İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, enflasyonun tıpkı 2022’de olduğu gibi 2023 yılında da ekonominin en temel mücadele konusu olacağını belirterek, “Olmalı da. Çünkü fiyat istikrarı ve finansal istikrar bir ekonominin bel kemiğidir. Bunun sağlam tutulması gerekir. Enflasyonist bir büyümenin nitelikli ve sürdürülebilir olamayacağını her vesile ile vurguluyoruz. 2023 yılında bu mücadeleyi kazanmalıyız. Çünkü son 20 yıldır elde ettiğimiz kıymetli kazanımlardan, bedeli düşük büyüme olsa dahi vazgeçemeyiz. Çünkü yüksek enflasyon ile yüksek büyüme görüşü ülkemizin yararına değil, asla kabul etmemeliyiz” dedi.
Seçim ekonomisi gerçeği
Cumhuriyet’in 100. yılında da büyümenin miktarından daha ziyade büyümenin kalitesinin çok daha önemsenmesi gerektiği vurgulayan Bahçıvan, şunları kaydetti:
“Çünkü bunu sadece rakamsal büyüme olarak konumlandırdığınız zaman belki kısa vadeli bir skor anlamında bir değer ifade ediyor. Fakat o skora bakarken, asıl bizi taşıması gereken, uzun vadeli ve kalite oluşturma noktasındaki değerden uzaklaşıyoruz. Kalitenin temelinde de sanayi büyümesi gözetilmeli. Yani eğer orada bir kaliteden bahsediyorsak o kalite büyümesinin temelinin sanayiden beslendiği bir büyüme olması gerektiğini söylüyorum. Onun için artık 2023 ve sonrasında Türkiye büyümesinde bizi tatmin edecek ve bizi motive edecek olan asıl boyutun, kaliteli büyümenin odağındaki sanayiden gelen payın olduğunu, olması gerektiğini söylüyorum. Tabii ki sanayide teknolojik ve bizim için nitelik taşıyacak olan yatırımlar payının artması gerektiğinin altını çizmek gerekiyor.”
Cari açıkta olumlu görünüm
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, enerji fiyatlarının Türkiye’de cari açığın oluşmasındaki en önemli sebep olduğunu belirterek, “Kuvvetle muhtemel gelecek yıl bundan çok daha düşük bir enerji faturasıyla karşı karşıya kalacağız. Yanı sıra diğer emtia fiyatlarının daha aşağı doğru iniyor olması da önemli” ifadelerini kullandı. Türkiye’de cari açığı besleyen ithalat kalemlerindeki bu iki önemli negatif unsurun 2023’te daha yumuşak seyredeceğine işaret eden Bahçıvan, “Tabii ki ihracatta Avrupa pazarında yine bir durgunluk beklentisi olduğunu unutmayalım. Diğer yandan eğer turizm tarafı 2022’deki seviyeyi sürdürürse, ki beklentiler 2023 için o yönde, ve seçim sonrasında uygulanacak olan doğru ekonomik politikalarla tekrar bir sermaye girişi başlarsa, cari açık noktasında 2022’den daha olumlu bir 2023 görebileceğimiz düşüncesine sahibim” diye konuştu.
TL’nin sürekli değer kaybetmesine yönelik beklenti kırılmalı
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, reel kur endekslerine bakıldığı zaman, mevcut kurlarla TL’nin fazlasıyla bir değer kaybı içinde olduğunu aktararak, rekabetçilikle ilgili şunları kaydetti: “TL’nin değerinin sürekli kaybedilmesine dönük bir beklentinin, bir bakış açısının bizi ihracatta da çok daha farklı bir tabloya götürmesini beklememeliyiz. Bunun yerine rekabetçi bir ekonomi için enflasyonun düşmesini sağlamalıyız. Onun da ötesinde yüksek teknoloji odaklı, rekabet unsuru güçlü bir üretim modelini ekonomimizde hakim kılmalıyız. Yoksa her daim devalüasyonlardan beslenen bir bakış açısıyla bu işin bizi uzun vadede bir yere taşıyamayacağını görmeliyiz.”
“EYT’nin orta ve uzun vadeli etkilerini de dikkate almak gerek”
Erdal Bahçıvan, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusunda kısa vadeli olduğu kadar orta ve uzun vadeli etkileri de dikkate almak gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin sosyal güvenlik politikasında çok dikkatli olması lazım. Geçmiş yıllarda bunun acılarını maalesef çok çektik” dedi. Bahçıvan, “EYT konusunda alınacak olan kararların gelecek nesiller tarafından sorgulanabilecek kararlar olmaması önemli. Çünkü konu sosyal güvenlik konusu olduğu zaman, sadece bugünün gerçekleri değil, bunun gelecek yıllara ne bedeller getireceği de düşünülmeli” dedi.