Geçen hafta yayınlanan “İhracat yapalım da” başlıklı sohbetimizde yar alan örnek olayı ilgi çekici bulan bir dostumuz “İhracat için istek, heves şart ancak…” ifadesinden sonraki sözlerime takılmış.

Özellikle “Bu idare eder, bu kadar olur” sözlerime hak veriyor amma ötekiler içinde ne yapılacağını pek bilemediklerini ifade ediyordu.

Bu sözlerden ve bu iş anlayışından iç pazarda bile hepimiz şikâyet ediyoruz.

Zira teknik çizim veriyorsunuz.

Ölçüp biçip hesaplayıp fiyat veriyorlar.

İş teslim edildiğinde de uyumsuzlukları vurguladığınızda bin türlü bahanenin arkasından bu sözler geliyor “Bu idare eder, bu kadar olur.

Herkes böyle mi?

Değil elbette amma itibar zedeleyen, müşteri ve para kaybettiren dolu üretici var.

Üstelik bunlar da ihracata hevesleniyorlar.

Bu hevesten şikâyetçi miyim?

Kesinlikle değilim ve daha fazlasını bile arıyorum, amma bazı şartlarla.

Çok uzun zaman önce şu S.M.A.R.T. ifadesine takılmış ve pek de yol gösterici bulmuştum.

Her ne yaparsak yapalım aşkla yapalım demem amma pek yaptığımız bir şey olmasa da işimizi planlarken şu aşağıdakileri göz önüne alalım ve planımızı böyle yapalım;

S? = Specific / Belirgin

= Measurable / Ölçülebilir

= Achievable / Başarılabilir

= Realistic / Gerçekçi

= Timely / Zamanlanmış

İhracat yapma hevesimiz var ve hatta bazı ürünlerimiz aracılarla yurt dışına gidebiliyor ise…

O zaman oturun ve yazın, lafla peynir gemisi yürümüyor.

Bunu yapmaya çalışırken de ne abartılı olalım ne de yeterliliklerimizi ihmal edelim.

– Öyle bir plan yapalım ki gerçekleşebilsin

– Hedefleri, yapılacaklar, bunları kimlerin yapacağı net ve belirgin olsun.

– Bulunabilecek kaynaklara dayansın bu plan. Zamanı gelince bakarız olmasın.

– Uyulabilecek zamanlaması olsun ayrıca.

“Verilen iş eldeki zamana yayılır” kuralını unutmayın

– İşin sonunda ne başarıp ne başaramadığımızı ölçebilecek kıstaslarımız da olsun.

İşe girişip biraz adım attıktan sonra bu yazdıklarımıza bakıp, gerçekleşen ile ilk yazdıklarımızı kıyaslayalım ve gerektiğinde bunları, mevcut duruma ve gerçekleşmelere uygun bir şekilde yeniden şekillendirelim.

Aşağıda basitçe örneklemeye çalıştığım türden çalışmalar, inanın bizleri hevesten çok daha ötelere ve güvenle taşıyacaktır.

– Düzensiz ve talebe dayalı ihracatımızı düzenli hale getirmek için pazar araştırmaları yaparak, belirlenecek hedef ülkelerde olası müşterilere erişmeye çalışmak ve bulduklarımızla temasa geçmek. Bunu ihracat sorumlusu olarak atanan Ayşe hanımla üretim sorumlusu Hüseyin bey birlikte yapacaklar.

– Araştırma kamuya açık veri tabanları üzerinden yapılacak ve gerektiğinde paralı sitelerden veri alınacak.

– Bu çalışma için aylık üç bin liraya kadar harcama yapabilecekler.

– Çalışmalar en geç dört ay içerisinde tamamlanacak ve sonuçları üretim ile finansman yöneticileriyle beraber geniş katılımla değerlendirilecek.

– Bu çalışmalarla en az üç ve en fazla beş hedef ülke belirlenerek, temas edilebilir iletişim verileri bulunan en az seksen olası müşteri bulunacak.

Basit değil mi?

Sizler bunu istediğiniz gibi amma detaylara boğulmayacak şekilde zenginleştirin.

Böylesi bir belge yazarak işe girişip sonuçlarını değerlendirmek bize ne kaybettirir?

Hiçbir şey kaybettirmez, aksine kazandırır.

İş ortada kalmaz, suçlamak için günah keçisi aramak zorunda kalmayız.

Üstelik işimiz açıklanabilir ve ölçülebilir bir şekilde yapılır.

Yine söyleyeceğim “Planlamayı başaramayan, başarısızlığı planlar.

Şefik ERGÖNÜL