Son birkaç yıldan bu yana düşük faiz uygulamasıyla birlikte yükselişini sürdüren yurt içi tüketici fiyat endeksi (TÜFE) nisan ayında da yükselişini sürdürdü. Ülkemizde her vatandaş artık enflasyonu, hayat pahalılığını, alım gücünü ve diğer ekonomik gelişmeleri sürekli takip ediyor. Başka bir ifade ile herkes ekonomist oldu.

Bugüne kadar ekonomi yetkilileri tarafından enflasyonun düşeceği konusunda donem dönem açıklamalar yapılmasına rağmen enflasyonun kontrol altına alınması bir türlü gerçekleşmedi. Enflasyon kontrolü diyorum çünkü halk arasında enflasyonun düşmesi fiyatların geri geleceği, daha basit ifade ile piyasalara ucuzluk geleceği şeklinde anlaşılıyor. Hâlbuki enflasyonun düşmesi, fiyatların düşeceği anlamında değildir; fiyat artış oranlarının eskisinden daha az olacağı anlamındadır. Yani fiyat artışları devam edecektir.

Bundan bir süre önce açıklanan orta vadeli plana göre 2024 yıl sonu hedefi %38-42 arasındadır ve mayıs ayında geçen yıl seçim yatırımı olarak yapılan doğalgaz indiriminin sona ermesi nedeniyle bu yılın ortasında pik yapacağı, yılın ikinci yarısında ise düşüşe geçerek yıl sonu hedefine ulaşılacağı ifade edilmişti. Ancak nisan ayında %70 olan tüketici enflasyonu mayıs ayında daha yüksek çıkacağı kesindir. Yılın ikinci yarısında ise düşme eğilimine geçerek yıl sonu hedefinin tutması çok zor gözüküyor.2024 yıl sonu enflasyon oranı %50 olmasını tahmin ediyorum.

Göreve geldiğinden bu yana kredi olanaklarını en verimli araştırarak kaynak bulmaya çalışan hazine ve maliye bakanımızın girişimlerinden maalesef sonuç alamadık. Sadece dünya bankasından üç yıl içinde 18 milyar dolarlık kredi geleceğini öğrendik ama detayları hakkında bilgi sahibi değiliz.

Enflasyonun düşürülebilmesi için öncelikle yurt dışı yatırımcıların ülkemize gelerek faaliyet göstermeleri, devletin vergi gelirlerine katkıda bulunmaları ve merkez bankası döviz rezervlerimizin yeterli seviyede bulunması olmazsa olmaz faktörlerdir. Çünkü ülkemizde döviz kurları ve enflasyon paralel seyretmektedir. Döviz rezervleri yeterli olduğu taktirde TCMB gerekli gördüğü dönemlerde piyasaya diğer bankalar aracılığıyla müdahale ederek kurları kontrol altına alabilecektir ama yeterli dövize sahip değilsek veya müdahale işlemi yapamaz isek enflasyonu nasıl düşüreceğiz.

İkinci olarak tarım ve sanayi başta olmak üzere yapısal değişiklikler, sıkı ve sürdürülebilir maliye politikaları uygulamamız gerekir. Yerel seçimlerden sonra belediyelerin birçoğunun el değiştirmesi ile birlikte kamu araçları, kamu binaları konusunda yapılan savurganlığın ortaya çıkması ile birlikte bu tür konularda önlem alınmasının önemi ve alınacak tedbirler olumlu gelişmedir. Devletin tek bir aracının günlük kirasının en düşük 2 emekli maaşına eşit olması doğal olarak vatandaşın tepkisini çekmektedir. Ve bu tür gereksiz giderlerin kontrol altına alınması gerekir ki emekliye kaynak olmadığı tezi ortadan kalksın. Bir diğer konu da gıda fiyatlarının yaz sezonunun yaklaşmasına rağmen sürekli yüksek seyretmesidir. Hayvancılık ve tarım ülkemizde maliyetlerin inanılmaz derecede yükselmesiyle neredeyse bitme noktasına gelmiştir. Son günlerde gündeme gelen marketlerin kontrol edilerek fahiş fiyat uygulayanların cezalandırılması çözüm değildir. Çünkü kesilen cezalar gene halkımızdan çıkacaktır. Öncelikle tarım üreticilerinin maliyetlerinin düşürülerek tüketiciye maliyetin aşağıya çekilmesi gerekir. İlk akla gelen çiftçiden alınan ÖTV ve KDV’nin kaldırılması, ekili alanların çoğaltılması, ekim alanlarının amacı dışında kullanılmasının önlenmesi gerekir.

Bir başka konu da kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasıdır. Devlet gelirlerinin arttırılması vergi gelirlerinin çoğalması ile mümkündür. Bunun için vergilerin yükseltilmesi zam anlamına geleceği için enflasyonu körükleyebilir. Günümüzde uygulanan sıkı para politikası enflasyonu düşürmek için önemli bir adımdır. Çünkü yüksek enflasyonun sebeplerinden biri olan iç talebi azaltmaya yöneliktir.

Enflasyonun düşürülebilmesi için bir diğer yol da üretim kaynaklarının en verimli şekilde kullanılması, ara mal ve hammadde ithalatının önüne geçilmesidir. Çünkü aramalı ve hammadde üretiminim %50 sini dışardan tedarik yoluyla tedarik ederseniz ve bir de kurlar yüksek ise üretim maliyeti yükselecek ve bu maliyet tüketici fiyatlarına yansıtılacaktır.

Yurt içi yatırımcılarının veya tasarruf sahiplerinin dövize yönelmesi de kurların yükselmesine sebep olacağından yüksek enflasyon sebeplerinden biridir. Enflasyon endişesi olduğundan dolayı nisan ayında merkez bankası politika faizini sabit tutmayı tercih etmiştir. Doğal olarak her tasarruf sahibi veya yatırımcı, kendisini enflasyondan korumanın yanında ek kazanç sağlamak isteyecektir. Döviz geliri faizden yüksek ise doğal olarak döviz yatırımına gidecektir. İşte yılın ikinci yarısında politika faizleri ve enflasyon oranları birbirine yaklaştığı zaman TL ye olan talep artacak, dövizden kaçış başlayacaktır. Ve doğal olarak enflasyon kontrol altına alınmış olacaktır.

Ülkemizde her ay açıklanan TÜFE enflasyon oranlarına güven kalmasa bile diğer konularda, maaş ve ücret artışlarında baz alınmaktadır.

Dolayısıyla piyasa enflasyon oranları ile önemli farklar olduğu için güvenilmese de bir devlet kurumu olduğu için hesaplamalarda bu veriler baz alınmaktadır.

TÜİK verilerine göre nisan ayı TÜFE oranları aşağıdaki gibidir.

Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %69,80, aylık %3,18 arttı

TÜFE’deki (2003=100) değişim 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %3,18, bir önceki yılın aralık ayına göre %18,72, bir önceki yılın aynı ayına göre %69,80 ve on iki aylık ortalamalara göre %59,64 olarak gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup %51,20 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %103,86 ile eğitim oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup %1,03 ile sağlık oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise %9,56 ile alkollü içecekler ve tütün oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Nisan ayı itibarıyla, 13 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 7 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 123 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık %72,72, aylık %3,24 oldu

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %3,24, bir önceki yılın aralık ayına göre %18,58, bir önceki yılın aynı ayına göre %72,72 ve on iki aylık ortalamalara göre %64,57 olarak gerçekleşti.

Kaynak: TÜİK

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar