Güldağ: Bu hafta Antalya, Kahramanmaraş ve Denizli’de birçok iş insanı ve sektörlerin temsilcileriyle konuşma fırsatım oldu. Bir numaralı gündem Rusya-Ukrayna savaşı ve bize etkileri… Endişeli bir bekleyiş var.
Ağaoğlu: Meselenin önce insani boyutu var. Olay savaştan çok cinayet boyutuna geçti. Bir an önce ateşkes gelsin duasına çıktım. ‘Rusya mecbur kaldı’ gerekçesini de anlamıyorum. Böyle bir saldırının bugün dünyada yeri yok.
Güldağ: Öyle ama anlaşılan o ki, dünyada taşlar yerinden oynadı ve deyim yerindeyse kartlar yeniden karılıyor. Bunun yarattığı ciddi bir türbülans var. Ve bu türbülansın artarak devam etme riski yüksek. Çünkü dünyada mevcut egemen güçler ile yükselen güçler arasında şiddetli bir gerilim var. Başta ABD ve Çin arasında. Aslına bakarsan yapısal bir gerilim bu. Rusya da yeniden bir süper askeri güç olarak kendini saydırmak istiyor. Keza Almanya üçüncü kez, Avrupa’yı da arkasına alarak hem ekonomik hem de askeri güç merkezi olma çabasında. Gazetemizin yazarı Zeynep Gürcanlı’nın ‘Putin avcı mı, av mı’ yazısını bu çerçevede bir kere daha okumak lazım. Gazeteyi kaçıranlar dunya.com’dan okuyabilirler. Son derece ilginç bulacaklarından eminim…
Ağaoğlu: Tabii işin politik tarafını tartışmak başka dünyanın işi. Arka tarafta ekonomik ve bizi ilgilendiren kısımlarıyla değerlendirelim.
Güldağ: Orada tedarik boyutu öne çıkıyor. Denizli’de, Vahap Munyar ile birlikte DESİAD buluşmasına katıldık.Sanayiciler tedarikte sıkıntıların baş gösterdiğini ve kullandıkları hammaddelerin fiyatlarının yüzde 10-15 şimdiden yükseldiğini kaydetti…
Ağaoğlu: Tedarik konusu ciddi bir sorun. Türkiye’de 4 ana sektörde tedarik sorunu yaşanacak diye düşünüyorum. Birincisi petrol, ikincisi tahıl… Buğday fiyatları, vadeli kontratlarda tavan. Üç gündür üstüste kontrat fiyatları üst fiyattan işlem görüyor ve kitleniyor. Açılırken tavana gidiyor ve kitleniyor. Mısırda da hızlı bir yükseliş var. Mısır tarafı Ukrayna’da majör ürün değil ama buğday majör bir ürün. Türkiye’nin tahıl tedarikinin yüzde 80’i Rusya ve Ukrayna’dan. Tedarikle ilgili sıkıntı oluşan bir diğer sektör hurda. Demir çelik sektörünün hammadde tedarikçisi Ukrayna bölgesi. Rusya ve Doğu Avrupa bölgelerinin hurdalarının biriktirildiği ve Türkiye’ye gönderildiği yer. Dördüncüsü de turizm. Turizm tarafı daha da zor olacak maalesef.
Güldağ: Turizmde beklenen sıkıntı cari açık tarafında da elimizi zayıfl atacak. Kur Korumalı Mevduat enstrümanına dayanan ‘Türkiye Modeli’nde büyük ölçüde, nisan mayıstan sonra hızlanacak turist dövizine bel bağlamıştık. 55 milyon turist, 35 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz. Ama yine Denizli’de dinlediğimiz turizm sektörü temsilcisi, ‘bu yıl turizm gelirinde 20-25 milyar dolar arası bir yerde kalabiliriz’ dedi.
Ağaoğlu: Her şeyi turizm sezonuna gelecek turiste bağlamıştık. Şimdi turizimde en büyük iki kaynak ülkemiz savaşıyor. Savaşın içinden ya da üstünden geçerek tatile gitmek istemeyebilir insanlar. Hava sahaları kapandı. Tur operatörleri de zorda. Rusya’dan Türkiye’ye olan 3 saatlik uçuş 5-6 saate çıktı. Bu uçuşa razı olacak turist sayısı azaldı.Ayrıca savaşın içinden ya da üstünden tatile gelmek istemeyebilir de insanlar.
Güldağ: Aynen. Ruble de değer kaybediyor. Onun da yansıması olacaktır hiç şüphesiz. Yazarımız Fehmi Köfteoğlu “hava sahalarının kapatılması zincirleme iflasları getirebilir’ diyor. Seyahat endüstrisine etkilerini ve Ukrayna olaylarının görünmeyenlerini pazartesi Dünya’da okuyabilir ilgilenenler.
Ağaoğlu: Bir de uzun sürecek bir lojistik problemi doğuracak. Savaşın ortasına kimse gitmek istemiyor. Türkiye tedarikte ters ayakta yakalandı. Tedarikte yaşanan problemde, ateşkes sağlansa bile 2-3 aydan önce çözüm mümkün görünmüyor.
Güldağ: Sigorta da yapılmıyor. Yine Denizli’de öğrendik ki, Kazakistan’dan Rusya’nın Novorossiysk Limanı’na bakır geliyor ama orada sigortalanmadığı için de hiç bir gemi hareket etmek istemiyor. Fakat şunu da söyleyeyim. Bu iş uzarsa ki, ihtimal yüksek, Türkiye ile Rusya arasında barter ticareti güçlenecektir. Türkiye uzun yıllardır Rusya ile bavul ticareti dahil alışveriş yapıyor. Kendi para birimleri ile ticaret imkanı da bu kez zorunluluklarla da olsa öne çıkabilir. Buğday da bunun temel emtiası olabilir.
Rusya bedel ödemeden SWIFT’e dönemez
Güldağ: Swift yasağı meselesi çok konuşuluyor…
Ağaoğlu: Swift aslında bir iletişim sistemi. İlkel zamanlarında bankalar birbirlerine güvenmek için şifre defterleri paylaşırdı birbiriyle… Şifreleri kodlayanı ve kodu çözeni vardı, kodları denkleşir, doğru adama doğru parayı gönderiyorsun deyip ödemeyi gerçekleştirirdi. Şimdi bu iletişimi SWIFT kuruyor. Vazgeçilmez bir iletişim haline geldi. Doğrudan para ödeme havale akreditlerin bile çalıştığı sistem. Bir ülkenin buradan çıkarılması demek dünya finansal sisteminden tamamen koparılması demek. Dünyada bunun örneği İran var. Ticaret yapıyor ama çok pahalıya yapıyorlar, her şeyi bulamıyorlar. İstediğin zaman parayı gönderemiyorsanız, bu işin maliyeti ile karşılaşmak zorunda kalıyorsunuz. Rusya’da ise topyekün bir atma olmaz. Çünkü petrol ve doğalgaz almaya devam etmek zorundalar. Ham petrol serbest ama hurda, bakır getirmek yasak olabilir. Bunu Çin’le çözecekler büyük ihtimalle. Hazırlıklarını yapmışlardır ama bu zaman alacak bir konu. Eskiye çabuk dönmeyecek. Rusya bedel ödemeden geri dönemez. Topyekün çıkmasa da hayatını hayli zorlaştıracaklar. Serbestiyet seçici alanlarda yapılacak büyük ihtimal.
Güldağ: Avrupa’nın da doğal gaz alırken kendini cezalandırmayacağı bir sistemde, dar bir aralıkta devam etmenin yolu aranacak demek ki..
‘Moratoryum’ boyutu unutulmamalı!
Güldağ: Rusya bir ödeme krizi yaşar mı sence? İşin o tarafını pek konuşmuyoruz.
Ağaoğlu: Doğru. Finansal dünyayı ilgilendiren bir boyutu da var. İşin bir de default, moratoryum tarafı var. Gazprom’un bugün 1.3 milyar dolarlık bir bonosunu ödeyeceği haberi, bir anda Gazprom’un o bonosunu yüzde 100 prim yaptırdı. Riskten kaçanlar 50 dolara bile razı olmuş. Alanların 50 doları, bir günde 100 dolar oldu. Böyle bir dünya var şu anda Gazprom yasaklı bankalardan biri olmadığı için ödeyebildi. Yasaklı banka varsa eurobond ihraçları bunları ödeyemeyebilir. Vardır kaynağı ama yaptırımlar nedeniyle dondurulmuştur. Bu durumda çok ciddi hukuki problemler ortaya çıkacak. Ben eurobond sahibi bir fon yöneticisiyim. Rusya’ya dedim ki bana paramı öde. O da bana dedi ki; ‘benim param ABD’de X bankasında duruyor. ABD el koyduğu için ödeyemiyorum, git ABD’den iste’. ABD büyük ihtimalle bunları kolayca serbest bırakmayacak. Elinde bonoyu bulunduran, Rusya’ya ‘default etti’ diye dava açarsa… Çünkü iflas ediyorsanız bir konuda her yerde iflas ediyorsunuz gibi bir durum var. Bu gerçekleşecek mi? Rusya da diyebilir k;: ‘Ödemiyorum, Moratoryum ilan ediyorum. Siz serbest bırakırsanız öderim. Default, moratoryum bunlar önemli durumlardır.Etkileri bugünden yarına hemen yıkıcı gibi görünür. Artçıları uzun yıllar devam eder.
Petrolde 125, 155 ve 173 seviyeleri var
Güldağ: Enflasyonda tırmanış sürüyor. TÜFE’de 55’e dayandık. ÜFE’de 100’ü geçtik. Muhtemelen martta yıllık bazda TÜFE yüzde 60’ları da bulacak. Daha dün benzin ve motorine yeni zamlar geldi. Bu yıl enflasyonla mücadele zor geçecek.
Ağaoğlu: Zor değil, çok zor. Benim yıl sonu %35 tahminimin tutma ihtimali iyice azalmış durumda. Kuru bir tarafa bıraksak, sırf buğdaydan yola çıksak bile sert artış var. Oradan ithal ettiğimiz bir enflasyon var. Bu da ekmek fiyatlarını zorlayacak. Bizim beslenme alışkanlıklarımıza bakarsak sıkıntı.
Güldağ: Ya petrolden yansıyan enflasyon dalgası…
Ağaoğlu: Petrolün önünde 125 dolara kadar bir engel yok. Bunun mutlaka olumsuz yansımaları olacak.
Güldağ: Bazı senaryolara Brent petrol de 150 doların da dahil edilmesine yönelik analizler okuyorum.
Ağaoğlu: Teknik analiz olarak, önümüzde 125, 155, 173 gibi seviyeler var. Makul olana bakmak lazım. Şu anda, Rusya’dan petrol ithal etme yasağı yok. İthalatı yasaklandığı takdirde dünya 1970’deki petrol şokuna benzer bir duruma hazır olsun. 9,5 milyon varilin tamamı çekilemez bir kısmı Çin’e gidiyor ama 4-5 milyon varillik çekilişi de yerine koyacak kimse yok. Suudi Arabistan 1,3 milyonluk ekstrayı bir anda devreye ancak alabiliyor. Toplasanız 3 milyonluk varili ancak kapatıyorsunuz dünyaya baktığımızda.
Altının gözü zirvede
Güldağ: Yaşanan gelişmeler altın ve gümüşü nasıl etkiliyor?
Ağaoğlu: Ne gördük şimdi biz? Rus parası kriptodaymış diye bir dünya yokmuş veya kriptolar çok da güvenli liman değilmiş. Parayı kaçırma aracı olarak görülmedi. Altın ve gümüşte ise önemli yükselişler var. Ama onlar da savaşa rağmen çok da yukarı çıkmadılar. Gümüş 25,62’ye kadar çıktı.
Güldağ: Önemli bir yüksek seviye mi?
Ağaoğlu: Teknik olarak baktığınızda 25,75’e kadar yolu var görünüyor. 25,75’de 28 dolarlara yaklaşma ihtimali var. Gümüş ve altın alım bölgesindeler. Altının bir miktar gidecek yolunun gümüşten fazla olduğunu düşünüyorum. Şu anda altının onsu 1931 dolarlarda. Kritik seviye 1600’lerdi. Buradaki kritik seviyede 1935-1940 seviyeleri altın için önemli. Eğer burası kalıcı ve sert bir şekilde kırılacak olursa altında 2075’teki bir önceki zirveyi görürür. Gümüşe göre yüzdesel olarak düşük olabilir ama nominal para olarak 140 dolarlık hareket olur. Gümüşün gideceği yüzde 8 ise altının gideceği yüzde 10 olacak. Altın gümüş paritesi 77’lerdeydi, 76’ya düşmüş. Oradan birisi diğerine galip gelecek gibi…
Euro zorlanacak
Güldağ: Kur için ne diyorsun. Euro-dolar paritesinde yön ne tarafa doğru olur?
Ağaoğlu: Parite 1.11’lere gelebilir demiştik geçen hafta. Geldik. Euro tarafı biraz zorlanacak. Cuma günü, 1.1090’nın altında kapatacak olursa eğer 1.06’lara giden parite görebiliriz. Düşük seviyeleri yeniden test edebiliriz. Onun için Avrupa’nın da kaybedeceğini söylemiştik.
Güldağ: Bu arada bir açıklama yok ama içerde Merkez’in hareketleriyle, satışlarla kuru bu seviyelerde tuttuğunu duyuyoruz. Turizm tarafı sıkıntılı olacaksa, eldeki barut da azalacaktır ister istemez. Bu durumda Türk Lirası’nın dünyanın önde gelen para birimleri karşısında baskı altında olacağını tahmin etmek zor değil. Keza, Fed de bu ay bir faiz artırımına gideceğini yeniden ilan etti. Kuru tutmak zor olacak.
Ağaoğlu: Katılıyorum. Bu denli büyük hareket varken, siyah değilse de koyu gri kuğuya ters ayakta yakalanırsanız kurda enerji biriktirirsiniz. Enerji yavaş yavaş mı, sert biçimde mi, nasıl boşalacak bilemiyoruz.