Üç yılı aşkın bir süreden bu yana devam eden ve tüm dünyayı kasıp kavuran korona virüs salgınının olumsuz etkileri en fazla işletmeleri etkilemiştir. Özellikle kapanma dönemlerinde devletin bütçe pozisyonuna göre verdiği destekler bazen yetersiz kalmış bazen de işletmelerin ekonomik açıdan dar boğazı geçmelerini sağlamıştır.
Söz konusu dönemde bazı işletmeler gelirlerinin azalması nedeniyle tasarruf önlemlerini arttırmışlar ve ilk önce personel çıkarma uygulamasına gitmişlerdir. Tabii ki bu arada devletin vergi gelirlerinde de azalma görülmüştür. Yapılan kira yardımları, işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için verilen krediler bir nebze de olsa sorununu çözümü için atılan önemli adımlardan bazılarıdır.
Patron olmak karşıdan gözüktüğü gibi kolay bir kariyer değildir ve onun da birtakım zorlukları olduğu kesindir. Konuya bu bağlamda baktığımızda işçi çıkarmak bir patron için en zor eylemlerden biridir. Maddi sorumlulukların yanında manevi sorumluluğunun da çok olduğu patron için en optimal çözümü bulmak elbette zor olmuştur.
İçinde bulunduğumuz ekonomik olumsuzlukların yaşandığı dönemde de patronların işi oldukça zordur. Yüksek enflasyon nedeniyle ek kaynak kullanımı oldukça zor duruma gelmiş, tedarik problemleri, tahsilat sıkıntısı, üretim maliyetleri gibi sorunlar devam etmektedir. Özellikle üretim işletmeleri için faaliyetlerini sürdürmek oldukça maddi fedakârlık isteyen bir dönemi yaşıyoruz. Çünkü döviz kurlarının yükselmesi ve hareketliliği hammadde ve yarı mamul fiyatlarında istikrarın kaybolmasına sebep olmuş ve üreticiler için maliyet hesaplaması sorununu da beraberinde getirmiştir. İşçilik maliyetlerini de unutmamamız gerekir. Ayrıca orta ve uzun vadeli programların yapılamaması nedeniyle yatırım kararları da çoğunlukla ertelenmiştir.
Kamuoyunda özel sektörün ürün gamına maliyetler yükselince istediği oranda zam yapabileceği yönünde yanlış bilgi yaygındır. Ancak söz konusu bilgi kesinlikle doğru bir bilgi değildir. Özel sektörün üretimine istediği anda istediği oranda zam yapması mümkün değildir. Hiçbir malın fiyatı alıcı veya satıcı tarafından belirlenemez. Fiyatı halk tabiriyle piyasa belirler. Arz ve talep kanununa göre arz ve talebin birleştiği noktada fiyat oluşur. Yani üreticiler ürünleri için fiyatı kendileri belirleyemez. Alıcıların kabulü son derece önemlidir ve alıcı tarafından kabul edilmeyen fiyat geçerlilik kazanmaz. Kaldı ki yoğun rekabet koşulları da önemli bir etkendir. Rakiplerin tutumu, ürettiğiniz malın kalitesi, ülkede mala olan ihtiyaç gibi faktörler fiyatın oluşumunda etkili olan faktörler arasındadır.
Döviz kurlarının yüksek olması ithalat mallarının fiyatının yükselmesine sebep olacağından ithal mallara olan talep düşer ve yerli mallara olan talep yükselir. Zaten hükümetin uygulamaya koyduğu ekonomik model de üretim artışıyla birlikte ihracat rakamlarını yükselterek ülkeye döviz girdisi sağlamak ve cari açığı azaltmaktır. Ancak uygulamada karşılaşılan en önemli sorunlardan biri politika faizlerinin önemli ölçüde düşmesine rağmen ucuz maliyetli kredinin üretime yansımamasıdır. Hükümet bu sorunu çözmek için zorunlu karşılıkların verilen kredi oranları baz alınarak yeniden düzenlemeye gitmesi önemli bir adımdır ve ileriki dönemde amacına ulaşacaktır.
Bir diğer konu da ülkemizde yapılan üretimin yaklaşık yüzde ellisinin hammadde ve yarı mamul ürünleri ithal yoluyla gelmesidir. Öncelikle ithal ikame mallarının yerli üretimi hızlandırılmalı, katma değeri yüksek, teknolojik ürün üretimine ağırlık vermeliyiz. Çünkü ithal gelen ürünler, döviz kurlarının yüksek olması nedeniyle önemli miktarda paramızın yurt dışına gitmesinin yanında üretim maliyetlerinin yükselmesene sebep olmakta bu da enflasyon olarak karşımız çıkmaktadır. Bu konuda verilen devlet destekleri yeniden gözden geçirilmeli ve koşullar elverdiği şekilde arttırılmalıdır.
Günümüzde bazı basın organlarında açılan ve kapanan şirket sayıları hakkında bir şeyler okuyoruz. Burada dikkatimi çeken bir konuyu paylaşmadan geçemeyeceğim. İktidar yanlısı gazeteler açılan şirket sayılarını, iktidar karşıtı gazeteler ise kapanan şirket sayısını yayınlamaktadır. Araştırmama göre her iki konuyu da ele alan gazeteyi bulamadım. Yazılı basından okuduklarımı aynen aktarıyorum;
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 2022 Ekim’e ilişkin kurulan ve kapanan şirket istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, ekim ayında 1799 şirket daha kapandı ve yılın ilk ayında toplam 17 bin 663 şirket kapanmış oldu.
Ekim 2022’de, kapanan şirket sayısı 2021’in aynı ayına göre yüzde 13,8, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 26,5 artarken, kapanan kooperatif sayısı yüzde 7 azaldı.
2022’nin ilk 10 ayında ise, 2021’in ilk 10 ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 55,9, kapanan kooperatif sayısı yüzde 19,5 ve kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 6,7 arttı.
Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 14,1 azalırken, kapanan kooperatif sayısı yüzde 17,7 ve kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 37,6 artış gerçekleşti.
Öte yandan, ekimde bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 4,5 ve kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 14,9 oranında azaldı.
Ekim 2022’de, Ekim 2021’e göre kurulan şirket sayısı ise yüzde 33,3, kurulan kooperatif sayısı yüzde 48,8 ve kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 6,4 arttı.
2022’nin ilk 10 ayında ise, 2021’in ilk 10 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 24,9, kurulan kooperatif sayısı yüzde 30,5 artarken, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 4,1 azaldı.
TOBB verilerine göre, Ekim 2022’de şirket ve kooperatiflerin 4 bin 338’i ticaret, 1.824’ü imalat ve 1.516’sı inşaat sektöründe kuruldu.
Ekim 2022’de kurulan gerçek kişi ticari işletmelerinin; 843’ü toptan ve perakende ticaret motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 519’u inşaat, 272’si imalat sektöründe yer aldı.
Ekim ayında kapanan şirket ve kooperatiflerin ise 579’u toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 263’ü imalat, 252’si inşaat sektöründe olduğu belirtildi.
Ekim ayında kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin ise 874’ü toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 320’si inşaat, 260’ı imalat sektöründe yer aldı.
Başka bir gazetede yer alan habere göre ise;
2022’nin ilk 10 ayında kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,9 arttı. Bu dönemde 112 bin 26 şirket kuruldu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 2022 yılı Ekim ayı kurulan ve kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Buna göre, 2022’nin ilk 10 ayında, 2021’in ilk 10 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 24,9 kurulan kooperatif sayısı yüzde 30,5 artmış olup kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 4,1 azaldı. BU dönemde 112 bin 26 şirket kuruluşu gerçekleşti.
2022’nin ilk 10 ayında, 2021’in ilk 10 ayına göre kapanan şirket sayısında yüzde 55,9 kapanan kooperatif sayısı yüzde 19,5 kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 6,7 artış oldu.
Ekim 2022’de, Ekim 2021’e göre kurulan şirket sayısı yüzde 33,3 kurulan kooperatif sayısı yüzde 48,8 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 6,4 arttı.
Ekim 2022’de, kapanan şirket sayısı 2021 yılının aynı ayına göre yüzde 13,8 kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 26,5 artmış olup kapanan kooperatif sayısında yüzde 7 azalış oldu. Bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 4,5 kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 14,9 oranında azalmış olup kurulan kooperatif sayısı yüzde 13,2 arttı.
Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 14,1 azalmış olup kapanan kooperatif sayısında yüzde 17,7 kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 37,6 artış gerçekleşti.
Ekim 2022’de kurulan toplam 12.632 şirket ve kooperatifin yüzde 86,3’ü limitet şirket, yüzde 12,2’si anonim şirket, yüzde 1,5’i ise kooperatiftir. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 40,1’i İstanbul, yüzde 9,9’u Ankara, yüzde 5,6’sı İzmir’de kurulmuştur.
Bu ay Gümüşhane ve Ardahan’da şirket kuruluşu gerçekleşmedi.
Ekim 2022’de kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, bir önceki aya göre yüzde 10,7 oranında arttı.
2022 yılında toplam 113.577 şirket ve kooperatif kurulmuştur. Bu dönemde kurulan toplam 97.968 limitet şirket, toplam sermayenin yüzde 70,6’sını, 14.042 anonim şirket ise yüzde 29,1’ini oluşturmaktadır. Ekim ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, Eylül ayına göre yüzde 10,7 oranında arttı.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist