Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE), ocakta bir önceki aya göre 3,4 puan artarak 109,5’e yükseldi. Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi (RKGE-MA) da 1,8 puan artarak 111,9’a yükseldi.
TCMB’nin açıkladığı verilere göre; son üç aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi, gelecek üç aydaki toplam istihdam, sabit sermaye yatırım harcaması, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı ve mevcut mamul mal stokuna ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkiledi.
Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyir bir önceki aya göre güçlendi.
Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmeler güçlenerek devam ederken, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmeler ise zayıfladı.
ÜFE beklentisi yüzde 43,5’e yükseldi
Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında bir önceki ayda artış bekleyenlerin lehine olan seyir güçlendi. Gelecek üç aydaki istihdam ve gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentiler de güçlendi.
Ortalama birim maliyetlerde, son üç ayda artış olduğunu bildirenler ve gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladı. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 8,2 puan artarak yüzde 43,5 seviyesinde gerçekleşti.
Ankete katılan iş yerlerinin yüzde 52,6‘sı üretimlerini kısıtlayan faktör bulunmadığını belirtirken, yüzde 12,7‘si ham madde-ekipman yetersizliğinin üretimlerini kısıtlayan en önemli faktör olduğunu belirtti. Talep yetersizliği, mali imkansızlıklar, iş gücü yetersizliği ve diğer faktörler ise ham madde-ekipman yetersizliğini takip etti.
İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 10,3’e, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 68,2’ye yükselirken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 21,5’e geriledi.