Ülkemizde 1980 li yılların ortalarında telekomünikasyon alanında kaydettiğimiz gelişmeler ve 1990 lı yılların başlarında hayatımıza giren internet üzerinden alışveriş alışkanlıklarımız çok hızlı bir şekilde büyüyerek normal alışverişin neredeyse yerini almıştır.
E ticaret olarak da tanımlanan internet alışverişlerinin avantajları olduğu kadar dezavantajları da olduğu kesindir. Özellikle e ticaret siteleri açısından baktığımızda stok maliyetinin olmaması, tahsilatın peşin yapılması, görsel reklamların internetle sınırlı olmasının sağladığı düşük maliyet, personel giderlerinin azlığı gibi faydalar sayılabilir. Tüketiciler için ise durum farklıdır. Her şeyden önce tüketiciler, internet üzerinden alışveriş yapacakları sitenin ticaret bakanlığına kayıtlı olup olmadığını araştırmalıdırlar. Çünkü yapılan alışverişlerde istenen malın gelmemesi, teslimatın zamanında yapılmaması ve en önemlisi verilen kredi kartı numarasının kötü niyetle kullanılması muhtemel olaylardandır.
Yaklaşık üç yıldan bu yana tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de devam eden korona virüs salgını başladığından bu yana internet üzerinden yapılan alışveriş hacmi kayda değer oranda büyüme kazanmıştır ticaret sitesi kurarak internet yoluyla para kazanmak oldukça kolay olduğundan bu tür sitelerin sayısı da her geçen gün artmaktadır. Dolayısıyla yapılacak alışverişlerde de son derece dikkatli olmak gerekecektir.
Ülkemizde normal alışverişlerde ihtilaf durumunda tüketici hakem heyetleri bu konuda yetkili kılınmıştır. Amaç tüketicinin haklarını korumak ve yasalara uygun olmayacak şekilde alışverişlerin bir düzen içinde gerçekleşmesini sağlamaktır.
E ticaret konusunda ekonomi yönetimimiz tüketiciyi korumak için bazı kararlar almaktadır.
Son yapılan değişiklikten önce internet satışlarında kanunla belirtilen ve tüketici 14 gün içinde herhangi bir bedel ödemeden vazgeçme hakkı bulunuyordu. Ürün çeşidi ne olursa olsun bu kural tüm alışverişlerde geçerli durumdaydı.
Ancak tüketicinin 14 gün içinde bedel ödemeden vazgeçme hakkı elektronik eşyalar için 1 ekimden başlamak üzere kaldırılma kararı alındı. Tüketiciler telefon, bilgisayar, radyo gibi elektronik eşyaları ürünlerin ambalajlarını bozmasa bile satın aldığı elektronik ürünü hiçbir şekilde iade edemeyecek. Elektronik eşya dışında kalan ürünler ise kusurlu olmadığı taktirde kargo ücreti tüketiciye ait olmak koşuluyla iade edilebilecek.
Elektronik eşyaların iade edilememesi konusunda alınan bu karar tüketiciler tarafından tepki çekti ve tüketiciler birliği başkanı başta olmak üzere çeşitli itirazlar gündeme geldi. Tüketicilerin elinden alınan bu hak tamamen mantığa uygun değildir ve derhal alınan bu karardan vazgeçilmesi gerekir. Özellikle elektronik eşya konusunda tüketiciler herhangi bir hata ve noksan oluşumunda ürünü iade edemeyeceklerdir. Elektronik ürünler konusunda ilk akla gelen ikinci el ürün gönderimi, garantisi bitimine az kalmış sevkiyatlar, arızalı ürünler başta olmak üzere birçok sorun internet alışverişinde yaşanması muhtemeldir. Çünkü bu tür ürünleri görmeden tamamen güvene dayalı bir şekilde satın almaya çalıştığımız için suistimaller de yaşanması akla gelebilir. Yani elektronik ürünler hata veya suistimale diğer ürünlerden daha açıktır. Dolayısıyla alınan bu kararın kaldırılması zorunludur. Tüketicinin iade hakkı, yani ‘cayma hakkı’ dediğimiz 14 gün içerisinde herhangi bir bedel ödemeden vazgeçme hakkı bitirildi. Artık tüketici, kanunda verilen hakkını kullanamayacaktır.
Yönetmeliğin dolandırıcılığı artıracağını iddia eden ve iptali için Danıştay’a başvuruda bulunduklarını kaydeden Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, şu ifadeleri kullandı;
*Tüketiciye bu hak kanunla veriliyor, fakat daha küçük bir şey olan yönetmelikle alınıyor. Bunu yapan Tüketiciyi Koruma Genel Müdürlüğü. Tüketiciyi değil, satıcıyı koruyan bir genel müdürlükle karşı karşıyayız.
*Hatta bir sene içerisinde bu genel müdürlük, dolandırıcıları koruyan genel müdürlüğe doğru koşarak gidiyor. Farkındalar mı bilmiyorum. Biz bu yönetmeliğin iptali için Danıştay’a başvurumuzu yaptık. Bu yönetmelik iptal edilecek, çünkü bu yönetmelik dolandırıcılığı artıracak” ifadelerini kullandı.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım konu, tüketicinin haklarının elinden alınmasıdır. Hâlbuki yasa ve yönetmelikler tüketicinin veya vatandaşın hakkını korumak için yürürlüğe konmalıdır. Umarım bu yanlıştan en kısa zamanda vazgeçilerek tüketicinin hakkı geri verilir.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist