Dün itibariyle başlayan ve yeni bir anlayışı da beraberinde getiren ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ ürününün devreye alınmasının öncelikle piyasalarda olumlu bir şok etkisi yarattığının altını çizen Şener, “Özellikle gerçek kişilerin TL’deki değer kaybını göz önünde bulundurarak dövize yönelmesi beraberinde bankalarda tevdidat hesaplarının yüzde 63 seviyesine yükselmesini beraberinde getirdi. Bankalarda 235 milyar doları aşan döviz hesabı bulunuyor. Bu döviz hesaplarının 143 milyar dolarlık kısmı gerçek kişilere, 90 milyar doları aşan kısmı ise firmalara ait gözüküyor.
Bu modelleme ile gerçek kişilerin dövize yönelmelerini azaltmak amacıyla böyle bir modelleme tercih edildi. Söz konusu modelleme ile algı ve beklenti tamamen pozitife döndü. Yeni sistemle vatdanş TL mevduata yatırım yaptığında bu mevduattan elde edeceği getiri eğer döviz kurlarının altında kalırsa, kalan kısım devlet tarafından karşılanacak.
Böylece piyasalarda TL’ye güvenin artarken, TL vadeli mevduata dönük beklenti de yeniden pozitife dönmüş oldu” şeklinde konuştu.
‘MESAJ ETKİLİ OLDU’
Eğer hükümetin öngördüğü şekilde mevduat faizleri dövizdeki getirinin önüne geçerse herhangi bir ödeme yapılmayacağının altını çizen Prof. Dr. Şener, “Faizdeki ölçü şudur. Siz bir faiz oranı belirlersini ve bu oranı taahhüt etmiş olursunuz. Örneğin mevduat faizi yüzde 16 derseniz, zamanı gelince yüzde 16’lık oranda ödeme yaparsanız. Ancak bu sistemde vaat edilen bir orandan ziyade mevcut faizin üstünde bir döviz artışı gerçekleşirse ödeme yapıyorsunuz. Eğer bu olmazsa o zaman ödeme yapmazsınız. Bu yüzden bu hamleye örtülü fazi denilmesini de doğru bulmuyorum” ifadelerini kullandı.
Devreye alınan her uygulmaya karşı yapılan eleştirilerin olabileceğini söyleyen Şener, “Ancak gördüğümüz kadarıyla verilen bu mesaj toplum tarafından çok iyi algılandı. Kurlarda gelinen seviye bize gösteriyor ki verilen mesaj bir hayli etkili oldu. Bu yüzden yapılan hamlenin pozitif yorumlanması gerekiyor. Açıklanan bu yeni modelin getirisi çok faydalı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
‘BÜYÜK YÜK GETİRMEZ’
Kurların yükselmesi halinde devlet tarafından karşılanacak kısmın bütçe üzerinde nasıl bir etkisi olacağı ile ilgili olarak da Prof. Dr. Şener, şunları söyledi: “Normal şartlarda bu uygulamada tersi bir durum olursa yani kur, faize göre üst seviyede olursa. Aradaki fark devlet tarafından ödenecek. Bunun Hazine kanalıyla ödenmesi bütçe üzerine çok büyük yük getirmeyecektir. Banka zaten faiz oranını ödüyor. Gerisini devlet ödüyor. Kurun çok yüksek olmasının getireceği maliyet yerine bu aradaki kısmın yani faizin üstünde kalan kısmın hazine tarafından karşılanması pozitif bakılacak neticedir. Böylece vatandaşı koruma altına alıyorsun. Kazanan burada vatndaş oluyor. Yapılan bu işlemler son derece iyi planlanmış alt yapısı hazırlanan bir uygulama. Yatırımcının dövize bakışı önemli bir kararla yön değiştirdi.”