Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD), ‘Dış ticaret fazlası veren Türkiye’ webinarında Türkiye’nin ihracat konusunda atması gereken adımlar masaya yatırıldı. Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ moderatörlüğünde çevrimiçi gerçekleştirilen etkinliğin açılışını yapan TÜGİAD Başkanı Nilüfer Çevikel, Türkiye’nin üretmesinin ve ihracatın öneminin her geçen gün daha arttığını kaydederek, gençlerin de bu konu da nasıl katkılar sunabileceğini konuşmak için toplandıklarını söyledi. Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) Başkanı İsmail Gülle, dış ticaret fazlası veren Türkiye için çalıştıklarını belirterek, 2026’da 300 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
İhracat birim değeri artabilir
Bu yılın sonunda ihracatın 210 milyar dolar olabileceğini söyleyen Gülle, “Bu 2023 hedefiydi. 2022’de aşırı yoğunluk devam edebilir. Tedarik zincirindeki avantaj devam edebilir. Çin’den aldığında 12 bin dolar, bizden alırsa 5 bin dolar… Konteyner başına 10 bin dolar kar çok önemli. Yoğunluk içindeyiz. Pandemiye rağmen ihracatımızın hiç düşmediği bir ülke Amerika. Amerika’dan çok siparişlerimiz var dördüncü pazar iken ikinci pazar oldu. Önümüzdeki yıl 1. pazar olabilir. İhracat birim fiyatı 1.30 doların üzerine çıktı. Bu daha da artabilir” dedi.
“Dış ticaret fazlası veren Türkiye, bizim seçim mottomuzdu”
Gülle şunları ekledi: Türkiye İhracatçılar Birliği olarak gençliğimize ihracatın önemini anlatmak için GençTİM’i hayata geçirdik. Gençlerimizin bu heyecanı bizi mutlu ediyor. Dış ticaret fazlası veren Türkiye, bizim seçim mottomuzdu. Göreve geldiğimizin akabinde 2018’de kurun ekonomimize etkisi nedeniyle sıkıntılı dönem yaşadık. Tek kurtuluşun ihracat olduğunu anlaşılması, ihracat düşüncesinin tabanda karşılık bulması için çalıştık. O gün 60 bin olan ihracatçı sayısı da 100 bini aştı. İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kıra kıra gidiyoruz. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 72’lerden yüzde 85’lere geldiğini görüyoruz. Sırada dış ticaret fazlası veren Türkiye olmak var. Konteyner krizi öngördüğümüz gelişme değildi. Tedarik zinciri, lojistik ağlarında kopuklar oldu. İhracatımızda yok satıyoruz. Tahmin edeceğimiz bir dönem değildi. Dünyadaki arz talep dengesinin bozulduğu bu dönemi böyle görmemiştik. İhracatın Türkiye’de Cumhuriyet tarihinden beri bu kadar aşkla yapılmadığını tahmin ediyorum, heyecanı sahadan alıyoruz.”
Karbon ölçme altyapısını kuracağız
Avrupa Birliği’nden çok önemli bir fon aldıklarını ifade eden Gülle, “Kim ne kadar karbon üretiyor bilmek istiyorsa bunu ölçecek altyapıyı kuracağız. Devletten beklemek yerine STK olarak eylem almamız gerekiyor. TÜSİAD ve TOBB gibi önemli kurumlarla istişareli gidiyoruz. Ortak eylem ve söylem arzusundayız. Avrupa’ya ihracatın en önemli kalemleri yeşil mutabakatı mutlaka ciddiye almalıyız” dedi.
İhracat envanterini çıkaracağız
Prof. Dr. Emre Alkin ise “TİM seçimlerinden önce Başkan İsmail Gülle ile bir araya gelmiştik. Seçim kampanyası için dış ticaret fazlası veren Türkiye kampanyasını yürüttük. Türkiye’de sanayi envanterini çıkarmak zorunda olan kurumlar bahanelerle ileri sürerek çıkarmadılar. Bilgi sahibi değiliz. Sanayi envanteri yok o zaman ihracatla başlayacağız. Önümüzdeki dış ticaret fazlası veren Türkiye yaratmak için ne kadarlık bir pazar payına sahip olmamız lazım.
“Orkestra şefi gibi yöneteceğiz”
“Adalet, eğitim ve özgürlük reformlarını tek başımıza yapamayız” diyen Alkin, “Şirketlerden başlayalım. Sen kendin şirketinde adil özgürlükçü değilsin. Dış ticaret fazlası verirken, kayıp vermemek şirket sayısını artırmak, ona göre yatırım yapmak özetle akılcı olmak. Socrates demiş ki; yönetmekle yükümlü olan kişi talimat vermeye çalışırsa, etrafındakilerin talimatlara uyması beklenemez. Kişileri yönetmeyeceğiz, işi yöneteceğiz. Orkestra şefi gibi yöneteceğiz. Böyle olunca dış ticaret fazlası veririz” şeklinde konuştu.
BM raporu, göç endişe verici
Gazeteci Metehan Demir ise şunları söyledi: “Yenidünya artık ön görülmeyeni ön görme kabiliyetini geliştirebilmek gerekiyor. Üçüncü dünya savaşı çeşitli versiyon ve çeşitli boyutlarda karşımıza geliyor. Kırmızı kodla BM raporu yayınlandı. Rapor önümüzdeki dönemin parlak olmadığı söyleniyor. Türkiye’nin de içinde olduğu kuraklık, su sıkıntısı olabileceği belirtiliyor. Bölgesel çatışmalar bu nedenle de olacak. Göç işlerini bile arar hale gelebiliriz. Türkiye vatandaşları için Avrupa içinde hareket edebilme zorlukları çıkabilir. Şu an bile vize problemleri yaşayan insanlar var. Türkiye’de 500 binin üzerinde Afgan var. İlerde göçmenlerin seviyesi yüzde 20’lere gelecek. Bu yepyeni sorunlar da yaratacak bunları düşünmek de gerekiyor.”