Rusya’ya Ukrayna savaşından ötürü uygulanan yaptırımlar nedeniyle bazı uluslararası sigorta şirketlerinin petrol taşıyan birçok tankerin sigortasını iptal etmesi ve tazminat yükümlülüğüne girmemesi üzerine, Türkiye sigorta güvencesinin teyit edilmesini talep etti.
İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerinden Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan Türk Boğazlarının, gerek Karadeniz ülkeleri gerek dünya ticareti açısından yaşamsal önemi Rusya-Ukrayna savaşıyla gündemin ilk sıralarına yerleşmişti.
Güçlü akıntılar, keskin dönüşler ve değişken hava koşulları gibi fiziki özellikleriyle seyir bakımından dünyadaki en zor suyollarından biri olarak bilinen Türk Boğazlarından geçiş, Montrö Sözleşmesi ile ticaret gemilerinin Boğazlardan geçiş serbestisi ilkesi korunmakla birlikte, Türkiye’nin güvenliği dikkate alınarak düzenleniyor.
Türk Boğazlarında, can, mal, seyir emniyetinin sağlanması ve çevrenin korunması Türkiye’nin kırmızı çizgisi olarak biliniyor.
Bu kapsamda, Türkiye 2002 yılından bu yana Boğazlardan geçiş yapacak tüm gemileri Koruma ve Tazmin (P&I) sigortası yaptırmakla mükellef tutuyor.
Söz konusu sigortası olmayan gemiler Boğazlardan geçemiyor.
Uluslararası sigorta şirketlerinin tutumu
Türk yetkililerin verdiği bilgiye göre, çoğunluğu İngiltere merkezli olan uluslararası sigorta şirketleri, AB yaptırımlarına uymak için Türkiye’nin herhangi bir teminat almadan petrol tankerlerini Boğazdan geçirmesini bekliyor. Sigorta kuruluşları bu şekilde hem yaptırımlara uyma hem de ticari ilişkileri olan gemi sahiplerine karşı sorumluluklarını sürdürebilmeyi planlıyor.
Ancak Rusya’ya uygulanan uluslararası yaptırımlar kapsamında uluslararası sigorta şirketlerinin petrol taşıyan birçok tankerin sigortasının geçerli olmayabileceğini açıklaması belirsizlik yaratıyor.
Nitekim bu sigorta şirketleri, petrol taşıyan birçok tankerin sigortalarını iptal ederek bu gemilerin karıştığı kazalarla ilgili olarak gerek kirliliği temizleme, gerek 3. şahıslara verilecek zararları, gerekse geminin bulunduğu yerden kaldırılma gibi durumlara karşı tazmin sağlamayacağını bildirdi.
Bunun üzerine Türkiye, 1 Aralık 2022 tarihinden itibaren olası kazalarda felaketlere yol açma olasılığı çok yüksek olan ham petrol yükü taşıyan gemilerin Türk Boğazları’ndan geçişleri esnasında sigortalarının halen geçerli ve kapsayıcı olduğunun teyit edilmesini talep etmeye başladı.
“Milyarlarca dolara ulaşabilecek zararları kim karşılayacak?”
Bazı yabancı basın organlarında çıkan ve Boğazlarda son günlerde tankerlerin biriktiği şeklindeki iddiaları değerlendiren bir Türk yetkili, şunları söyledi:
“Türkiye’nin Boğazlardan geçecek petrol tankerinin sigortalarının geçerliliğinin teyidini istemesi son derece haklı ve meşru bir talep. Zira uluslararası sigorta şirketlerinin ekseriyeti, ki bunlar Boğazdan geçen tankerleri sigortalayan firmalar, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle evvelce sigortaladıkları tankerlerin, artık sigorta güvence kapsamı dışında bırakıldığını deklere ettiler. Bu durumda Boğazlardan geçiş yapacak petrol tankerlerinin Boğazlardan sigortasız geçmeleri gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu ulusal mevzuatımıza aykırı. Allah korusun Boğazlarda bir kaza olduğunda, milyarlarca dolara ulaşabilecek zararları kim karşılayacak? Bunun sorumluluğu kimde olacak. Onun için ülkemiz de tankerlerden sigortalarının geçerli olup olmadığını teyit etmelerini istiyor. Bu son derece adil, haklı ve meşru bir talep. Türkiye’nin söylediği, sigortanın geçerliği olduğuna dair, sigortayı yapan şirketten bir belge getirilmesinin istenmesi. 20 milyon nüfuslu şehrin ortasından tankerler geçerken kimse bunun güvenliğini ve olası kazaların sonuçlarını görmezden gelemez. Ortada gayet haklı ve meşru bir uygulama var. Bununla birlikte, teyit mektubunu sunan gemiler de Boğazlardan halihazırda geçmektedir.”
Türk yetkili, olağan zamanlara göre, İstanbul Boğazı açıklarında bekleyen ham petrol taşıyan gemilerin sayısında kayda değer bir değişim olmadığı gözlemini de paylaştı.
Yetkili, buna karşın teyit mektubunun sunulmaması ve gerek duyulması halinde, yoğunluğun artmaması için de trafik yönetimi kapsamında gerekli tedbirlerin alınabileceği hususunun değerlendirildiğini söyledi.