Elif KARACA

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly ABD Merkez Bankası’nın (Fed) açıkladığı faiz artırım kararının Türkiye’nin önündeki riskleri artırdığını söyledi. Rusya ve Türkiye’nin de bulunduğu bölgeden sorumlu olan Kelly, Fed kararının yanı sıra Ukrayna’daki savaşın ekonomik etkilerini ve TCMB’nin dünkü PPK metnini de DÜNYA’ya değerlendirdi. PPK açıklamasında 2022’de beklenen cari fazlaya ilişkin atıfların, “enerji fiyatları nedeniyle cari denge üzerinde riskler olabileceğine” ilişkin bir ifade ile değiştirildiğini belirten Kelly, bunun yeni ekonomik modelin önündeki zorlukların bir kabulü gibi göründüğüne, mevcut jeopolitik güçlüklerin yaklaşımda değişiklik için makul gerekçeler oluşturduğuna dikkati çekti.

Fed’in önceki gün açıkladığı faiz artırımının Türkiye üzerinde ne gibi etkileri olmasını bekliyorsunuz?

Fed’in önceki günkü faiz artırım kararı Türkiye’nin önündeki riskleri artırdı. Artan enerji ve gıda fiyatları nedeniyle Türkiye’de enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı devam edecek. Azalan turizm gelirleri döviz rezervlerini güçlendirmeyi ve cari dengeyi zorlaştıracak. Bütün bunlar TL üzerinde baskı oluşturacak. Türkiye’nin mevcut politika duruşunu sürdürüp sürdüremeyeceği TL’nin istikrarına bağlı. Mevcut küresel bağlamda kur korumalı mevduat planı gibi mekanizmaların yeterli olup olmayacağı ise net değil.

Türkiye, Ukrayna’daki savaştan en çok etkilenen ekonomilerden biri. Savaş Türkiye’de en çok neye zarar verdi?

Türkiye emtia ithalatçısı bir ülke ve ekonomisi savaş başlamadan önce de kırılgan bir durumdaydı. Başarısı henüz kanıtlanmamış, alışılmışın dışındaki politika yaklaşımı yeni açıklanmıştı. Liradaki oynaklığın geçiş etkisiyle enflasyon %50’yi aşmış, döviz rezervleri önemli miktarda azalmıştı. Savaş emtia fiyatlarında ciddi bir artışa neden olurken, TL’deki zayıflık Türkiye için durumu daha da kötüleştirdi. Bu enflasyonun daha da artmasına ve bu yıl ekonomik aktivitenin olumsuz etkilenmesine neden olacak. Türkiye ekonomisine olumsuz yansıyacak potansiyel bir etki de turizmden gelebilir. Rusya ve Ukrayna birlikte Türkiye’nin toplam turist sayısının %20’sinden fazlasını oluşturuyordu.

Savaş, ekonomik faaliyet üzerindeki doğrudan etkisinin ötesinde; fiyat istikrarını sağlamak için cari dengeye dayanan Yeni Ekonomik Model için önemli güçlükleri de beraberinde getirdi. Emtia fiyatları nedeniyle daha yüksek bir ithalat faturası ve azalan ihracat gelirleri ile bunu başarmak son derece zor olacak.

Türkiye’nin mevcut gelişmelerin ekonomiye etkisini telafi etmesi mümkün mü?

TCMB’nin dünkü PPK kararıyla birlikte yapılan açıklamada, 2022’de beklenen cari fazlaya ilişkin atıflar, “enerji fiyatları nedeniyle cari denge üzerinde riskler olabileceğine” ilişkin bir ifade ile değiştirildi. Bu, yeni ekonomik modelin önündeki zorlukların bir kabulü gibi görünüyor. Mevcut jeopolitik güçlükler yaklaşımda değişiklik için makul gerekçeler oluşturabilir.

Yaptırımların Rusya, Türkiye ve bölge ekonomileri üzerindeki etkileri ne olacak?

Yaptırımların amacı Rusya’yı küresel ekonomiden koparmak. Başlangıçta, Rusya’nın yaptırımlara dayanabilecek güçlü bir konumda olduğuna inanılıyordu. Ancak enerji ihracatına yönelik yaptırımların getirilmesi, bankaların SWIFT’den çıkarılması ve Merkez Bankası varlıklarının dondurulması ile durum çok daha ciddi hale geldi ve Rus ekonomisinin bu yıl yüksek enflasyon oranlarının yanı sıra önemli bir daralma yaşaması muhtemel. Diğer ülkeler için yaptırımlar büyük ölçüde bir arz şoku oluşturuyor. Arz şoku, bu malların ithalatına bağımlı olan ülkelerde (Türkiye dahil) hem büyümeyi hem de enflasyonu olumsuz etkileyecek daha yüksek emtia fiyatları anlamına geliyor. Bölgedeki bazı ülkeler ise, özellikle petrol ihracatçıları bundan faydalanacak. Ülkeler enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışacaklarından orta vadede olumlu etkiler de olabilir ve yeşil dönüşüm hızlanabilir.