Geçtiğimiz günlerde üniversite giriş sınavı sonuçları açıklandı. Sonuçlara bakılacak olursa durum son derece vahim gözüküyor. Çünkü hemen hemen tüm derslerde doğru cevap oranı son drece düşük sonuçlanmış. Demek ki çocuklarımız öğrenmeden sınıf geçiyor ve sınavda da istedikleri sonucu elde edemiyor.
Mevcut sistemde isteyen öğrenci, istediği, başarılı olabileceği veya yeteneğine göre bölümlere giremiyor hatta kendisiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir branşta okumak zorunda kalıyor. Ve doğal olarak üniversiteyi bitirdiğinde sadece diploma sahibi olarak kendine uygun olmayan işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu konuda ideal olanı liseden itibaren çocukların yeteneklerinin belirlenmesi ve doğru yöne kanalize dilerek yeteneğine göre yetiştirilmesidir.
Ülkemizde maalesef her milli eğitim bakanlığı değişiminde eğitim sistemi de değiştiğinden ilkokuldan itibaren eğitim ve öğretim birtakım sorunlarla karşılaşmaktadır.
Üniversite konusuna gelince bundan 15-20 yıl öncesine kadar sadece büyük kentlerimizde yanlış hatırlamıyorsam 8-10 tane üniversitemiz vardı ve giriş sınavı da büyük şehirlerde yapılırdı. (Ben de sınav için Antalya’dan İstanbul’a gitmiştim.) Üniversite okumak için çocuklarımız yaşadıkları ili zorunlu olarak değiştirerek başka şehirlere göç eder, buralarda genelde öğrenci yurtlarında kalırlardı ve aileleri de maddi olarak büyük fedakârlık yapmak zorunda idiler. Şimdi ise köy kasaba demeden yurt genelinde 213 tane üniversitemiz mevcuttur ve öğrencilerimizin birçoğu ailelerinin yanında yüksek öğrenimlerini yapabilmektedir ve aileler de maddi külfetten kurtulmaktadır. Bu üniversitelerimiz her yıl çeşitli branşlarda binlerce mezun vermektedir. Doğal olarak yeni kurulan üniversitelerimizin birtakım eksikleri de olacaktır. Kervan göçte düzelir” atasözünde olduğu gibi zaman içinde laboratuvar, kütüphane, spor salonu vd. eksikler tamamlanabilir. Dolayısıyla açılan her üniversitenin eğitime katkı sunacağı bir gerçektir.
Üniversitelerimizin hepsi son derece önemlidir. Yani kötü okul yoktur. Önemli olan öğrencinin üniversite yıllarını boş geçirmeyip kendini kendi branşında yetiştirmesidir. Biz, millet olarak her şeyin kolayına kaçmaya, her konuda eleştiri yapmaya alışkın bir milletiz. Hâlbuki “okumadan bilgi sahibi olunmaz, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz, fikir sahibi olmadan da eleştiri yapılamaz” gerçeğini hiçbir zaman unutmamalı, çok çalışarak vatana ve millete katma değer sağlamalıyız.
Üniversite mezunlarımızın durumuna gelince; öncelikle ülkemizde birçok üniversite mezunu kendi branşlarında iş bulamadıkları için, bazıları ilkokul mezunlarının yaptığı işlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Yukarıda da bahsetmeye çalıştığım gibi sadece üniversite mezunu olmak yetmemekte, en az iki yabancı dil, mastır ve hatta doktoralı olmak, aranan eleman açısından önemlidir. Bu konuda genç arkadaşlarıma Prof.Dr. Ayhan Kırım’ın “Mor İneğin Akıllısı” kitabını okumalarını tavsiye ederim. İçinde bulunduğumuz ortamda nelerin yapılması gerektiğini kitap çok güzel açıklamaktadır. Mor inek olmayacağını hepimiz biliyoruz ama günümüzde mor inek de yeterli olmuyor bir de onun akıllısı olmak gerekiyor.
Yüksek öğretim kurumlarımızda akademisyen sıkıntısının olduğu da bilinen bir gerçektir. Bu konuda öncelikle devlet maddi ve manevi koşulları iyileştirmesi ve teşvik edici koşulların oluşmasına özen göstermelidir. Bir bilim adamı kolay yetişmiyor. Yıllarca gece gündüz demeden bilimsel araştırmalar yapmak, yerli ve yabancı basında makaleler yazmak, gerekli olduğu durumlarda somut örneklerle çözüm aramak kolay bir işlem değildir. İlk başta maşların iyileştirilmesi gerekir.
Bir diğer konu da taşradan gelen öğrencilerin barınma, beslenme gibi sorunlarının içinde bulunduğumuz ekonomik kriz ortamında son derece zor olmasıdır. Geçen yıl sayısını hatırlamıyorum ama birçok öğrencinin ekonomik koşullardan dolayı kaydını sildirerek memleketlerine döndüğünü yazılı ve görsel basından izledik. Özellikle büyük şehirlerde yurt sorunu yaşayan öğrenciler, kitap defter alamayan öğrenciler, gerektiği şekilde beslenemeyen öğrenciler olduğunu hepimiz biliyoruz. Yurt ücretlerinin yüksekliği, ev kiralarının anormal derecede artışı bazı aileleri zor duruma soktuğu için çocuklarını okutamamaktadır.
Öte yandan bazı üniversite mezunlarımız daha fazla kazanç sağlamak, daha sosyal bir yaşam sürdürebilmek için yurt dışına gitmeyi tercih etmektedirler. Hatta bazı üniversite öğrencilerinin de okul bitmeden yurt dışı olanaklarını araştırdığı bir gerçektir. Üniversite öğrencilerinin veya mezunlarının belirli bir süre yurt dışında kalması, yabancı dillerini pekiştirmeleri, mastır, doktora yapmaları ve de en önemlisi ufuklarımın açılması açısından faydalıdır. Ancak ideal olan kendi vatanımıza ve milletimize faydalı olmaktır.
Yüksek öğretim mezunlarımızın işsiz kalmamaları için devlet ve özel sektör yatırımları önemlidir. Her şeyi de devletten beklemek yanlıştır. Bir başka sorun da teknisyen, tekniker gibi ara eleman sıkıntısının söz konusu olduğu üretim işletmeleri tarafından sık sık tekrarlanmasıdır. Bu konuda milli eğitim bakanlığımız gerekli önlemleri almalı, endüstri meslek liselerimizin sayısını arttırmalıdır.
Yukarıda da yazdığım gibi her şeyi devletten beklemek yanlıştır. Ülkemizde birçok hayırsever iş adamımız birçok okul yaptırmaktadır ve bu okullardan binlerce hatta milyonlarca çocuğumuz faydalanmaktadır. Kendilerine şükranlarımı sunar, bu tür girişimcilerimizin artmasını gönülden dilerim.
Aşağıda TÜİK’dan aldığım 2023 yılı yükseköğretim istihdam göstergelerini okuyabilirsiniz.
Lisans mezunlarında kayıtlı istihdam oranı 2023 yılında %75,6 olarak gerçekleşti
Lisans mezunlarının kayıtlı istihdam oranı 2022 yılında %75,1 iken, bu oran 2023 yılında %75,6 olarak gerçekleşti. Ön lisans mezunları için kayıtlı istihdam oranı ise 2022 yılında %67,3 iken, bu oran 2023 yılında %67,7 olarak hesaplandı.
En yüksek kayıtlı istihdam oranına sahip lisans bölümü %96,2 ile özel eğitim öğretmenliği oldu
Lisans seviyesinde en yüksek kayıtlı istihdama sahip olan bölümler özel eğitim öğretmenliği (%96,2), tıp (%95,3), dil ve konuşma terapisi (%93,9), elektrik öğretmenliği (%93,2) ile ebelik (%92,4) oldu.
En yüksek kayıtlı istihdam oranına sahip lisans alanı %87,4 ile sağlık ve refah oldu
Uluslararası Standart Eğitim ve Öğretim Alanları Sınıflaması, 2013’e göre lisans seviyesinde kayıtlı istihdam oranının en yüksek olduğu ilk beş alan; sağlık ve refah (%87,4), mühendislik, imalat ve inşaat (%83,7), eğitim (%79,8), bilişim ve iletişim teknolojileri (%79,6) ile iş, yönetim ve hukuk (%74,8) oldu.
En yüksek kayıtlı istihdam oranına sahip ön lisans bölümü %92,1 ile polis meslek eğitimi oldu
Ön lisans seviyesinde en yüksek kayıtlı istihdama sahip olan bölümler polis meslek eğitimi (%92,1), elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtımı (%88,7), endüstriyel kalıpçılık (%86,1), metalürji (%85,5) ile avcılık ve yaban hayatı (%84,7) ve kaynak teknolojisi (%84,7) oldu.
En yüksek kayıtlı istihdam oranına sahip ön lisans alanı %77,3 ile mühendislik, imalat ve inşaat oldu
Ön lisans mezunlarının eğitim ve öğretim alanlarına göre kayıtlı istihdam oranının en yüksek olduğu ilk beş alan; mühendislik, imalat ve inşaat (%77,3), doğa bilimleri, matematik ve istatistik (%71,7), hizmetler (%71,0), bilişim ve iletişim teknolojileri (%70,4) ile tarım, ormancılık, balıkçılık ve veterinerlik (%69,6) olarak gerçekleşti.
Lisans mezunlarında ortalama ilk iş bulma süresi 14,4 ay olarak gerçekleşti
Lisans mezunlarında ortalama ilk iş bulma süresi 2022 yılında 15,0 ay iken bu süre 2023 yılında 14,4 ay oldu. Ön lisans mezunlarının ortalama ilk iş bulma süresi ise 2022 yılında 16,8 ay iken, 2023 yılında 15,9 ay olarak hesaplandı.
İlk iş bulma süresinin en kısa olduğu lisans bölümü 2,3 ay ile dil ve konuşma terapisi oldu
Lisans mezunlarının mezuniyetleri sonrası ilk iş bulma süre ortalamasının en kısa olduğu bölümler; dil ve konuşma terapisi (2,3 ay), tıp (4,2 ay), özel eğitim öğretmenliği (4,2 ay), eczacılık (5,5 ay) ile ebelik (7,3 ay) oldu.
İlk iş bulma süresinin en kısa olduğu lisans alanı 8,7 ay ile sağlık ve refah oldu
Lisans mezunları için ilk iş bulma süresinin en kısa olduğu ilk beş eğitim ve öğretim alanı; sağlık ve refah (8,7 ay), mühendislik, imalat ve inşaat (11,6 ay), bilişim ve iletişim teknolojileri (11,9 ay), eğitim (12,1 ay) ile hizmetler (13,5 ay) olarak gerçekleşti.
İlk iş bulma süresinin en kısa olduğu ön lisans bölümü 2,9 ay ile polis meslek eğitimi oldu
Ön lisans mezunlarının mezuniyetleri sonrası ilk iş bulma süre ortalamasının en kısa olduğu beş bölüm; polis meslek eğitimi (2,9 ay), optisyenlik (9,0 ay), aşçılık (10,7 ay), sivil havacılık kabin hizmetleri (11,6 ay) ile eczane hizmetleri (11,9 ay) oldu.
İlk iş bulma süresinin en kısa olduğu ön lisans alanı 13,4 ay ile hizmetler oldu
Lisans mezunları için ilk iş bulma süresinin en kısa olduğu ilk beş eğitim ve öğretim alanı; hizmetler (13,4 ay), doğa bilimleri, matematik ve istatistik (13,7 ay), mühendislik, imalat ve inşaat (14,4 ay), sağlık ve refah (15,3 ay) ile bilişim ve iletişim teknolojileri (16,3 ay) olarak gerçekleşti.
Ortalama kazancın en yüksek olduğu lisans bölümü pilotaj oldu
Lisans mezunlarının kazanç durumları incelendiğinde, aylık ortalama kazancı en yüksek olan beş bölüm sırasıyla; pilotaj, matematik mühendisliği, uçak mühendisliği, kontrol ve otomasyon mühendisliği, gemi makineleri işletme mühendisliği oldu.
Ortalama kazancın en yüksek olduğu bölümler (lisans), 2023

Ortalama kazancın en yüksek olduğu ön lisans bölümü perakende satış ve mağaza yönetimi oldu
Ön lisans mezunlarının kazanç durumları incelendiğinde, aylık ortalama kazancı en yüksek olan beş bölüm; perakende satış ve mağaza yönetimi, polis meslek eğitimi, uçak teknolojisi, marka iletişimi ile elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtımı oldu.
Sağlık ve refah lisans mezunlarının kendi alanında çalışma oranı %79,3 oldu
Ücretli çalışan (SGK 4/A) lisans mezunlarının öğrenim gördükleri eğitim ve öğretim alanı ile uyumlu bir meslek grubunda çalışma oranının en yüksek olduğu ilk beş alan; sağlık ve refah (%79,3), iş, yönetim ve hukuk (%79,3), mühendislik, imalat ve inşaat (%63,9), eğitim (%62,7) ile bilişim ve iletişim teknolojileri (%59,4) oldu. En düşük uyum ise %19,9 ile sosyal bilimler, gazetecilik ve enformasyon alanında gerçekleşti.
Ücretli çalışan (SGK 4/A) ön lisans mezunlarının öğrenim gördükleri eğitim ve öğretim alanı ile uyumlu bir meslek grubunda çalışma oranının en yüksek olduğu ilk beş alan; iş, yönetim ve hukuk (%65,6), mühendislik, imalat ve inşaat (%59,5), hizmetler (%57,8), sağlık ve refah (%45,4) ile doğa bilimleri, matematik ve istatistik (%44,3) oldu. En düşük uyum ise %8,1 ile sosyal bilimler, gazetecilik ve enformasyon alanında gerçekleşti.
AÇIKLAMALAR
İdari kayıtların bütünleşik bir veri tabanında eşleştirilmesi ile kurulan Eğitim-İşgücü Veri Tabanı çalışması esas alınarak 2013-2022 yıllarında Türkiye’de bir yükseköğretim programından lisans ve ön lisans düzeyinde mezun olan ve 2023 yılında Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nde (ADNKS) yer alan bireylerin kayıtlı istihdam oranları, mezuniyetleri sonrası ilk iş bulma süreleri, aylık ortalama kazançları ve mezuniyeti ile uyumlu bir alanda çalışma oranları hesaplanmıştır.
Kayıtlı istihdamda yer almayan fertler yalnızca işsiz anlamına gelmemektedir. Kayıtlı istihdamda olmama nedenleri arasında işsizlik dışında, eğitime devam etme (özellikle yüksek lisans-doktora), kayıt dışı çalışma, iş aramama ve ADNKS’de kayıtlı olup fiilen yurtdışında bulunma gibi olasılıklar da yer almaktadır.
Kaynak: TÜİK
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar