Faiz paranın zaman değeridir. Özellikle enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde faiz kelimesini sık sık yazılı ve görsel basında okuyoruz ve takip ediyoruz. Bir gayrimenkulün zaman içinde aylık ve yıllık kirası olduğu gibi paranın da zamana bağlı bir maliyeti vardır ki bu da faizdir.
Günümüzde faizin politika faizi, reeskont faizi, gösterge faizi gibi birçok çeşitleri mevcuttur. Ekonominin vazgeçilmez ögesi olarak faiz yaptığımız her alışverişte bulunmasına rağmen fiyatın içinde olduğu için farkına varmadan bir miktar faiz ödemekteyiz. Çünkü üretimde bulunan her sektörün girdi maliyetlerinde mutlaka bir faiz maliyeti vardır ve bu faiz gideri üretim maliyetlerine ve dolayısıyla ürün fiyatına yansıtılmak durumundadır.
Ekonomide faiz, enflasyon ve döviz kurları entegre çalışan bir sistemdir ve her üçünün de dengede tutulması gerekir. Yani biri bozulduğu zaman diğerleri de tepki verecektir. Hiçbir vatandaşımız yüksek faiz taraftarı değildir ve hatta faizin sıfıra düşmesini arzular. Ancak ekonomide dengeler açısından bu mümkün değildir.
Türkiye’nin faiz giderleri konusunda söylenecek en önemli söz faiz giderlerinin anaparayı aşmasıdır. Her ne kadar faize karşı olsak da faizden kurtulamıyoruz. Uluslararası borçlanmada ise CDS primimiz yüksek olduğu için daha yüksek maliyet ödemek zorunda kalıyoruz.
Euronews sitesinden yaralanarak ülkemizin faiz giderleri hakkında bilgileri aşağıda paylaşıyorum;
2023 bütçesine göre borçların %48 i faiz ödemelerinden oluşmaktadır. Türkiye 2002-2017 yılını kapsayan 16 yılda toplam 811 milyar TL faiz ödedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın duyurduğu resmi tahmin ve programa göre ise 2022 ve 2023 yıllarında 810 milyar TL faiz ödenecek. Bakanlığın açıkladığı programa göre Türkiye 2023 yılında neredeyse anapara kadar faiz ödeyecek. Anapara için 564 milyar lira, faiz için ise 519 milyar lira ödeme planlanıyor. Buna göre ödenecek 100 liranın 52 lirası anaparaya, 48 lirası ise faize gidecek. Programlarda sapma olduğundan ödeme miktarlarının daha da artması bekleniyor.
Politika faizi 19’dan yüzde 10,5’e kadar geriledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Yeni ekonomi modeliyle, yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz” diyor.
Ancak Türkiye’nin faiz giderleri artıyor. 2021’de Türkiye’nin faiz gideri 180,9 milyar lira olmuştu. Ocak-Eylül aylarını kapsayan 2022’nin ilk 9 ayında bu miktar aşıldı. Yılın ilk üç çeyreğinde Türkiye toplam 207,1 milyar faiz ödemesi yaptı.
HMB verilerine göre Türkiye’nin faiz giderleri 2001 ile 2017 yılları arasında yıllık 40 ila 60 milyar TL arasında seyretti. 2019 sonunda 100 milyar liraya dayanan faiz gideri 2020’de 134 milyar; 2021’de ise 180,9 milyar lira oldu. HMB’nin tahminine göre 2022 sonunda bu miktar 290,4 milyar liraya ulaşacak.
16 yılda ödenen toplam faiz 2 yılda ödenecek
Türkiye 2002-2017 yıllarını kapsayan 16 yılda toplam 811 milyar lira faiz ödedi. Bakanlığın tahmin ve programına göre 2022-2023 yıllarında toplam ödenmesi planlanan faiz miktarı 810 milyar lira.
Sapma durumunda faiz miktarı daha da artabilir. 2022 için faiz duyurusu 212,5 milyar TL iken şu an gerçekleşme tahmini 290,4 milyar liraya kadar çıktı. Bu da yüze 37 sapma demek. Anaparada ödemesindeki sapma oranı da yüzde 35.Türkiye’nin 2023’te ödeyeceği 100 liralık borcun 52’si anaparaya, 48’i faize gidecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı 31 Ekim 2022 tarihinde hazine finans programını açıklayarak 2022 yılı gelişmeleri ve 2023 yılı öngörülerini duyurdu.
Buna göre 2022 yılında Türkiye 397,3 milyar lira anapara; 290,4 milyar lira da faiz ödemesi yapmış olacak. 2023 yılında ise 563,6 milyar lira anapara; 519,2 milyar lira da faiz ödemesi öngörülüyor.
Merkezi bütçede faiz giderlerinin bütçe giderleri içindeki payı 2000’li yılların başında itibaren kademeli bir düşüşle yüzde 51’den yüzde 8’e kadar geriledi.
2017’de yüzde 8,4 ile en düşük seviyeye inen bu oran yavaş da olsa yükselmeye başladı ve 2021’de yüzde 11,3 oldu.
Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı (Faiz giderleri Merkezi Bütçede toplam giderlerinden çıkarılarak diğer giderler hesaplanmıştır)
Merkezi bütçede faiz giderlerinin bütçe giderleri içindeki payı 2000’li yılların başında itibaren kademeli bir düşüşle yüzde 51’den yüzde 8’e kadar geriledi.
2017’de yüzde 8,4 ile en düşük seviyeye inen bu oran yavaş da olsa yükselmeye başladı ve 2021’de yüzde 11,3 oldu.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist