Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarının 2005-2020 döneminde 26,6 milyon hektardan 23,1 milyon hektara gerilediğine dikkati çekti.
Toprakların çok iyi korunması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, “Tarım arazisi için uygun olan toprakların korunması daha da önemlidir. İstatistiklere göre 2005 yılında kişi başına 3,9 dekar arazi düşerken, bu değer 2010’da 3,4 dekara, 2015’te 3 dekara, 2021’e gelindiğinde ise 2,7 dekara geriledi.” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile tarım arazilerindeki parçalanmanın önüne geçilerek 2014-2020 döneminde 1,7 milyon hektar alanın bölünmesi ve hisselenmesinin engellendiği bilgisini verdi.
Tarım ve Orman Bakanlığı çalışmaları ile geçen yıl tarım alanlarında artış görüldüğünü belirten Bayraktar, 2020’de 23,1 milyon hektar olan işlenebilir tarım alanı ve uzun ömürlü bitki alanının yüzde 1,7 artarak 23,5 milyon hektara çıktığını ve bu artışın devam edeceğine inandıklarını bildirdi.
Bayraktar, toprak koruma kurullarında çiftçilerin temsilcisi ziraat odalarında yer alması gerektiğini belirterek, “Bu Kurullarda çiftçinin, toprağın önemini en iyi ziraat odası temsilcisi anlatacaktır. Toprak koruma kurullarına gelen arazilere artık vazgeçilemez gözüyle bakılmalı, imzalar atılırken gelecek nesillerin bizlere emaneti olan toprakları kolayca gözden çıkarmamalıyız.” ifadesini kullandı.
Çözüm önerileri
Toprağın, sadece çiftçi için değil 85 milyon insan ve gelecek için en değerli varlık olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Bu bilinçle 7’den 70’e herkes toprağı, sevmeli ve onu korumak, geliştirmek için elinden geleni yapmalıdır. Topraklarımızı sözde değil fiilen korumalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, kara yolları ve şehirlerin gelişimi projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmesini istedi. Bayraktar, tarım arazilerinin korunmasına yönelik çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
“- Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerin, imara açılmasına asla izin vermemeli, bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurmamalı,
– Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım arazileri kullanmamalı, meyve ağaçlarını, zeytinlikleri kesip yazlıklar inşa edilmemeli,
– Büyükşehir belediyeleri, tarıma kaynak ayırmalı,
– Valilikler ve büyükşehir belediyeleri, verimli tarım arazilerinin korunması konusunda çok hassas hareket etmeli,
– Meraların tespit, tahdit, tahsis ve ıslah çalışmaları hızla tamamlanmalı, meraların amaç dışı kullanımı önlenmeli,
– Toprak sevgisi, koruma bilinci ilköğretim düzeyinde eğitim öğretim müfredatına girmeli, toprağı tanımanın yaşamı tanımak olduğu çocuklara aşılanmalı,
– Tarımda gelişmiş teknolojileri kullanarak birim alandan en fazla verimi alabilmek, ülke topraklarında ekilmeyen alan bırakmamak, dünyada belirli ürünlerde söz sahibi olan ülkelerle rekabet edebilmek, kırsal alanda üreticilerin gelir ve yaşam seviyelerini artırmak amacıyla çiftçilerin tarımsal alandan kopmamaları için her türlü çaba gösterilmeli,
– Tarım politikaları tarım arazilerini korumak, çiftçiyi arazisinde, köyünde tutmak, çiftçiye ailesini geçindirecek bir gelecek sağlamak üzerine kurulmalı.”