Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, KDV sadeleştirmeleri çalışmaları kapsamında ‘Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Taslağı’nı sektörün görüşüne açtı.
Tebliğle, kat karşılığı inşaat işlerinde müteahhit ve arsa sahibinin KDV yükümlülüklerinden isteğe bağlı tam tevkifat uygulamasına, imalatçılar tarafından yapılan ihracatta KDV iadelerinden demir çelik ürünlerinin tesliminde tevkifat oranlarına kadar birçok konuda düzenleme yapılıyor.
Yeni tebliğ taslağına ilişkin değerlendirmede bulunan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Emre Kartaloğlu, “KDV Genel Uygulama Tebliği’nde yapılması planlanan değişikliğe göre, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri kapsamındaki teslimlerde, müteahhit ile arsa sahibinin birbirlerine kesecekleri faturalarda tutarlar farklı hesaplanıyor.” dedi.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında daire ve arsa tesliminde emsal bedelin hesabında, müteahhidin arsa sahibine keseceği faturada maliyet bedeli için yüzde 10 emsal bedel hesaplandığını belirten Kartaloğlu, arsa sahibinin mükellef olması halinde arsa bedeli için, maliyet bedelinin yüzde 5 emsal bedel üzerinden hesaplandığını bildirdi.
Kartaloğlu, bu durumda müteahhit ile KDV mükellefi olan arsa sahibinin birbirlerine kesecekleri faturalarda KDV hariç tutarların farklı olacağına dikkati çekerek, “Kat karşılığı inşaat işi bir trampa olup, karşılıklı yapılan teslimlerin bedellerinin birbirine eşit olması gerekiyor. Bu kapsamda tebliğ taslağında yeniden düzenlemeye gidilmelidir.” diye konuştu.
“KDV iadelerinde süre sınırlaması getirilmeli”
Tebliğ taslağında, imalatçılar tarafından yapılan mal ihracında ihracat bedeline göre iade uygulamasında da değişiklik öngörüldüğüne işaret eden Kartaloğlu, “Düzenleme kapsamında sektör ayrımı yapılmaksızın imal ettikleri malları doğrudan ihraç eden imalatçılar, ihracat teslimlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin yüzde 10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep edebileceklerdir. Bu durumda bazı konuların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Söz konusu maddenin yürürlük tarihinin, yayımı tarihini takip eden ay başı olarak yazıldığını aktaran Kartaloğlu, yürürlük maddesinin bu şekilde kalmasının uygulamada sorunlara neden olacağı uyarısında bulundu.
Yürürlük tarihinden önce verilen KDV beyannameleri açısından düşünüldüğünde, bu beyannamelerde yüklenilen KDV tutarı yazılmasına rağmen henüz iade talebi oluşturulmamış beyannameler bulunduğunu hatırlatan Kartaloğlu, şunları söyledi: “Bu durumda mevcut haliyle bazı sorulara tebliğde yanıt bulunamamaktadır. Bu dönemler için düzeltme beyannamesi verilerek iade tutarı değiştirilip yeni uygulamadan yararlanılıp yararlanılamayacağına açıklık getirilmelidir. Ayrıca, KDV beyannamesinde ihracat istisnası tutarını yazmasına rağmen iade tutarı henüz belli olmadığı için yüklenilen KDV yazılmayan dönemler mevcuttur. Bu durumda olan beyannameler için yüklenilen KDV, yeni uygulamaya göre hesaplanabilecek midir? Bunlar ve bunlara benzer oluşabilecek durumlar nedeniyle bu maddenin yürürlük hükmünün ayrıntılı olarak açıklanması gerektiği değerlendirilmektedir.”
Kartaloğlu, bu uygulamadan yararlanılan iade talepleri için de süre sınırı getirilmesi halinde, uygulamanın teşvik edileceğini ve vergi dairelerindeki iş yükünün azaltılacağını düşündüklerini kaydetti.
Bu kapsamda artırımlı teminat uygulamasında 5 iş günü içinde, ön kontrol raporuna dayalı iade uygulamasında ise 10 iş günü içinde vergi dairesi tarafından iadenin sonuçlandırılması gerektiği örneğini veren Kartaloğlu, “Uygulama içinde bu örneklere benzer bir süre sınırının getirilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir.” dedi.
Kartaloğlu, ayrıca, ihracat gerçekleştirildikten sonra bazen yurt dışındaki firma tarafından malın fiyatının değişmesi, istenilen kalitede olmaması, iskonto gibi nedenlerle Türkiye’deki firma adına “debit note (borç dekontu)” düzenlenebildiğini ifade ederek, “Aslında ihracat bedeli azalmaktadır. Böyle bir durumda iade tutarının ne olacağı konusunda tebliğde açıklama yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.” diye konuştu.
İkinci el satışında KDV oranları
Kartaloğlu, tebliğ taslağındaki, 1 Nisan 2022’den önce yapı ruhsatı alınmış veya kamu kurum ve kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi yapılmış projeler kapsamında inşa edilen konutların, bu tarihten sonraki tesliminde genel KDV oranının uygulanacağına yönelik görüşün, 29 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı’na da aykırılık teşkil ettiğini bildirdi.
Kararda söz konusu konutlarla ilgili 150 metrekareden büyük konutlar için sınırlayıcı bir hüküm bulunmamasına rağmen tebliğ taslağıyla sınırlama getirildiğine dikkati çeken Kartaloğlu, taslaktaki madde değişikliklerinin söz konusu konutların ilk teslimi açısından bir problem teşkil etmediğini dile getirdi.
Kartaloğlu, buna rağmen 1 Nisan 2022’den önce yapı ruhsatı alınmış bir projeden 150 metrekareden küçük konut almış bir KDV mükellefinin 1 Nisan 2022’den sonra artık ilk teslim sayılmayan (ikinci el) bu konutu satması durumunda KDV oranının ne olacağı konusunun taslak tebliğ düzenlemesinden anlaşılamadığını söyledi.
Emre Kartaloğlu, bu nedenle, 1 Nisan 2022’den önce yapı ruhsatı alınan konutların daha sonraki teslimlerinde (ikinci, üçüncü teslimler) hangi oranın uygulanacağının tebliğde açıklanması gerektiğini kaydetti.