Ukrayna’ya başlattığı askeri harekat nedeniyle Batı’nın yaptırımları sonucu ekonomik sarsıntı yaşayan Rusya’da, ticari hayat kabuk değiştirmeye başlarken, Türk firmalarına olan ilgi de artmaya başladı. Zara’dan H&M’e, IKEA’dan Hugo Boss’a çok sayıda Avrupa menşeli firma Rusya pazarından çıkarken, bu firmalardan doğan boşluklar için Türk firmaların kapısı çalınıyor. Sadece perakende değil, gemi inşadan kimya sektörüne kadar birçok alanda hammadde ihtiyacı için Türkiye’ye yönelen Rus firmalarının sayısının arttığı belirtiliyor. Türkiye’yi bir çıkış kapısı olarak gören Rusların bu eğiliminin, iki ülke arasındaki ticareti uçuracağını söyleyen Türk iş insanları, şu anki en büyük problemin para alışverişinde yaşandığını ifade ederek, bir an önce Rusya ile Ruble üzerinden ticaretin artırılması için her iki tarafı da zarara uğratmayacak bir sistemin realize edilmesini istiyor. Hali hazırda iki ülke arasında Ruble-TL sistemi çalışıyor ancak bunun geliştirilmesi şart. Rusya ve Türkiye’de yerel paranın develüe olması nedeniyle işletmeler, Ruble-TL ticaretini riskli buluyor ancak bazı iş insanlarına göre bir takım düzenlemelerle bu risk ortadan kalkabilir. Bu konuda neler yapılması gerektiğini Türk iş insanlarıyla görüştüm ancak ondan önce şunu belirtmek isterim; bazı Türk firmaları, Rus müşterilerinden gelen Ruble ile ticaret teklifl erini kabul etmeye başladı. Bu firmalardan biri; Damat-Tween markalarının sahibi Orka Holding.
‘Destek olmak istiyoruz’
Rusya’da 20’ye yakın bayisi olan Orka Holding’in Genel Koordinatörü Osman Arar, “Rusya’ya Gürcistan üzerinden ürün gönderiyoruz. Şu ana kadar para alışverişinde bir problem yaşamadık. Banka sisteminde sıkıntı yok. Ancak Ruslar şu anda dolar bulamıyorlar, sıkıntı burada. Biz de ‘Bundan sonra Ruble ile alışverişi de kabul edeceğiz’ diye oradaki bayilerimize deklare ettik. Rusya’daki bayilerimize bu şekilde destek olmak istiyoruz” diyor. Kiğılı’nın CEO’su Hilal Suerdem de, Ruble-TL ile ticaretin gündemlerinde olduğunu belirterek, “Rusya’da franchisee’lerimiz var. Şu ana kadar sıkıntı yaşamadık ödemelerle ilgili ancak bundan sonrası için Ruble-TL sistemini devreye alabiliriz gibi görünüyor. Ürünleri bu sisteme göre yeniden fiyatlarsak zarar etmeyiz” diye konuşuyor. Şimdi gelelim, bu sistemin hız kazanması için neler yapılması gerektiğine dair iş insanlarının görüşlerine…
‘Aylık kur açıklanmalı’
İHKİB eski Başkanı ve halen İTO Meclis Üyesi olan Hikmet Tanrıverdi, Türkiye’de Ruble ile ticaretin başlamasına vesile olan bir isim. 2008’den beri konuyla alakalı çalışan Tanrıverdi, sistemin daha da yaygınlaştırılması için bazı önerilerde bulunuyor. Tanrıverdi, öncelikle Rusya pazarında yeni doğan fırsatlarla ilgili şunları söylüyor: “Türkiye için iyi olacak gibi görünüyor. Avrupalılar Rusya’dan çekilince bir sürü yeni alan çıkacak bize. Daha önce hiç ihraç etmediğimiz ürünler istiyorlar.
Bana da bu konuda sorular geliyor. Bir gemi üreticisi ulaştı örneğin, üretimle ilgili her türlü araç gereci Türkiye’den almak istiyorlar, dezenfektanlarda, deterjanlarda kullanılan kimyasal madde almak istiyorlar. Perakendecilerden boşalan mağazalar için Türk firmalarına ulaşmak, onlara mağaza kiralamak istiyorlar.” Ruble-TL ile ticaretin ise 2010’dan beri bankalar arasında kullanıldığını ancak hayal edilen büyüklüğe ulaşmadığını söyleyen Tanrıverdi, “Şu anda Türkiye için tam zamanı. Bu sistem nasıl daha etkili olur? Bizim Merkez Bankası onlarla anlaşacak, ya bir kur aralığı verecek ya da aylık kur açıklayacak. En az aylık olması lazım ki ticaret yapanların düzeni bozulmasın. ‘Bu sürede bu kurdan Rubleyi alıp yerine TL vereceğim’ diyecek. Bunu da bankalar üzerinden yapacak. Topladığı Rubleleri de Rusya Merkez Bankası ile anlaşıp, ‘Size olan doğalgaz, petrol borcumuzu da Ruble olarak gönderiyorum’ diyecek. Bu kadar basit. Bizim en başından beri söylediğimiz bu.
‘Bu sistem işler!’
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar da, hazır giyim ve deri sektörü olarak kendi aralarında bu sistemle ilgili fikir alışverişinde bulunduklarını söyledi. “Ruble ile ticaret yapılabilir ama şöyle bir sıkıntı var” diyen Zandar şunları paylaştı: “TL-Ruble paritesi stabil değil.
Otomatikman şöyle olur bu iş; oradan buraya gelen Ruble’nin tekrar buradan yaptığımız ödemelerde kullanılabiliyor olması lazım. Bizim Ruble cinsinden doğalgaz veya petrol ödeyebiliyor olmamız lazım. Şirketler özelinde baktığınız zaman da bizim bütün işimiz hammaddede dolar bazlı. Bu sistem olur mu, olur. Nasıl olur? Biz bugün TL ile de mal satıyoruz iç piyasaya. Ama o günkü kurdan hesaplayarak. Dolayısıyla Rus müşteriye de yine dolar fiyat verilir. Ödeme gününde o kadar Ruble Rusya’dan yatırılır. O kadar Ruble buraya TL olarak gelir, o TL’yi alır siz dövize çevirisiniz. TL ve Ruble’nin karşılıklı olarak konvertibl hale gelmesi ve bizim bu Ruble’yi karşı tarafa gönderiyor olmamızın bize avantajı büyük olur. Bu sistem işler. Örnek veriyorum, para Denizbank’a gelir. O gün sizin o kadar Ruble kadar TL’niz hesabınıza geçer, o Rubleyi alır tekrar Merkez Bankası’na iade eder bu banka. Merkez Bankası da o Rubleyi bir sonraki doğalgaz faturalarında öder.” İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe de, “Her iki ülkenin kuru da oynak. Ancak belli bir noktada anlaşılır diye düşünüyoruz. Karşılıklı ticaret yaptığımız firmalarla belli bir anlaşma noktasına gidilebilir ya da bir kur sabitlemesi yapılabilir. Sistem şekillenir ancak biraz zaman lazım” diyor. TASEV Başkanı Hüseyin Çetin ise, “Devletin araya girip dolarda yaptığı gibi, kur riskini ortadan kaldıracak bir sistemi uygulaması ticaretin önünü açar” diye konuşuyor.