Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, haziran ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını, Haziran ayı girdi fiyatlarını ve süt sektöründe yaşanan son gelişmeleri yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.
Haziran ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 598 ile elmada görüldüğünü belirten Bayraktar, “Elmadaki fiyat farkını yüzde 281,9 ile yeşil mercimek, yüzde 256,2 ile maydanoz, yüzde 249,8 ile ıspanak, yüzde 237,2 ile kuru fasulye, yüzde 223,4 ile kuru incir, yüzde 223 ile marul ve yüzde 221 ile havuç takip etti. Haziran ayında elmada üretici market fiyat farkı yüzde 600’e yaklaşırken, 9 üründe yüzde 200’ün üzerinde gerçekleşti. Elma 7 kat, yeşil mercimek 3,8 kat, maydanoz 3,6 kat, ıspanak 3,5 kat, kuru fasulye 3,4 kat, marul, kuru incir, havuç ve nohut 3,2 kat ve kuru üzüm 3 kat fazlaya tüketiciye satıldı. Üreticide 2 lira olan elma 13 lira 96 kuruşa, 8 lira 18 kuruş olan yeşil mercimek 31 lira 24 kuruşa, 1 lira 5 kuruş olan maydanoz 3 lira 74 kuruşa, 4 lira olan ıspanak 13 lira 99 kuruşa, 7 lira 94 kuruş olan kuru fasulye 26 lira 77 kuruşa, 32 lira olan kuru incir 103 lira 48 kuruşa, 2 lira 13 kuruş olan marul 6 lira 88 kuruşa, 3 lira olan havuç 9 lira 63 kuruşa markette satıldı.” şeklinde konuştu.
Markette 37 ürünün 16’ında fiyatlar arttı
Haziran ayında markette 37 ürünün 16’sında fiyat artışı, 21’inde ise fiyat azalışı görüldüğünü belirten Bayraktar, haziran ayında markette fiyatı en fazla artan ürünün yüzde 28,3 ile Antep fıstığında yaşandığını aktardı. Bayraktar, Antep fıstığındaki fiyat artışını yüzde 22,1 ile limonun, yüzde 15,7 ile toz şekerin, yüzde 12,1 ile elmanın, yüzde 11,8 ile salatalığın, yüzde 10,6 ile yeşil mercimeğin ve yüzde 9,7 ile sivri biberin takip ettiğini bildirdi.
Markette fiyatı en çok azalan ürünün ise yüzde 46,1 ile domates olduğunu söyleyen Bayraktar, domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 23,9 ile patatesin, yüzde 23,2 ile kabağın, yüzde 18,6 ile marulun, yüzde 17,8 ile kuru üzümün, yüzde 15,9 ile havucun, yüzde 14,8 ile tavuk etinin, yüzde 13,4 ile kırmızı mercimeğin ve yüzde 12,6 ile maydanozun izlediğini kaydetti.
Üreticide 29 ürünün 15’inde fiyatlar arttı
Haziran ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürünün yüzde 38,5 ile domates olduğunu söyleyen Bayraktar, şunları kaydetti: “Domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 25 ile havuç, yüzde 13,2 ile çilek, yüzde 11,8 ile patates, yüzde 4,4 ile kuzu eti, yüzde 1,4 ile dana eti izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 84,6 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 65,4 ile salatalık, yüzde 41 ile kabak, yüzde 40,8 ile yeşil soğan, yüzde 37,8 ile kırmızı mercimek, yüzde 33,3 ile ıspanak, yüzde 25 ile limon, yüzde 22,5 ile patlıcan takip etti. Haziran ayında üreticide 29 ürünün 15’inde fiyat artışı olurken, 6’sında fiyat düşüşü görüldü, 8 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üretici fiyatlarında elma, kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru üzüm ve kuru incirde fiyat değişimi olmadı.”
Fiyat değişimlerinin sebepleri
- TZOB Genel Başkanı Bayraktar, üretici ile marketlerdeki fiyat değişimlerinin sebeplerini ise şöyle sıraladı:
- Haziran ayında fiyatı en fazla artan ürün markette Antep fıstığı, üreticide sivri biber, fiyatı en fazla düşen ürün ise markette ve üreticide domates oldu.
- Sivri biber, salatalık, kabak ve patlıcan fiyatlarındaki artışa sera ürünlerinden tarla ürünlerine geçiş dönemi olması sebebiyle azalan ürün arzı sebep olmuştur.
- Limonda piyasaya depolardan yatak limon arzının devam etmesi, depo masraflarının artması fiyatların yükselmesine yol açtı.
- Ispanak, maydanoz ve yeşil soğanda havaların ısınması nedeniyle hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyata yansıdı.
- Kırmızı mercimek fiyatı yeni sezona ait olup, arzdaki düşüş fiyata yansıdı.
- Domates, havuç, çilek ve patateste arz fazlalığı fiyatların düşmesinde etkili olmuştur.
- Havaların ısınmasıyla birlikte tarla ürünlerinin piyasaya arzının artması, önümüzdeki dönem tüketici fiyatlarına olumlu yönde yansıyacaktır.
Üre hariç gübre fiyatları arttı
Haziran’da mayıs ayına göre gübre fiyatları üre gübresi hariç artış gösterdiğini belirten Bayraktar, haziranda 20.20.0 kompoze gübresi fiyatının yüzde 20, DAP gübresi yüzde 18,4, amonyum sülfat gübresi yaklaşık yüzde 6,3, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 2 artış gösterdiğini, üre gübresi fiyatının ise yüzde 1,5 oranında düştüğünü bildirdi.
Bayraktar, 2021’in Haziran ayına göre ise üre gübresi yüzde 230, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 226, amonyum sülfat gübresi yüzde 219, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 218 ve DAP gübresi yüzde 201 oranında arttığını söyledi.
Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 24,8, son bir yıla göre ise yüzde 276,2 oranında arttığına işaret eden Bayraktar, besi yeminin Haziran’da bir önceki aya göre, yüzde 9, süt yemi ise yüzde 10, son bir yılda ise yüzde 123, süt yeminin ise yüzde 126 oranında arttığını aktardı.
Diğer girdilerden elektriğin fiyatında son bir yılda yüzde 129,4, zirai ilaç fiyatında ise yüzde 89,2 artık yaşandığını açıklayan Bayraktar, “Üreticilerimiz girdi fiyatları artışına yetişemiyorken, bir de kuraklık, don, dolu, aşırı yağış, sel, hortum gibi doğal afetlere yoğun bir şekilde maruz kalarak açık alanda üretim yapmaya çalışıyorlar. Üreticilerimizin geleceği görmelerini, üretimde kalmalarını sağlamak için girdiler makul fiyatlardan üreticilere ulaştırılmalı, girdi destekleri artırılmalı, ekimden önce destekler açıklanmalı ve en kısa sürede üreticilere verilmelidir.” şeklinde konuştu.
“Bugünkü fiyatlar damızlık kesimlerini durduramıyor”
Süte dair değerlendirmelerde de buluna Bayraktar, Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) 15 Mayıs 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatını brüt 7,50 TL/litre olarak belirlediğini anımsattı. Konseyin yaptığı açıklamada, “çiğ süt üretim maliyetinde önemli bir değişiklik olduğunda önümüzdeki süreçte piyasa şartlarına göre tekrar değerlendirme yapılacaktır” dediğini belirten Bayraktar, bugün itibarıyla üreticinin eline kesintiler çıktıktan sonra net olarak ortalama 7 lira geçtiğini söyledi. Bazı yerlerde bu fiyatın da altına çiğ süt satıldığını belirten Bayraktar, üreticinin zamlı süt fiyatı daha eline geçmeden yeme gelen zamlarla hayal kırıklığı yaşadığını vurguladı.
Bir kilo yem fiyatının bazı yerlerde 8 liraya kadar dayandığına işaret eden Bayraktar, paritenin ise 1,5’in çok altında olduğunu belirtti.
Bugünkü fiyatların damızlık kesimlerini durduramadığını söyleyen Bayraktar, şöyle konuştu: “Yeni sezonda yonca gibi kaba yem maliyetleri de yükseldi. Üreticinin tek maliyeti yem değildir. Mazota da zam geliyor, elektriğe de, işçiye de, nakliyeye de, ilaca da. Üreticilerimiz artık ne önünü görebiliyor, ne de geleceğini planlayabiliyor. Ayrıca üreticilerimizin ne üretme şevki, ne de geleceğe dair umudu kaldı. Artık üreticilerimiz, ‘sürdürülemez çiğ süt fiyatları ve artan maliyetler nedeniyle sürekli fiyat talep eden’ konumunda olmaktan yoruldu. Yüksek süt fiyatlarına ulaşmakta zorlanan, sağlıklı ve dengeli beslenememe riskiyle karşı karşıya kalan tüketiciler de durumlarından memnun değildir. Hayvancılığın geleceği gibi milletimizin geleceği de tehlike altındadır. Yüksek fiyatlı hayvansal ürünlere ulaşamayan bir halk nasıl sağlıklı nesiller yetiştirecek ve geleceğin Türkiye’sini inşa edecektir? Eskiden kırsalda üretimden kopan insanlar şehirlere göç eder, kendisine orada hayat kurmaya çalışırdı. Artık oralarda da hayat çok pahalı. İnsanların bu hayat pahalılığında yerinde kalmaktan, üretmekten başka çareleri de yok. Yetkililerden bu sorunu nasıl çözeceklerine yönelik stratejik, somut adımlar bekliyoruz. Bu ülkeye yapılacak en öncelikli ve büyük yatırım, daha çok kaynağın bu alana aktarılmasıdır. Üreticilerimize destek olalım, onları ayağa kaldıralım, üretim şevklerini tekrar canlandıralım.”
Bayraktar, sorunların çözümü noktasında ise şu önerileri bulundu: “Yem fiyat artışlarını kontrol altına alalım. Ya çiğ süt fiyatında artış sağlayalım, ya da yem fiyatlarını indirecek tedbirler alalım. Pariteyi 1 buçuk bandına oturtalım. Diğer maliyet artışlarını durduracak tedbirleri hayata geçirelim. Süt teşvik primini 1 lira seviyelerine çıkaralım. Üreticiye sürdürülebilir, istikrarlı bir gelir elde etmesini sağlayacak piyasa oluşturalım. Damızlık hayvanların kesilmesini engelleyelim, geleceğimizi koruma altına alalım. Tüketiciye de uygun fiyattan hayvansal ürün alabilme imkânı sağlayalım. Üreten ve tüketen, herkesin kazandığı mutlu Türkiye’nin inşası için etkin politikaları hızlı bir şekilde hayata geçirelim.”