Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından yaşanan sürecin küresel enerji krizine yol açtığını ve bu nedenle 2023’ün enerji sektörü için çok daha zor bir yıl olacağını söyledi. Birol, gelecek dönemde küresel enerji krizinden en çok etkilenecek üç bölgenin, gelişmekte olan ülkeler ile AB ve Rusya olacağını ifade ederek şöyle konuştu:
Avrupa’da ciddi yavaşlama görebiliriz
“Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği günden bir hafta sonra, 1 Mart’ta dünyanın şimdiye kadar görmediği bir enerji krizine girdiğini söylemiştim. 2022 kötü bir yıl oldu. Bu popülist bir yaklaşım. 2023 çok daha zor bir yıl olacak. Bu kadar beğenmediğimiz 2022’yi arıyor olma durumumuz olabilir. Mevcut global enerji krizinin bir numaralı kurbanı gelişmekte olan ülkeler olacak. Enerji ithal eden ülkelerin dış borç girdabına girmek üzere olduğunu görüyorum. Latin Amerika, Asya ve Afrika’daki ülkeler bu gruba dahil. Krizden etkilenecek ikinci bölge Avrupa’nın ise enerjiyle ilgili özeleştiri yapması lazım. Avrupa kaynak çeşitlendirmesi yapmamanın cezasını bu dönemde çekiyor. Avrupa’daki sanayi sektöründe ciddi yavaşlama görebiliriz. İstihdam sorunu da beraberinde gelecek. Politik ve sosyal yansımaları olabilir. Rusya ise dünya enerji sisteminin köşe taşlarından biriydi. Dünyanın en büyük enerji ihracatçısıydı. 23 Şubat’tan sonra bu değişmeye başladı. Avrupa için Rusya önemli ama Rusya için de Avrupa önemli. Şimdi Rusya, büyük bir farkla, en büyük müşterisini kaybetti. Bunu hemen başka müşterilerle ikame etmek kolay değil.”
I EA Başkanı Fatih Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen “Dünya Enerji Krizi: Çözümler ve Yenilenebilir Enerjinin Rolü” temalı konferansta, enerji krizi nedeniyle dünyadaki birçok ülkenin resesyona girme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Söz konusu krizin küresel ekonomi ve sosyal dengeyi olumsuz etkilediğine işaret eden Birol, bu durumun ülkelerdeki enflasyon oranlarını son 40 yılda görülmeyen seviyelere çıkarttığını dile getirdi.
Rusya’nın petrol ve doğal gaz sahalarının jeolojik olarak zor alanlardan oluştuğuna işaret eden Birol, “O sahalardan petrol ve doğal gaz elde etmek için sofistike teknolojiler kullanmak gerekir. Bunu sağlayan teknoloji şirketleri Rusya’dan çekildiler, çekilmeye devam ediyorlar. Bu bakımdan üretimin ciddi bir aksamaya uğrayacağını söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Birol, enerji kriziyle birçok ülkenin acil finansal ve yasal program çıkarıp, temiz ve güvenli enerji teknolojilerine geçişi hızlandırdığını söyledi. 5 yıl içinde dünyadaki yenilenebilir enerji kapasitesinin 2400 gigavat artacağını ifade eden Birol, “Bu dönemdeki artış, dünyanın son 20 yılda kaydettiği yükselişe benzer olarak artacak. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisinde hızlı bir artış görüyoruz. Bu yıl enerji verimliliği uygulamalarındaki artış ortalama artışın 2 misli, özellikle binalarda. Bunun da nedeni hükümetlerin teşvik mekanizması. Ayrıca, 2019’da dünyada satılan her 100 arabanın 4’ü elektrikliydi. 2022’de dünyada satılan her 100 arabanın 15’i elektrikli oldu. 2030’da dünyanın en büyük üç pazarından ABD, Çin ve Avrupa’da satılacak her iki arabanın bir tanesi elektrikli olacak. Tüm bu gelişmeler temiz enerjiye geçişi olumlu etkiliyor.” diye konuştu.
Dalga enerjisinde Türkiye cazibesi
İsrail merkezli enerji firması Eco Wave Power’ın (EWP) Üst Yöneticisi Inna Braverman, Türkiye’nin dalga enerjisi alanında yenilikçi teknolojileri geliştirmek ve uygulamak için cazip bir ülke olduğunu belirtti. Braverman, Ordu Büyükşehir Belediyesinin iştiraki OREN Ordu Enerji ile kentte kuracakları dalga enerjisi santralinin inşasının ilk etapta 4 megavatlık pilot istasyonla başlayacağını ve 73 megavatlık kapasitenin inşa, bakım ve işletimiyle devam edeceğini anlattı. Santralin maliyetinin yaklaşık 150 milyon dolar hesaplandığını dile getiren Braverman, “Ordu’da yapacağımız tesis tamamlandığında Türkiye’nin şebekeye bağlı ilk, dünyanın en büyük dalga enerjisi santrali olacak.” diye konuştu.
İlk yeşil eurobond ihracı Ocak ayında yapılacak
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakan Yar-dımcısı Murat Zaman, Türkiye’nin ilk yeşil eurobond ihracının Ocak ayında yapılacağını söyledi. Zaman konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Bu yılın ilk ayları içerisinde Hazine olarak ilk yeşil eu-robond’u çıkıyor olacağız. Tüm teknik çalışmalarımız tamamlandı. Hatta bu sene sonuna koyar mıyız diye düşündük. Ama sonradan biraz daha iyi bir ortam bekleyelim, yatırımcı ilgisi açısından koşullara biraz daha bakalım istedik.” Zaman, sermaye piyasası ile ilgili çalışmalarının olduğunu, TBMM gündemindeki yoğunluktan dolayı bu çalışmaların henüz tamamlanamadığını, Ocak ayında sermaye piyasalarını güçlendirecek adımları meclise taşıyacaklarını söyledi.
Türkiye’de doğal gaz merkezi kurmak için çalışılıyor
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Türkiye’de kurulması planlanan doğal gaz merkeziyle ilgili çalışmaların sürdüğünü ve 2023’te karar alınabileceğini belirterek, “Bu konuda Türk meslektaşlarımız ve projeye katılabilecek diğer potansiyel ülkelerle aktif bir şekilde çalışıyoruz” dedi. “Sadece Rus tedarikçilerin değil, diğer ihracatçıların da dahil olacağı yeni bir platform oluşturmaktan bahsediyoruz” diyen Novak, Türkiye’deki merkezde fiyatların pazar koşullarına göre belirleneceğini vurguladı. Rusya’nın petrolde tavan fiyat uygulamasına katılan ülkelere petrol ve petrol ürünü tedarik etmeyeceğini vurgulayan Novak, “Gelecek yılın başında üretimimizi günlük 500 ila 700 bin varil yani yüzde 5 ila 7 seviyesinde azaltabiliriz. Bu çok önemli bir miktar değil ancak böyle bir risk bulunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.