Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, konferansın ‘İkiz Dönüşüm’ oturumunda yaptığı konuşmada son dönemde hızlanan beyin göçüne dikkat çekerek, gençlerin istikballerini yurt dışında aramasından endişe ettiğini ve nedenlerinin etraflıca araştırılması gerektiğini vurguladı. Konuşmasında dijitalleşmenin, küresel ekonomik büyümeyi sağlayan en önemli faktör haline geldiğini vurgulayan Koç, dijital rekabetin ülkeler arasında artarak sürdüğünü dile getirdi. Koç, “Geçmişteki kritik dönüşümleri kaçıranlar, bu süreçte daha düşük maliyetlerle hızla yol alıp fark yaratabileceklerini gördüler. Dijital dönüşümün Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkeleri ilgilendiren en somut yansımalarını ise sanayi 4.0 dinamiğinde görüyoruz. Batı’nın dijital teknolojilerle verimlilik artışı sağlayıp sanayi üretimini geri çağırdığı bu süreçte, sadece iş gücü maliyeti avantajıyla katma değeri yüksek yatırımları çekmek artık mümkün değil” diye konuştu. Yapılan araştırmaların, 2030 yılında dünyada 84 milyon yetişmiş insan kaynağı açığı olacağına işaret ettiğine de dikkat çeken Ömer M. Koç, Avrupa Birliği’nin 2030 hedefleri çerçevesinde 20 milyon bilgi ve iletişim teknolojileri uzmanı istihdam etmeyi amaçladığını belirtti. Bugün bu rakamın 8 milyon civarında olduğunu söyleyen Koç, “Hedefe ulaşmak için bizim gibi ülkelerin yetişmiş insanlarına yöneliyorlar” dedi.
Çözüm Atatürk’ün çizdiği yolda
Kamu idaresinin, iş örgütleri ve diğer paydaşlarla istişare ederek içini doldurduğu strateji belgelerinde çok kıymetli tespit ve hedefler bulunduğuna dikkat çeken Koç, bu hedeflere ulaşabilmek için en temel ihtiyacın nitelikli insan kaynağı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bilhassa vurgulamak isterim ki, ülkemizin kısıtlı imkânlarıyla yetiştirdiği pırıl pırıl gençlerimizin giderek artan bir şekilde kazanımlarını ülkemize aktarmak yerine istikballerini yurt dışında arama gayretine düştüklerini görmek beni hem fevkalâde üzüyor, hem de had safhada endişelendiriyor. Bu noktada, Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Bütün ümidim gençliktedir’ sözünü aklımızdan çıkarmadan gençlerimizi anlamak ve kendileri açısından hiç de kolay olmayan bu yolu neden tercih ettikleri üzerinde etraflıca düşünmek gerekiyor. Kuşkusuz farklı sebepler var. Ben bunların hepsinin çözümünün Ulu Önder Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda saklı olduğunu düşünüyorum.”
Türkiye’nin geleceği açısından en önemli dinamiklerden birisinin de giderek daha somut uluslararası taahhütlerle şekillenen yeşil dönüşüm süreci olduğunu aktaran Koç, dijital ve yeşil dönüşümün birbirinden bağımsız olmadığını, yeşil dönüşümü mümkün kılacak yeniliklerin önemli bölümünün dijital teknolojilere bağlı olduğunu kaydetti. Bu süreçleri birbirini tetikleyecek ve hızlandıracak iki ana akım olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nitekim en büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği de yeni büyüme stratejisini ‘ikiz dönüşüm’ adını verdiği bu dinamikler üzerine kuruyor. Rekabetçiliğimizi yakından ilgilendiren bu konuda, Brüksel’in kararlılıkla yürüttüğü Yeşil Mutabakat ajandasını dikkatle izliyoruz.”