Ticaret Bakanlığı’nın açıklamış olduğu “Uzak Pazarlar Stratejisi” kapsamında Türk firmalar, Avustralya’da düzenlenen gıda fuarı Fine Food’a çıkarma yaptı. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) olarak bakanlığın çizdiği stratejiye Avustralya’dan başladıklarını kaydeden İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, önümüzdeki dönem yapılacak Güney Amerika seyahatlerinin ardından Uzakdoğu ve Güney Afrika’ya açılacaklarını belirtti.
Önemli fırsatlar var
Türkiye’nin Avustralya’da 10 firma ve iki ihracatçı birliği ile yer aldığını kaydeden Taycı, “Bu fuara önemli bir ticaret yapabileceğimize inandığımız için katıldık. Fuarın sonunda ciddi bağlantılar kurabileceğimize inanıyoruz. Bu pazarda işlenmiş tarım ürünleri ile birlikte özellikle unlu, şekerli ve kakaolu mamuller grubunun ciddi anlamda şansının olduğunu görüyoruz. Avustralya’ya lokum ürünleri, şekerleme, çikolata çeşitleri, kek ve kısmi bisküviler alanında ihracatımız olsa da yeterli miktarlarda değil. Marketlerde yapmış olduğumuz incelemelere göre ambalajlarda ve tasarımlarda değişim gerekiyor. Bunları yaptıktan sonra pazara daha rahat girebiliriz.” dedi.
Avustralya’daki büyük zincirlerin aynı zamanda direkt ithalatçı olduğuna dikkat çeken Taycı, “Bu zincirlerle bizim direkt temasa geçmemiz veya zincir marketlerde dağıtım organizasyonu olan ithalatçılarla anlaşmamız gerekiyor. Başlangıç aşamasına burada bir depo planlamak, uzak ve yönetimin zor olmasından dolayı sıkıntılı görünse de doğru bir distribütör ve marketle bu iş çözülebilir. Burada lojistik pahalı olduğu için Avustralya’ya undan ziyade, unlu mamuller gibi katma değerli ürün göndermemiz lazım. Avustralya genel olarak ön yargısız ve Türklere karşı sempatisi var. Ayrıca buradaki Türk öğrenciler de Türk firmaları için önemli bir anahtar olabilir.” ifadelerini kullandı.
Kapasite doldu, talebe yetişemiyoruz
Pandemiden sonraki değişimin Türkiye’ye önemli bir avantaj getirdiğine ve Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşının da Türkiye’ye yarayabileceğine işaret eden Taycı, şu ifadeleri kullandı: “Pandemiden sonra özellikle gıdada Türkiye’ye ilginin artmasındaki en önemli sebep, hareketliliği ve esnekliği. Avrupalı bir üreticiye çok küçük değişikliği yaptırmanız neredeyse imkansız. Bizim buradaki Türk sanayicisi ise her türlü talebe cevap verebiliyor. Bunun yanında Amerika Çin’den oluşan boşluğu doldurmak için ciddi bir arayış içerisinde ve Türkiye’den çok fazla talepleri var. İHBİR özelinde baktığımızda ihracatta son 2 yıldır birinci sırayı Amerika alıyor. Benzer şekilde Rusya’dan da ciddi bir talep var. Dünya ile en önemli resmi bağlantıları Türkiye. Şu andaki talebe cevap verebilmiş olsak geçtiğimiz yılın 4-5 katı ihracat yapabiliriz. Ancak, sektördeki kapasite doluluk oranımız yüzde 90’ın üzerine çıktı. Bu nedenle her talebe cevap veremiyoruz.”
İhracat azalmaz ama finans desteğine ihtiyaç var
Gıda sektörü çok yoğun bir şekilde çalışsa da ciddi anlamda finans desteğine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Taycı, birçok firmanın bankalardan para alamama sıkıntısı ile karşı karşıya olduğunu belirtti. İHBİR özelinde ihracatta bir yavaşlama beklemediklerini kaydeden Taycı, Türkiye’de işlenmiş tarım ürünlerini ihraç edebilmek adına ihtiyaç duyulan hammaddeyi Türkiye’de varsa Türkiye’den aldıklarını yoksa da yurt dışından ithal ettiklerini kaydetti. Taycı, “Biz ithal ettiğimiz buğdayı yurt içindeki sanayi tesislerinde işleyerek katma değeri yüksek bir ürün haline getirip ihraç ediyoruz. Irak ve Orta Doğu’nun tüm yağ ihtiyacını karşılıyoruz. Makarna sanayisinde katma değerimiz düşük ama her geçen gün önemli mesafeler alıyoruz. Örneğin; lojistiğin bozulduğu böyle bir dönemde makarna sanayicilerimiz gemiler alarak Güney Amerika’ya mal yüklemeye başladılar.” diye konuştu.
Sektörün bu yılı yüzde 30 artış ve 13 milyar dolarlık ihracatla bitireceğini tahmin ettiklerini söyleyen Taycı, İHBİR’in payının ise yüzde 30 seviyesinde olduğunu vurguladı.
Avustralya 8.7 milyar dolarlık ithalat yapıyor
Avustralya geçtiğimiz yıl dünyadan hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar grubunda 8,7 milyar dolarlık ithalat yaparken, Türkiye’nin bu ülkeye ihracatı 41 milyon dolarda kaldı. Avustralya gıda kategorisi içerisinde Türkiye’den en fazla fındık, kuru üzüm ve kuru kayısı ithal ederken; hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar grubunda en çok ithal ettiği ürün grupları bitkisel yağlar ve yağlı tohumlar, şeker ve şeker mamulleri ve diğer gıda müstahzarları olarak sıralandı.
Avustralya’nın dünyadan bakliyat ithalatında Türkiye sekizinci sırada yer alırken, ABD ve Kanada toplam ithalatın yüzde 65’ini karşıladılar. Türkiye, Avustralya’nın bitkisel yağlar ve yağlı tohumlar ithalatında ise 11’inci sırada yer aldı. Avustralya bu kategoride en fazla ithalatı
Malezya ve Çin’den yaptı. Avustralya’nın hububat ithalatı sıralamasında Türkiye 15’inci sırada yer bulurken, pazardan yüzde 0,56’lık bir pay aldı.
Food&Hotel Asia 22. kez kapılarını açtı
Genel gıda sektöründe Asya’nın en büyük gıda fuarları arasında yer alan Food & Hotel Asia 2022 Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı ise kapılarını 22. kez açtı. Türkiye Milli Katılım Organizasyonu kapsamında İHBİR de fuara İnfo Stant ile katılım sağladı. Fuarın ilk günü T.C. Singapur Büyükelçisi M. Burçin Gönenli ve Singapur Ticaret Müşavirleri; Müge Dağlı Durukan ile Mihriban Esin Arslan, İHBİR standını ziyaret ederek burada, İHBİR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şemsettin Memiş ile görüşme gerçekleştirdi. Birlikte firma ziyaretleri gerçekleştiren heyet, firmaların taleplerini dinledi.
FHA 2022’nin, Asya Pasifik bölgesindeki en iyi ticaret fuarlarından biri olduğunun altını çizen İHBİR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şemsettin Memiş; özellikle un, ayçiçek-zeytin yağı, çikolata ve şekerleme grupları için iyi fırsat barındıran bir pazar oluğunu belirtti.
‘Un pazarını geri kazanabiliriz’
Memiş, un firmalarının 2014 yılına kadar burada pazar payının çok büyük olduğunu fakat o pazarın 2022 ye kadar Hindistan’a kaptırıldığını söyledi. Hindistan hükümetinin un ihracatını yasaklamasından dolayı tekrar Türkiye pazarına döndüklerini belirten Memiş, “Bu güzel gelişmeyi tüm un firmalarımızın değerlendirmesini ve bu pazarı bir daha kaybetmemek için tüm aksiyonların alınmasını arzu ediyoruz.” dedi.
Singapur pazarının sadece Singapur’la sınırlı olmadığını söyleyen Şemsettin Memiş, “Çok önemli bir Re-Export limanı ve çevre ülkelere Endonezya, Malezya, Vietnam, Tayland, Filipinler, Myanmar’da da çok etkili olduğunu gördük, Singapur firmalarının buralara hakim olduğunu gözlemledik. O yüzden Singapur’a ayrıca önem verilmeli. Özellikle Asya Pasifik’te pazarı zayıf olan firmalarımızın Singapur’u bir HUB olarak kullanarak diğer pazarlara erişebilirler.” değerlendirmesinde bulundu.
Fuar kapsamında ihracatçılar ürünlerini 4 gün boyunca başta Singapur olmak üzere çevre ülkelerdeki alıcıların beğenisine sunacak.