İstanbul Sanayi Odası (İSO), küresel iklim değişikliği ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi sürdürülebilirlik çerçevesinde uluslararası ticarette yaşanan yeni sistemleri göz önünde bulundurarak belirlediği sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında 10 sektör için hazırladığı yol haritalarını açıklamaya devam ediyor. İSO, Sürdürülebilirlik Yol Haritalarının 4’üncüsünü ‘ana metaller sanayi sektörü’ için açıkladı.
Rehber; İSO bünyesinde faaliyet gösteren ve demir çelik ve sıcak hadde ürünleri sanayi, alüminyum ürünleri sanayi, bakır, bakır alaşımları ve ağır metaller sanayi ve değerli metaller ve kuyumculuk sanayi meslek komitelerini kapsayan Ana Metaller Sanayi Grubu’nun gelecek dönem sürdürülebilirlik çalışmaları için sektöre özel yol gösterici öncelikleri ve takip göstergeleri sunmak amacıyla hazırlandı.
Dünya ekonomisinde büyük bir paya sahip olan ana metaller sanayinin en yoğun enerji tüketen imalat sanayilerinden biri olduğu belirtilen rehberde, 2020 yılı verilerine göre, dünya genelinde demir-çelik üretiminde ilk üç sırayı Çin, Hindistan ve Japonya’nın aldığı, Türkiye’nin ise demir-çelik üretiminde 35,8 milyon ton ile Avrupa’nın en büyük üreticisi olduğu, dünyanın 7’nci üreticisi konumuna yükseldiği ve üretim hacminde yüzde 6 artış kaydettiği bildirildi.
Çelik üretim sürecinin büyük kısmının yüksek sıcaklıklarda gerçekleştiğinden enerji yoğun bir faaliyet olarak kabul edildiği aktarılan rehberde, demir-çelik üretiminde demir cevherini indirgeyici madde olarak karbon kullanıldığı ve metalik demire dönüştürüldüğü için doğadaki karbondioksit salımlarının artmasında önemli bir paya sahip olduğu vurgulandı.
Rehberde, kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmamasının doğa üzerinde baskı ve ekonomik faaliyetler üzerinde de tehdit oluşturacağı göz önünde bulundurulduğunda, çelik üreticilerinin çevresel etkiyi en aza indirmek, yaşam kaynağı olan toprak, su ve biyoçeşitliliği korumak, enerji ve su verimliliğini artırmak, karbon salımlarını azaltmak ve sıfır atık hedefiyle faaliyet göstermesinin büyük önem taşıdığı kaydedildi.
Çeliğin ülkenin toplam ihracatındaki payı yüzde 7,4
İSO ana metal sanayi rehberinde, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (AYM), 2050 yılına kadar AB’yi net sera gazı emisyonlarının bulunmadığı, kaynak açısından verimli ve rekabetçi bir ekonomiye sahip adil ve müreffeh bir topluma dönüştürme stratejisi olduğu ve bu doğrultuda AB’nin, AYM ile 2030 yılına dönük sera gazı emisyon azaltımının en az yüzde 55 oranına yükseltilmesi ve Avrupa’nın 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim- nötr kıtasına dönüştürülmesi hedefini ortaya koyduğu hatırlatıldı.
AB’nin AYM’de yer alan “Yenilenebilir Enerji Direktifi” ile 2030 yılında enerjinin yüzde 40’ının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması hedefleri ile AYM çerçevesindeki hedeflere ulaşmak için Temmuz 2021’de “Fit for 55” (55’e Uyum Paketi) yasa teklifini açıkladığı belirtilen rehberde, bu sektörlerin belirlenmesinde enerji yoğun endüstri olmalarının etkisi bulunmasının yanı sıra ana metaller sanayi grubu içinde yer alan ve açıklanan ilk 5 sektörden biri olan demir-çelik sektöründe, çeliğin Türkiye’nin toplam ihracatındaki payının 2020’de yüzde 7,4 olduğu bildirildi.
Rehberde, AB’nin Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nda yer alan öncelikli politika alanlarından biri olan sürdürülebilir ürün inisiyatifi çerçevesinde, Eko-tasarım (Eco-design) Direktifi’nin genişletilmesi amacıyla sürdürülebilirlik ilkeleri odağında öncelikli olarak değerlendirilen çelik sektöründeki yüksek etkili ara mallar oranının yükseltilmesinin hedeflendiği kaydedildi.
Yine düşük karbonlu üretim çözümlerinin geliştirilmesi için adımlar atılmasının yanı sıra elektrifikasyon, hidrojen kullanımı ile karbon yakalama ve kullanımı gibi yöntemler kullanılarak da karbon salımının azaltılabileceği belirtilen rehberde, geri dönüşüm yöntemleri ile birlikte üretim sürecinde çelik hurda kullanılmasının karbondioksit emisyonlarını yüzde 58, hava kirliliğini yüzde 86, su kullanımını yüzde 40 ve su kirliliğini yüzde 76 azaltacağı bildirildi.
Rehberde, enerji yoğun sektörlerin içinde yer alan ana metaller sanayinin karbonsuzlaşmasının AYM kapsamında öne çıkan konulardan biri olurken, çizilen bu yolda üretimin en önemli girdilerinden birisi olan enerjinin temiz ve yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi için adımlar atıldığı kaydedildi.
Rehberde yer alan bilgilere göre, AB’nin bölgedeki karbon kaçağını azaltmak adına, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) aracılığıyla ticarette yeni vergiler ve tarife dışı engeller ile örülmüş bir sistem üzerine çalışmaları sürüyor.
Buna göre, AB Komisyonu’nun iklimle ilgili hedeflerin gerçekleşebilmesi için ilk koşulu; ekonominin tümünde karbonun etkin biçimde fiyatlandırılması olarak görülürken, AB’nin “Fit for 55” ile açıkladığı SKDM kapsamında değerlendirilecek olan ilk 5 sektörde ise demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektrik sektörleri yer alıyor.