Gelişmekte olan piyasalar için zorlu bir 12 ay geride kaldı. Reuters’ta yer alan analize göre önümüzdeki yıl global yatırımcılar gelişmekte olan piyasalarda 7 temel gelişmeyi yakından izleyecek. Bunlardan biri de Türkiye’deki seçimler olacak. Analizde Bank of America EMEA Başkanı David Hauner’in “Bu, öyle ya da böyle, 2023’ün potansiyel olarak en ilginç hikayesi” sözlerine de yer verildi. İşte 2023’te gelişmekte olan piyasalarda izlenecek 7 önemli gelişme:
1 Yüksek faiz-düşük büyüme hızı: ABD ve diğer büyük ekonomilerde faiz artırım hızının yavaşlaması, 2023’te gelişmekte olan piyasaların toparlanmasına zemin hazırlayabilir. Gelişmekte olan ekonomilerin, gelişmiş ülkelere göre daha yüksek büyüme oranlarına imza atmayı sürdürmeleri bekleniyor, ancak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ve Avrupa’daki durgunluk endişeleri, özellikle yılın ilk yarısında genel olarak küresel piyasaları gölgelendiriyor.
Deutsche Bank Grup Baş Ekonomisti David Folkerts-Landau, “Ekonomik yavaşlamanın yanı sıra agresif parasal sıkılaştırma paralelinde jeopolitik ve emtia şokları, finans piyasalarında ve gelişmekte olan ülkelerde geçici ancak sancılı dönemler yaratacak” dedi.
2 Çin’in karantinadan çıkışı: Çin’in COVID-19 kısıtlamalarını takiben yeniden açılması inişli çıkışlı olacak, ancak küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık beşte birini oluşturan yavaş küresel büyüme döneminde keskin bir yükseliş olasılığı cazip. Analistler, 2023 ortasından itibaren dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde tüketim ve yatırımda keskin bir artış bekliyor.
DuPont Capital Gelişmekte Olan Piyasa Hisse Senetleri Başkanı Erik Zipf, “Şu anda Çin’in tasarruf oranına bakarsanız, çok yüksek. İnsanlar kendilerini rahat hissettikleri anda harcamaya başlayacağını düşünüyoruz, bu ekonomik açıdan oldukça büyük bir rüzgar sağlayacak” dedi.
3 Ukrayna’da savaş: Rusya’nın Ukrayna’yı işgali piyasaları ve dünya ekonomisini alt üst etti ve 2023’te savaşın nasıl ilerlediği, bunun bir devam mı, tırmanış mı yoksa bir çözüm bulmaya yönelik ilerleme mi olduğu aynı derecede önemli olacak. Küresel olarak, savaş enerji piyasalarını ve enflasyon baskılarını, gıda güvenliğini ve jeopolitik risk algısını dönüştürdü ve bunlar genellikle gelişmekte olan ekonomilerde daha keskin bir şekilde hissedilen faktörler. Gıda fiyatlarında rekor artışlar yaşandı.
4 Borçluluk: COVID-19 ve Ukrayna’daki savaşın ardından giderek artan sayıda ülke borç sıkıntısı yaşıyor: Zambiya ve Etiyopya, G20 ülkeleri borç yüklerini elden geçirmeye çalışıyor. Sri Lanka ve Gana 2022’de temerrüde düştü.
Ancak, önceki borç sıkıntısı dönemlerine kıyasla daha karmaşık bir alacaklı karışımı – Çin’in dünyanın en büyük iki taraflı borç vereni olarak ortaya çıkması da dahil olmak üzere – işlemleri yavaş ve karmaşık hale getirdi. Aviva Investors’ta Gelişmekte Olan Piyasalar Analisti Carmen Altenkirch, “Önümüzdeki yıl vadesi gelen çok fazla borç yok” dedi. “Muhtemelen en fazla risk altında olan ülke Pakistan.”
5 Brezilya’da Lula 2.0 dönemi: Başkan seçilen Luiz Inacio Lula da Silva, Latin Amerika’nın en büyük ekonomisinde harcamaları kontrol etmek için 1 Ocak’ta göreve başlayacak. Politika yapıcılar da Silva’nın kampanya vaatlerini yerine getirmek için 31,6 milyar dolar harcama teklifinden kaynaklanan enflasyonist risklerin altını çizdiler.
6 Türkiye’deki seçimler: Türkiye seçime giderken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iktidardaki yirmi yılının en büyük siyasi meydan okumasıyla karşı karşıya kalabilir. Ülke, artan yaşam maliyetleri ve düşen para birimi ile boğuşurken, lira dolar karşısında rekor bir düşüş yaşadı. Yıllardır süren ortadoks olmayan para politikası, birçok yatırımcının ülkenin varlıklarına olan ilgisini azalttı. Liderlikteki bir değişiklik, bir dönüşüme işaret edebilir. Bank of America EMEA Başkanı David Hauner, “Bu, öyle ya da böyle, 2023’ün potansiyel olarak en ilginç hikayesi” dedi.
7 Oy peşinde: Gelişmekte olan diğer bazı gelişmekte olan ülkeler seçimlerle karşı karşıya. Nijerya’daki seçmenler, cumhurbaşkanını şubat ayında seçecek. Latin Amerika’da Arjantin’de ekim ayında cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Polonya’da sonbaharda yapılması beklenen bir seçim, seçmenlerin ülkenin iktidardaki milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi’ni (PiS) devirmesine yol açabilir ve bu da Varşova’nın Brüksel ile gergin ilişkilerini yeniden şekillendirebilir