Ekonomi yönetimi, kaynak bulabilmek için çeşitli yollara başvurmakta, merkez bankası rezervlerini arttırmak, gelir kaynaklarını çoğaltabilmek için gerekli girişimleri yapmaktadır ve son olarak bankalarda mevduat hesaplarının stopaj oranlarını değiştirerek ve doğru bir sistem olan çok paradan daha çok, az mevduattan daha az vergi almak suretiyle şimdiye kadar olması gereken kararı geç de olsa uygulamaya koymuştur.
Aşağıda detaylarını okuyacağınız mevduatın miktarına göre yeniden düzenlenen stopaj oranları son derece adaletli ve şimdiye kadar geç kalınmış bir karardır. Çünkü her platformda belirtmeye çalıştığı gibi ve hükümetin de bu konuya önem verdiği çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması temel ilkelerden biri olmalıdır. Ancak hükümetin son dönemde yaptığı vergi düzenlemelerinde önemli olduğu halde bazı maddelerden vazgeçildiği görülmektedir. Bunlardan bir tanesi kurumlar vergisinde alınacak vergi oranının cironun %15 inin vergi matrahına esas alınmasından geri dönülmesidir. Son dönemde açıklanan vergi ödemeyenler listesinde de belirtildiği üzere toplam alacakların yaklaşık %88 inin tahsil edilemez durumdadır. Peki bu vergiler neden tahsil edilemiyor? Bunu iyi irdeleyerek vergi borçlarından kurtulmanın önünü kesmek gerekir. Kapanan veya faaliyette bulunmayan şirketlerin neden kapandığı, neden faaliyetine son verdiği, şirket sahiplerinin başka şirket kurarak faaliyetine devam edip etmediği gibi kriterler zamanında ve sıkı denetim altına alınmalı ve vergi kayıp ve kaçağı önlenmelidir. Devletin bu tür şirketler yüzünden son derece ciddi miktarlarda vergi kaybına uğradığı bir gerçektir ve bu tür eylemlerin engellenmesi gerektiği aşikardır. Hazine ve maliye bakanımızın kaynak bulmak amacıyla yurt dışı yatırımcılarla sık sık görüştüğünü yazılı ve görsel basında her gün izliyoruz ama ülkemizde ki vergi kayıp ve kaçağını önlemek de bir kaynak oluşturacağı kesindir.
Konumuza dönecek olursak; mevduatlara uygulanan stopaj oranları gelir vergisi kanununun geçici 67. Maddesinde yer alan tevkifat oranlarında düzenlemeye ilişkin kanun resmî gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Ve stopaj oranları;
*6 ay vadeli mevduatta %7,5 ten %10 a
*1 yıla kadar olan vadeli mevduata da %5 ten %7,5 e
*1 yıldan uzun vadeli mevduatlarda ise stopaj oranı %5 olarak uygulanacak.
Yapılan bu uygulama ile birlikte tasarruf sahiplerinin gelirleri doğal olarak azalmış olacak ve çok parası olanlardan daha çok, az parası olanlardan da daha az vergi alınmış olacak ve adaletli bir sistem devreye girmiş olacak.
Örneklemek gerekirse şimdiye kadar 100.000 TL faiz alacak mevduat sahibinden 7500 TL stopaj vergisi alınırken yeni uygulamada 10.000 TL stopaj vergisi kesilerek ödeme yapılacak. Kesilen bu vergiler hazineye aktarılacak ve tasarruf sahibi 2500 TL fazla vergi ödemek durumunda kalacak. Bir milyon TL mevduatı olan tasarruf sahibi de 42- 43 bin TL arasında stopaj vergisi öderken yeni uygulama gereği 41-42,5 bin TL aralığında faiz ödeyecek ve bu miktar mevduat sahiplerinin vergisi de azalacak.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım yeni yürürlüğe giren kanunla 1 milyon TL ye kadar olan mevduat sahipleri daha fazla stopaj vergisi öderken 1 milyon TL ve üzeri mevduatlarda uygulanacak stopaj vergisi oranı ise azalacak. Bunun sebepleri irdelenecek olursa yüksek tasarruf sahiplerinin dolarizasyona gitmemesi ve TL de kalmalarını sağlamaktır. Çünkü içinde bulunduğumuz dönemde kur korumalı mevduat gittikçe azalmakta ve faizlerin yüksek olmasından dolayı TL ye talep artmaktadır ve bu dönüşlerin kalıcı ve süreklilik göstermesi son derece önemlidir. Arz talep kanununa göre dövize olan talep azaldığında kurların kontrol altında tutulması önemlidir. Bilindiği üzere ülkemizde maalesef döviz kurları ile enflasyon paralel yürümektedir. Bu bağlamda döviz talebi düşürülüp TL ye dönüş hızlandırılmalı ki enflasyon da kontrol altına alınabilsin veya en azından fiyat artışlarının önüne geçilebilsin.
Ülkemizde daha önceden uygulanan yanlış para politikalarından dolayı dolarizasyon artmış ve buna paralel olarak enflasyon da sürekli yükselmekte idi.2023 de yapılan genel seçimler sonrasında iş başına gelen ekonomi yönetimi düşük faiz politikasından vazgeçerek yüzde 8,5’a kadar düşen politika faizini 6 ay gibi kısa sürede %50 ye kadar çıkarmış ve son yedi aydan bu yanan da sabit bırakmıştır. Ayrıca enflasyonun mayıs ayında pik yapacağı ve yılın ikinci yarısından itibaren düşme eğilimine gireceği öngörülmüştü ve tabii ki TÜİK verilerine göre öngörüldüğü gibi düşme eğilimine girdi. (Burada belirtmem gerekir ki TÜİK bir devlet kurumudur ve inanmak, güvenmek, hesaplarımızda TÜİK bilgilerini baz almak durumundayız. Ancak yaşadığımız enflasyonun TÜİK verilerinin neredeyse iki katı olduğu bir gerçektir.)
Sonuç olarak yeni uygulamaya konulan mevduatlara uygulanacak olan yeni stopaj oranları doğru bir karardır.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar