Politika faizlerinin düşmeye başladığı Eylül 2021’den bu yana geçen bir yıllık süre içinde ucuz kredilerin sanayicilerimize yansıtılmaması her geçen gün gündemde kalmaya devam ediyor ve alınan önlemler birbiri ardına uygulamaya konuluyor.
Tartışılan önemli konular arasında alınan kredilerin amacına uygun kullanılmaması, hatta yurt dışına döviz olarak çıkarılması en başta gelen konulardan birisidir. Çünkü hükümetin politika faizlerini düşürmesinin amacı, üretim işletmelerinin ucuz kredi olanaklarından faydalanarak üretim faaliyetlerini genişletmesi, istihdam sağlanması, ihracatın arttırılması gibi ekonominin temellerinin yerine oturtulması idi. Ancak uygulamada bir türlü ucuz maliyetli kredi sanayicilerimize ulaşamadı. Hâl böyle olunca hazine ve maliye bakanlığı tarafından kredi faizlerini düşürmek amacıyla bankaların zorunlu karşılık oranlarında, verdikleri kredi faizi baz alınarak birtakım düzenlemeler getirildi.
İhracat odaklı büyüme hedeflendiği için ihracatçılara özel koşullar içeren krediler de sistemde yerini aldı. Fakat alınan bazı kredilerin amacı dışında kullanılmasını önlemek amacıyla T.C. Merkez bankası tarafından birtakım kurallar getirildi. Buna göre,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kredilerin doğru alana yönlendirilmesini ve amacı dışında kullanımını durdurmayı amaçlayan bir talimat yayınladı. Bankalara gönderilen menkul kıymet tesisine ilişkin uygulama talimatında ihracatçı tanımı ve ihracat kredilerinin nitelikleri netleştirildi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bankalara menkul kıymet tesisine ilişkin uygulama talimatı gönderdi.
Talimatla TCMB, ihracat kredileri ve döviz kazandırıcı hizmet faaliyetlerinin finansmanı amacıyla kullandırılan kredilerin tanımlamalarına açıklık getirdi. Böylelikle kredilerin amacı dışında kullanılmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Bloomberg HT’nin haberine göre, TCMB’nin talimatında ihracat kredileri için, ‘Son üç mali yıldaki ya da son mali yıldaki ihracat toplamının ithalat toplamına oranı en az yüzde 110 olan firmalara en fazla iki yıl vadeli kullandırılan ihracat kredileridir’ tanımı yapıldı.
Talimata göre savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren, yüksek teknolojili ürün ihracatı taahhüdü ile başvuruda bulunan, sevk sonrası ihracatın finansmanı amacıyla kredi kullanacak ve ihracat alacak sigortası yapılmış olması kaydıyla cari yıldaki proforma fatura veya sözleşme ibrazı ile kredi kullanacak yeni kurulan firmalarda net ihracatçılık şartı aranmayacak.
Talimatta net ihracatçı olan aracı ihracatçı firmaya, ihracata yönelik nihai mal sağlayan imalatçı veya imalatçı-ihracatçı firma da net ihracatçı olarak değerlendirileceği ifade edildi.
TCMB’nin talimatında döviz kazandırıcı hizmet faaliyetlerinin finansmanı amacıyla kullandırılan kredilere ilişkin tanımlamalar da yer aldı.
Buna göre bu krediler Ticaret Bakanlığı’nın ilgili mevzuatında tanımlanan ihracat kredileri (bedeli yurt içi yerleşiklerden tahsil edilen ihracat sayılan satış ve teslimler hariç) en fazla iki yıl vadeli kullandırılması şartıyla menkul kıymet tesisi uygulanması bakımından ihracat kredisi olarak tanımlandı.
Kredi kullanan firmaların, kredi kullandırımı esnasında net ihracatçı olmadığının veya net ihracatçı olma şartının aranmayacağı firmalardan olmadığının sonradan tespit edilmesi, 24 ay içerisinde taahhüdün gerçekleştirilmemesi hallerinde eksik hesaplanan yükümlülükler için Talimatın yaptırım hükümleri uygulanacak.
Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı üzere kredi kullanımında suistimallerin önlenmesi, yeni ekonomik modelin amaçlarına uygun olarak kullanılması gibi önlemler alınmış durumdadır. Ayrıca kredi için başvuran kişi veya kurum bunu ne amaçla kullanacağını belgelerle açıklamak zorunda bırakılıyor. Son derece yerinde ve doğru bir karadır.
T.C. Merkez bankası başkanı Sn. Şahap Kavcıoğlu, bundan birkaç ay önce İstanbul’da sanayicilerle yapılan toplantıda kredilerin amacına uygun kullanılmadığını, hatta bazı kredi alan kişi ve kurumların aldıkları TL kredisini dövize çevirdiklerini daha da ötesi yurt dışına döviz taşıdıklarını ifade etmişti. Söz konusu rakamın 500 milyar dolar olarak tahmin edildiğini de açıklamıştı. Devlet yetkililerinden önemli bir ismin böyle bir açıklama yapması olayın doğruluğunu vurgulamaktadır. İçinde bulunduğumuz, ekonomik krizi aşmaya çalıştığımız, dövize son derece fazla ihtiyacımız olduğu bir dönemde yurt dışına döviz çıkarmak ancak vatan hainliği olarak değerlendirilebilir. Milletimiz açlık ve sefalet içinde yarın endişesi yaşarken yapılan hareketin izahı yoktur. Bu olayı yapanlar hakkında derhal hukuki işlem yapılmalıdır.
Kredileri amacına uygun olarak kullanmamak, şahsi menfaat sağlamak için çeşitli yollara tevessül etmek de ahlak dışı bir harekettir. Bu bağlamda hükümetin kredi kullanımı konusunda yaptırım uygulaması kadar doğal bir tutum olamaz ve geç kalınmış da olsa bundan sonrası için ümit vericidir.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist