Muhalefet vekillerinin “Türk Telekom’u alacak mısınız?” sorusuna yanıt veren Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Arda Ermut, son durumu şöyle anlattı: “Bütün senaryolar arasında, gerekirse bankalardan bu payın alınıp, daha sonra şirketin önündeki engellerin kaldırılıp, hem altyapı tarafı bölünüp, bir tarafsız yapı oluşturulacaksa öyle, ya da Türk Telekom’un yapması gereken yatırımları yapması noktasındaki engellerin kaldırılması gibi bir çözüm olabileceği düşünüldü.
Bankaların mı zararı karşılanacak, bunun satın alma fiyatı nasıl olacak? Tabii, fiyatla ilgili bir spekülatif yorum yapmam uygun değil ama en azından şunu söyleyebiliriz: Temel belirleyici elbette ki piyasa fiyatı olacak yani bankaların oradaki oluşmuş zararı takdir edersiniz Varlık Fonu ile ilgili doğrudan bir karar değil, orada yaklaşık 32 banka var. 3 büyük özel banka ana hissedar olmakla birlikte, onların temsil ettiği yaklaşık 32 bankanın verdiği bir krediden bahsediyoruz. Biz, mümkün olduğu kadar bankacılık sisteminde hem bu durumdan yavaş yavaş çıkması hem de bizim de artık Türk Telekom’un önünde engellerin kalkıp, gerçek potansiyeline ulaşmasıyla ilgili çok önemli bir fırsat olduğunu, ülkemiz için büyük bir sorumluluk taşıdığımızı düşünüyoruz.”
ŞARTLAR AYNI DEĞİL
Türk Telekom’da 2026’da bitecek olan imtiyazla ilgili de karmaşık bir durum olduğunu kaydeden Ermut, “Sözleşme yapıldığı ve ihalenin yapıldığı zamandaki hem teknolojik şartlar hem de hukuki şartlarla şu andakiler aynı değil. Mesela, atıyorum, bir anten ya da vericiyle ilgili bir tanımlama yapılmış, o zaman o verici tamamen bir binayı içeriyormuş, şimdi küçük bir kutuya dönüşmüş. Bunun altındaki gayrimenkul ve o verici, bunların değerlemesi, bunların hepsi ayrı bir duruma dönüşmüş. Yarın, dolayısıyla tabiri caizse bir ayrım olması gerektiğinde kimde, neyin kalacağı ve bununla ilgili ciddi bir hukuki savaş vermek durumunda kalacağı, tarafların bir durumu ortaya çıkma riski vardı. Dolayısıyla, şirketin de bundan doğan, takdir edersiniz, çok kötü etkilenme ihtimali var 2026 geldiği zaman…”
