Dilekçelerde, yabancı devletlerin cezai kovuşturulmasının korkunç olumsuz etkileri olacağı ve uluslararası anlaşmazlıkları besleyeceğini belirterek, Halkbank’ın yargılanmasının uluslararası toplumda diplomatik kabus yaratacağı konusunda uyarıda bulunuldu.
MİSİLLEME UYARISI
ABD’nin herhangi bir yabancı devleti cezai kovuşturma yapmasının dünya çapında yerel ceza kanunlarının uygunsuz şekilde siyasallaştırılmasına davetiye çıkaracağı uyarısında bulunan Katar, Pakistan ve Azerbaycan devletlerinin ortak dilekçesinde, bunun misillemelerle karşılık bulacağı ve suçlama döngüsü bir kez başladığında, bunu durdurmanın imkansız olacağına dikkat çektiler. Uluslararası anlaşmazlıkların genellikle mahkemeler ve jüriler yerine devletler arası müzakereler yoluyla diplomatik olarak ele alınması gerektiği belirtilen dilekçede şunlar kaydedildi;
“Bu Mahkeme bir kere o kapıyı açtığında, kapatmak imkânsız olacak. Yabancı uluslar, ABD’nin kurumlarını veya araçlarını cezai kovuşturmaya tabi tutarak karşılık verirse, ne bu mahkeme ne de kongre onları durduramaz veya bu süreci tersine çeviremez. Yabancı devletlerin cezai kovuşturmasına izin verilmesi küresel bir uzlaşıya aykırı olur. Cezai kovuşturulması tepkilere yol açar ve uluslararası anlaşmazlığı besler. Cezai kovuşturma yargıyı politize edecek ve hukukun üstünlüğünü baltalayacaktır.”
TÜRKİYE’NİN DİLEKÇESİ
Halkbank’ın avukatı David Saltzman tarafından gönderdiği dilekçede de şunlar kaydedildi:
“Halkbank’ın sermayesinin yüzde 87.7’si bir devlet kurumu organı olan Türkiye Varlık Fonu’na aittir. Ancak payların temsil, yönetim ve kontrol yetkileri Türkiye Cumhuriyeti Maliye ve Hazine Bakanlığı’na aittir. Bu nedenle Halkbank’ın genel kurul toplantılarında oy kullanma imtiyazı Maliye ve Hazine Bakanlığı’nındır. Buna göre Halkbank, Türkiye’nin ayrılmaz bir parçasıdır. Halkbank, devletin çıkarları doğrultusunda hareket eder. ABD ve Türkiye hükümetleri arasındaki ikili anlaşma sonucunda Türkiye, İran’la ticaret yapmak için istisna verilen ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye, İran’la ilgili dış ticaret işlemleri için bir devlet bankası olan Halkbank’ı görevlendirdi. Buna göre Halkbank’ın İran ile dış ticarete yönelik kolaylaştırma faaliyetleri ticari bir faaliyet kapsamında olmayıp, tamamen devlete ait olmuştur.”
YETKİ KABUL EDİLEMEZ
“Türk hukuku, yabancı bir devletin kendi mahkemelerinde cezai kovuşturulmasına izin vermemektedir” denilerek şu ifadeler kullanıldı: “Halkbank’ın başka bir devlet tarafından kovuşturulması, Türkiye’nin onuruna karşı alçaltıcı bir harekettir. Türkiye bu yargı yetkisini kabul etmemektedir.”
ABD’nin 200 yıllık tarihinde, uluslararası hukuk içtihatları doğrultusunda, her zaman yabancı egemenler ve onların aracıları hakkında cezai kovuşturma yapmama ilkesine bağlı kaldığı da hatırlatılarak, “Tüm egemenler aynı değerde, onurda, eşit ve bağımsız olduğundan, yabancı egemenlerin diğer ulusların yargı yetkisinden muaf olduğu uluslararası hukukta kabul edilmiştir; başka bir deyişle, eşitlerin birbirleri üzerinde yetkileri yoktur”denildi. Öte yandan İngiliz Lordlar Kamarası üyesi ve İngiltere Barosu’nun eski başkanı, Amerikan Hukuk Enstitüsü üyesi ve Amerikan Barolar Birliği’nin ortak üyesi Lord Daniel Brennan, kovuşturmaya izin veren kararın uluslararası hukuka aykırı olduğunu kaydetti.