Mehmet Hanifi GÜLEL
Türk Kızılay, şirketlerin zekatlarını toplamayı hedefl iyor. Türkiye’de zekatın gelir vergisi üzerinden hesaplandığında yüzde 2,5’e denk geldiğini ifade eden Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, söz konusu hesaplamaya göre 5-6 milyar dolar büyüklüğü geçtiğini aktardı. “Zekatın teşvik edilmesi, hesap verilebilir, şeff afl ık ve izlenebilirlik modeliyle mutlaka müesseseleşmesi gerektiğini düşünüyoruz” diyen Kınık, “Bu çerçevede ‘Kızılay Zekat Müessesesi’ kurduk. Burada zekatın farklı boyutları var. Sadece doğrudan insanlara nakit destek verme, ihtiyaçlarını kısa süreli karşılama anlamında değil, birden fazla zekat veren insanın bir araya gelerek bir insana iş kurması gibi. Kişilerin zekat alırken bir sene sonra istihdam yaparak zekat veren pozisyona gelmesi gibi modeller üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca üretim sıkıntısı çeken bir üreticinin borcunu ödemesi ve tekrar üretime katılmasının sağlanması gibi modellerle zekatı yaygınlaştırmaya çalışacağız. Diyanet İşleri Başkanlığı’yla birlikte zekatın nasıl toplanacağı konusunu, kendi içimizde kurduğumuz bir ilim heyetiyle de takip edeceğiz ve zekat sahibine bunu raporlayacağız” dedi.
100 bin kurumsal bağışçı hedefi
Kızılay’ın yaklaşık 1,5 milyon bağışçısının içinde, 36 bin civarında kurumsal bağışçı bulunduğu bilgisini veren Kınık, söz konusu kurumsal bağışçı sayısını 100 binlere çıkarmaya çalıştıklarını ifade etti. Kurumsal sosyal sorumluluk alanının dünyada daha yeni yapılaşan ve kurumsallaşan alan olmasından dolayı, bunu yeni ön plana çıkarmaya başladıklarını ifade eden Kınık, “Burada biz devreye giriyoruz ve projeler yaparak firmalara teklif götürüyoruz. Firmalar bütçe oluşturulurken, projelerimizi ilgili yapılara sunmaya ve bunu yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla hem onların ayırmış olduğu bütçelere talip oluyoruz, hem de onlara teşvik bağlamında kolaylaştırıcı bir rol sağlıyoruz. Kızılay aracılığıyla devlete yapacakları mali yükümlülüklerini, sosyal bir proje aracılığıyla gerçekleştirme imkanı buluyorlar” ifadelerini kullandı.
Yurt içinde yaklaşık 1 yıldır aktif faaliyet gösteren Kızılay Akademi’yi kurduklarını bildiren Kınık, yakın zamanda farklı ülkelerden katılımcılarla İbn-i Haldun Üniversitesi ve Kızılay Akademi işbirliği ile kurumsal bağış kaynak geliştirme sertifika programını icra ettiklerini söyledi.
“Yardımın yüzde 100’ü vergiden düşürülüyor”
Türkiye’de bilinirliği en yüksek olan kuruluşların başında Kızılay’ın geldiğini kaydeden Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, “Şirketler, toplumsal fayda üreten okul, sağlık tesisi veya eğitime destek verdiğinde, belli miktarları vergi matrahlarından düşürebiliyorlar. Bunlar normal sivil toplum kuruluşlarında yüzde 5-7 dolayındayken, Kızılay’a verilen olanak ile yardımların yüzde 100’ü vergiden düşürülüyor. Kızılay aracılığıyla yapılan her türlü sosyal sorumluluk projesi, ulusal ve uluslararası alanda da görünür oluyor. Şirketler için bu hem ticari avantaj, hem de markalarının itibarları açısından fayda oluşturuyor” dedi. Yardımlaşma ve dayanışmanın bugün profesyonel bir dünya için bir tercih değil, zorunluluk olduğunu belirten Kınık, iş dünyasıyla bu yaklaşımı paylaşmaya çalıştıklarını aktardı. Batı’nın bu ‘giveback’ dediği, yani toplumdan kazandığını topluma geri verme modelinin, sosyal sorumluluk projeleri bağlamında büyük oranda gerçekleştiğini bildiren Kınık, “Kızılay da, sosyal sorumluluk departmanı aracılığıyla iş dünyasına, profesyonel dünyaya farklı iş modelleri teklif ediyor. Örneğin; bir IT yazılım firmasının, Kızılay’ı bir platform olarak kullanarak, işsiz gençlere yazılım eğitimi vererek iş sahibi olmalarını sağlamak gibi. Bunların maliyetlerini o teknoloji şirketi karşılıyor. Buna benzer farklı sosyal sorumluluk projeleriyle Kızılay, markaların daha sevilen marka ‘lovemark’ olmaları için bir fırsat sunuyor. Dolayısıyla her geçen yıl bu sosyal sorumluluk ilişkilerimiz ve sosyal sorumluluk program çeşitliliğimizi artırıyoruz” diye konuştu.