Dünya üzerinde devletler de birbirleri ile ticari ve sınai ilişki içindedirler. Dolayısıyla ülkeler arasında da borçlanma ve alacaklanma söz konusudur. Para ihtiyacı, kişilerde, kurumlarda olduğu gibi devletlerde de olabilir. Nasıl ki işletmeler para ihtiyaçlarını kredi veya ödünç alma yöntemiyle gidermeye çalışmaktalar ise devletler arasında da durum aynıdır denebilir.

Ülkelerarasında borçlanma maliyeti borç alacak ülkenin CDS risk primi oranına göre değişim gösterebilir. Bir ülke borçlanırken normal uluslararası kredi faizine CDS primi eklenerek elde edilecek oran üzerinden borçlanacaktır .CDS priminin yüksekliği ekonominin iyi gitmediğinin işaretidir. CDS primi ülkenin ekonomik koşulları dikkate alınarak hesaplanan değerdir. Devletler arası ödünç para alışverişi ise SWAP şeklinde gerçekleşir.

İşte yukarıda anlatmaya çalıştığım devletlerarası ilişkilerin optimal düzeyde olabilmesi için öncelikle komşu ülkeler olmak üzere bütün devletlerle iyi ilişkiler içinde olmamız gerekir ama bu demek değildir ki bazı haklarımızdan taviz verelim. Örneğin Yunanistan’la iyi geçinmemiz gerekir ama Ege’deki adalara askeri yığınak yapmasını kabullenmemiz mümkün değildir. Çünkü vatanımızın bir karış toprağına zarar gelmesi karşısında sessiz kalamayız ve kimsenin toprağına da zarar veremeyiz.

Devletlerin borç ve alacak ilişkileri de serbest piyasada olduğu gibi kısa, orta ve uzun vadeli olarak programlanmaktadır. Konumuz kısa vadeli borç olduğu için bu terimin tanımını yapalım;

Kısa vadeli borç. (Short Term External Stock) Herhangi bir tarih itibarıyla kullanımı gerçekleştirilmiş olan ve bir ekonomide yerleşik kişilerin yerleşik olmayanlara borçlu olduğu, kullanım tarihinden itibaren bir yıl içinde anapara ve/veya faiz ödemesi/ödemeleri yapılmasını gerektiren cari, şartlı olmayan yükümlülüklerin bakiyesidir. TCMB nezdindeki mevduatların kısa vadeli kısmını, bankaların ve diğer sektörlerin kısa vadeli kredilerini (yurt dışında ihraç edilmiş tahviller dahil), diğer sektörlerin kısa vadeli ticari kredilerini, yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin (bankalar hariç) yurt içinde yerleşik bankalardaki döviz cinsinden mevduatlarını gösteren döviz tevdiat hesabını (DTH),  yurt dışında yerleşik bankaların yurt içinde yerleşik bankalardaki döviz cinsinden mevduatları gösteren banka mevduatını, yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin (bankalar dahil) yurt içinde  yerleşik bankalardaki Türk lirası cinsinden mevduatlarını gösteren mevduat kalemlerinden oluşmaktadır.

Kısa vadeli borçlar, süresi bir yıla kadar olan borçlardır. Vadesi bir ile beş yıl arasında olan borçlar ise orta vadeli borçlar iken, Süresi beş yıldan fazla olan borçlar uzun vadeli borçlar sınıfına girmektedir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Ağustos 2022 dönemine ilişkin kısa vadeli dış borç istatistikleri açıklandı.

Buna göre, kısa vadeli dış borç stoku, ağustosta 2021 sonuna kıyasla yüzde 13.6 artarak 138.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 8.2 artarak 55.6 milyar dolar, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku da yüzde 15.4 yükselerek 50.9 milyar dolar oldu.

Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, ağustos ayında 2021 sonuna göre yüzde 4.8 azalışla 10.5 milyar dolara indi.

Söz konusu dönemde banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 9.2 artışla 16.7 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı yüzde 14.4 yükselişle 17.9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları yüzde 11.7 artarak 10.5 milyar dolar oldu.

Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, ağustosta 2021 sonuna göre yüzde 17.5 artışla 45.7 milyar dolara çıktı.

ÖZEL SEKTÖRÜN KISA VADELİ DIŞ BORCU 81.3 MİLYAR DOLAR

Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu ağustosta 2021 sonuna göre yüzde 13.6 artarak 25.2 milyar dolara, özel sektörün kısa vadeli dış borcu da yüzde 10.9 yükselerek 81.3 milyar dolara ulaştı.

Söz konusu dönemde özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yüzde 13.3 artışla 71.9 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 14.1 yükselişle 65.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Geçen yılın sonunda 460 milyon dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, ağustos sonu itibarıyla 360 milyon dolara geriledi. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 109 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Kısa vadeli dış borç stokunun ağustos sonu itibarıyla yüzde 46.2’si dolar, yüzde 26.1’i avro, yüzde 8.6’sı TL ve yüzde 19.1’i diğer döviz cinslerinden oluştu.

Ağustos sonu itibarıyla orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku 185.9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu stokun 16 milyar dolarlık kısmı Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu.

Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 19.9, Merkez Bankası’nın yüzde 17 ve özel sektörün yüzde 63.1 paya sahip olduğu görüldü.

Borçlarımızı ödeyebilmemiz için paraya, parayı kazanabilmek için üretim yapmaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Özellikle dış borç ödemek için gerekli olan yabancı parayı ise ancak ihracat yapmakla elde edebiliriz. Dolayısıyla üretim kaynaklarını en verimli şekilde kullanmamız ekonomi açısından olmazsa olmaz kuraldır. Bu bağlamda hükümetin uygulamaya koyduğu üretim ve ihracat odaklı büyüme hedefi desteklenmelidir.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist