Pakistanlı göçmen kaynaklı sorun yaşandığını söyleyen Carda, bunların dışında ev kiralayıp sonra yurt dışına gidip ödemeyi ihmal edenler de olduğunu söyledi. Burada devlete ve sektörle ilgili sivil toplum kuruluşlarına da bilgilendirme konusunda önemli görevler düştüğünü söyleyen Carda, ev sahiplerine de mutlaka kısa dönemli anlaşma yapmaları ve kiraları da peşin almaları önerisinde bulundu. Ayrıca tahliye taahhütlü anlaşma yapmalarını da öneren Carda, “Mutlaka yabancıdan pasaport istemeliler. Pasaportun gerçek olup olma durumu olabilir. O yüzden mutlaka bir avukat eşliğinde bu sözleşmeler yapılmalı.” bilgisini verdi.

Eşyalı evlerde daha yaygın

İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa, mülteci ya da kaçak kişilere evlerini kiralayanların, bu kişilerin kaçmasıyla muhatap bulamadıklarını söyledi. Son zamanlarda artan bu sorun hakkında mal sahiplerini uyardıklarını aktaran Aşa, “Çalışma ya da oturma izni olmadan kiralamayın ya da en azından pasaportunu isteyin, Konsolosluğa ve emniyete bilgi verin diyoruz. Ancak bazı mal sahiplerine sadece cebinde bir kimlikle gelen bu kişilerin verdikleri yüksek fiyatlar cazip geliyor. Fakat bu kişi çekip gittiğinde muhatap bulamıyorlar. Ya da başkasına devrediyor. Dolayısıyla bu kişilerin takip edilmesi imkansız oluyor” diye konuştu.

Bu tarz problemlerin özellikle kısa dönemli kiralanan eşyalı evlerde daha fazla yaşandığını söyleyen Aşa, ağırlıkla Afgan ve Pakistanlı göçmenlerde yoğunlaştığını kaydetti. Aşa sorunun ilerleyen dönemlerde daha fazla artacağını dile getirdi.

Yüksek kira talebini yabancı karşılıyor

Mal sahipleri taşınmazlarını kiraya verirken öncelikli olarak kira bedelinin kendilerini tatmin edecek değerde olmasını aradığını kaydeden Mono Hukuk Kurucusu Avukat Hanife Emine Kara, “Bu değerlere de çoğunlukla yabancı uyruklu kişilere yapılan kiralamalarla ulaşmakta, ancak kiraya verenler başta yüksek kira getirisi elde etme amacıyla hareket ederken ileri vadede yaşayabilecekleri sorunları göz ardı etmekte” dedi.

Yabancı uyruklu kişilerle akdedilen kira sözleşmelerinde karşılaşılan ilk sorun, kiracının ikamet izninin veya vergi numarasının olmaması olduğunu dile getiren Kara, “Yabancı kimlik numarası veya vergi numarası olmayan bir yabancıya salt pasaportu ile kiralama yapılması durumunda, muhtemel bir uyuşmazlık halinde kiracının Türkiye’deki mal varlığına ulaşılma imkanı olmayacak. Kiraya verenlerin, kira bedellerini ödemeyen kiracı aleyhine icra takibi başlatma ve kiracının tahliyesini talep etme hakkı mevcut. Ancak akdedilen kira sözleşmeleri sonrasında bu kiracıların kira bedellerini ödememesi halinde karşılaşılan en önemli sorun ise çoğunlukla alacağın tahsil kabiliyetinin olmaması” diye konuştu.

Türk kefil ile kiralama yapıyor

İstanbul Emlak Brokerleri Kulübü (İSTEB) Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Özcan, kendilerinin yabancıya ev kiralarken direk kiralama yapmadığını, mutlaka findex raporu iyi olan bir Türk kefil aldıklarını söyledi. Türk lirası döviz karşısında değer kaybettiği için Türklerin 25 bin TL’ye kiralayamadığı 2+1 bir dairenin yabancı için daha uygun olduğunu belirten Özcan, şirket olarak uyguladıkları sözleşmeler nedeniyle sorun yaşamadıklarını söyledi.

Yabancı kiracı davaları da artıyor

Yabancı uyruklu kişilerin Türkiye’de ikamet etmek maksadıyla taşınmaz kiralamalarının son dönemde bir hayli arttığını belirten Mono Hukuk Kurucusu Avukat Hanife Emine Kara, “Yabancı uyruklu kişilerle akdedilen kira sözleşmelerindeki artışla doğru orantılı olarak, bu kiralamalardan doğan uyuşmazlıklar ile adliyelerde açılan dava ve icra takipleri de önemli ölçüde arttı. Özellikle kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle icra müdürlüklerinde başlatılan tahliye talepli icra takiplerinin ve yine icra hukuk mahkemelerinde görülen davaların sayılarında dikkate değer bir artış olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

Yabancıya ev kiralarken bunlara dikkat

Avukat Hanife Emine Kara, yabancılarla kira problemi yaşamamak için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

*Yabancı uyruklu kişilerle kira sözleşmesi akdeden kiraya verenler kira bedellerinin tahsilinde sorun yaşamamak adına çözümü çoğunlukla 6 aylık veya 1 yıllık kira bedelinin baştan alınması ile bertaraf etmeye çalışsa da bu yol uzun vadeli bir çözüm olmamakta. Nitekim kira sözleşmeleri, sözleşme süresi sonunda 1 yıllık sürelerle kendiliğinden yenilenmekte ve esasen kira ilişkisi devam etmekte. Uyuşmazlıklar da çoğunlukla bu yenilenen kira dönemlerinde ortaya çıkmakta.

*Bu nedenle, yabancı uyruklu kişilere taşınmazlarını kiralayanlara en önemli tavsiyem kira sözleşmelerine mutlaka kefil almalılar.

*Kefalet sözleşmelerinde, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın ve kefalet tarihinin belirtilmiş olması zorunludur. Ayrıca kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı ve kefalet tarihini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi de şarttır. Aksi halde alınan kefalet geçerli olmayacak.

*Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise kefilin sorumlu olacağı süre ayrıca belirtilmez ise sadece sözleşme süresi kadar kefil olunmuş sayılacağından yenilenen kira dönemleri için kefalet devam etmeyecek. Bu nedenle kefilin sorumlu olacağı sürenin sözleşme süresi dışında ayrıca yazılmasını tavsiye ederim.

*Bunun dışında akdedilen kira sözleşmelerinde depozitonun yasaya uygun üst sınır göz önünde bulundurularak alınması yararlı olacak. Kanunda güvence bedeli olarak tanımlanan ve halk arasında depozito olarak tabir edilen ve sözleşmenin akdedildiği safhada gündeme gelen bu tutarların üç aylık kira bedeli olarak alınması mümkün.