Yener KARADENİZ
Türkiye’nin sanayi üretiminde sıçrama yapabilmesi için belirli alanlara odaklanması gerektiğini dile getiren Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, bunu başarabilmenin yollarından birinin de mega endüstri bölgelerinden geçtiğini söyledi. Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti Düzce milletvekili olarak Meclise giren ve 2016-2018 yılları arasında da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak görev yapan Özlü, artık OSB ölçeğinin aşılması gerektiğini, bunun Singapur gibi birçok ülkede örneği olduğunu anlattı.
DÜNYA Üst Yöneticisi Hakan Güldağ, Genel Koordinatörü Vahap Munyar ve Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ile bir araya gelen Faruk Özlü, “Türkiye’nin mega endüstri merkezlerine ihtiyacı var. Türkiye’yi yarım ada gibi düşünün. 4-5 yerinde mega endüstri bölgesi olması lazım. Devlet altyapıyı hazırlıyor, inşaatı da yapıyor. Sizin paranız işletme sermayesine gidiyor. Paranın işletme sermayesi olarak kullanması lazım. Türkiye’de zaten tasarruf açığı var” dedi.
Stratejik sektörler fonlanmalı
Faruk Özlü, bakanlığı döneminde yaptığı çalışmalardan da bahsetti. Bunlardan ilki sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi kanunu, ikincisi fikri ve sınai mülkiyet hakları kanunu. Her iki kanun da çıktı. Özlü bir diğer çalışmasının ise TÜBİTAK konusunda olduğu bilgisini paylaşarak, şu bilgileri verdi:
“Her bakanlığın Ar-Ge bütçesi bulunuyor ve bunlar küçük olduğu için bir etki oluşturmuyor. Bizim taslağımıza göre bütün bu fonları bir merkezde toplanabilir ve adına Ar-Ge fonu denilebilir. Mesela GSYH bütçe yaparken o sene ne kadarlık bütçe öngörülüyorsa hükümetin belirlediği kısmı o fona aktarılabilir. Stratejik olarak belirlenen alanlar o para ile fonlanabilir. Kaynak büyük olmalı ki sonuç da olsun. Diğer türlü olmuyor.”
En önemli 5 sektör
Faruk Özlü, sanayide de dönüşüme ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Bakanlık yaptığı dönemde Türkiye’nin sanayi gelirlerinin 150 milyar dolar civarında bulunduğunu belirten Özlü, “Bunu nasıl iki katına çıkarırız diye bir danışmanlık firmasından hizmet aldık. İstihdam mı, ithal ikamesi mi, yatırımcı cazibesi mi tercihlerine göre farklı sektörler öne çıktı. İstihdamsa tekstil ve konfeksiyon öne çıkıyor. Ama bir sektör var ki ne dersen karşılıyor. Petro-kimya ve ilaç. Bir ton petrol 500 dolar ise ondan bir ton haşere ilacı üretirseniz 6 bin 500 dolar oluyor. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Türkiye’ye sıçrama yaptıracak diğer sektörler yarı iletken ve elektronik, makine ve teçhizat, otomotiv ve sonuncusu da tarım, gıda ve içecek olarak öne çıktı.”
Uzaya çıkmasanız da olur, ama aç kalamazsınız
Peki neden uzay ya da havacılık değil de gıda ve içecek daha stratejik sektör? Bu konuda yine yaptıkları çalışmadan örnek veren Özlü, “Uzaya çıkmasanız da olur ama aç kalamazsınız. Hollanda’nın tarım sanayii geliri 85 milyar Euro, Türkiye’de ise bu rakam 17,5 milyar Euro. Yani beşte 1’i. Türkiye’nin odaklanması gerekiyor, odaklanırsa sıçrama yapabilir” dedi.
Faruk Özlü, salgın döneminde daha da artan dijital dönüşüm konusuna dikkat çekti. Yapılan çalışmalara göre önümüzdeki 10 yılda dünya dijital dönüşüm pazarının doğrudan ve dolaylı olarak 100 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşacağını anlatan Özlü, Türkiye’nin bu pazardan 1 trilyon dolar pay alabilmesi gerektiğini vurguladı. Geçen 20 yıl da ciddi bir mesafe alındığını ancak dünyanın da bu dönemde boş durmadığının altını çizen Özlü, “Geçen 20 yıla bakarsak başarılıyız ama dünyaya bakarsak aynı yerdeyiz. Dünya ile mukayese yaparak bakmak lazım. Atatürk’ün bir sözü var: Bir tek çalışkan olmaya ihtiyacımız var. Yeni bir başarı hikayesine ihtiyacı var. Bilgi üreten onu teknolojiye dönüştüren ve onu da sanayiye enjekte eden ve bunla da yüksek katma değerli ürünler çıkaran nesiller olmalı” ifadelerini kullandı.
Düzce’de 81 ilden gelen vatandaş var
Düzce’de üç aktif OSB bulunuyor. Bunların ikisinde genişletme çalışmaları devam ederken, biri yeşil olmak üzere iki adet yeni OSB için de çalışmalar devam ediyor. Çilimli’de yer alacak olan yeşil OSB için ilk kazma 1 Nisan’da vurulacak. Düzce’yi butik bir şehir olarak tanımilayan Faruk Özlü, şunları söyledi: “Çok geniş arazilerimiz yok. O nedenle verimli kullanmak durumundayız. Bu nedenle OSB’lere sanayici kabul ederken de seçici davranıyoruz. Öte yandan iki OSB’de de genişleme çalışmalarımız devam ediyor. İlk OSB’yi 340 hektara büyütüyoruz. Düzce’de demografik zenginlik var. Her ilden vatandaşımız bulunuyor. Bunu vurgulamak adına 81 ilden gelecek taşlarla anıt eser yapacağız. Öte yandan şehrimizde içme suyu altyapısı değişiyor. Yüzde 50 su kaçağı var. Şehir şebekesi arıtması yenileniyor. Arıtmayı yeniliyoiruz. Birini DSİ finanse ediyor diğerini de İller Bankası’na 30 yıl vadeli 5 yıl ödemesiz kredi paketiyle yaptırıyoruz.”
Koster projesi rafa kalktı
Yerli kosterlerin ortalama yaşının 26 olduğu bilgisini paylaşan Faruk Özlü, “Türikiye’de 798 koster var. Bunların bir kısmı limanları kirlettiği için AB’ye sokulmuyor. Koster filosunun yenilenmesi için proje başlattık. Bu projeyi yapabilseydik kosterler modernize edilmiş, Akdeniz ve Karadeniz yük taşımacılığında Türk Gölü haline gelecek, ayrıca gemi inşa ve yan sanayine eş zamanlı iş çıkacaktı. Şu an Karadeniz ve Akdeniz’de 2 bin koster var. Biz bunların da işini yapacaktık. Bakanlık değişince rafa kalktı. Üzüldüğüm işlerden biri de budur, bakın navlun ne kadar arttı?” dedi.
OSB’lerde teknik kolejler kurulmalı
Faruk Özlü, her OSB’de bir teknik kolej adı altında mesleki teknik eğitim lisesinin kurulması gerektiğini vurguladı. Çıraklık eğitim merkezi gibi isimlerin kullanılmaması gerektiğini dile getiren Özlü, “Teknik kolej demek çok daha iyi. OSB’lerde kurulacak teknik liselere teknik kolej demeli. İlkini İzmir’de gördüm ve OSB yönetiyor. Öğrenciler bir yılda İngilizce konuşuyorlar. Türkiye’de bunların sayısının artması lazım. Her kurulacak OSB içinde teknik kolej olmalı. Kimya OSB ise orada ağırlıklı dersler olmalı” ifadelerini kullandı.