EKONOMİDE FİYAT İSTİKRARI

Fiyat istikrarı, bir ülkede vatandaşların, işletmelerin, kurumların veya değişik türde yatırımcıların yatırım kararı verirken dikkate almayacakları oranda enflasyon oranının sağlanmasıdır. Yatırım kararı verilirken gerçekleşecek yatırım getirisinin enflasyonun üzerinde olması garanti olabilmesi için çok düşük enflasyon oranı olması en önemli faktördür. Bu oran gelişmiş ülkelerde %1 ile %3 arasındadır.

Enflasyon oranı düşük olmalı demiştik. Örneklerle açıklamaya çalışalım;

Bir yatırımcı ülkede bir fabrika yapacak ise ve enflasyon oranı tahmini kazanacağı değerden düşükse bu yatırıma olumlu bakacaktır. Çünkü maddi varlığı enflasyondan daha çok getiri sağlayacaktır ve yatırımcının amacı kendisine maksimum getiriyi sağlamak olduğuna göre tereddütsüz yatırımını yaparak kendisine enflasyonun üzerinde kazanç sağlayacaktır.

Aynı şekilde bir ticaret işletmesi düşünelim ve alıp satarak elde edeceği getiri %10 olsun. Ülkedeki enflasyon oranı ise %5 olduğunu düşünelim. Tüccar vatandaş alıp satma işine devam ederek enflasyondan daha fazla kar elde edecektir. Fakat ülkede enflasyon oranı %15 ise alıp satarak risk almak istemeyecek, parasını bankaya yatırarak ticaret yapmaktan daha fazla para kazanacaktır. Dolayısıyla ticari faaliyette bulunmak istemeyecektir.

Fiyat istikrarı için gerekli olan düşük enflasyon oranı sadece bir veya birkaç yıl için sağlanması yetersizdir. Önemli olan düşük enflasyon oranının uzun yıllar sürdürülebilir yani kalıcı olması gerekir. Aksi taktirde gelip geçici enflasyon düşüklüğü yatırımları engelleyebilir. Başka bir ifade ile yatırımcı veya tasarrufçu uzun yıllar istikrarlı gelir elde etmek isteyecektir.

Genel olarak yüksek enflasyon olduğu zaman ülkede ekonomik olarak belirsizlik hakimdir. Yani tasarrufçu veya yatırımcı önünü göremediğinden ülkede ekonomik refahtan bahsedilemez ve ekonomik büyüme zorlaşır. Ayrıca vatandaşların ekonomiye güveni sağlanamayacaktır.

Ülkelerde fiyat istikrarının sağlanması merkez bankalarının en temel görevleri arasındadır ve hükümetten bağımsız bir kurum olarak çalışması zorunludur. Çünkü döviz kurlarını belirlemek, enflasyon kararlarını vermek merkez bankasının sorumluluğundadır. Fiyat istikrarı sağlandığı zaman ülkede yatırımlar çoğalacak, üretim artacak, işsizlik azalacak, devletin vergi gelirleri katlanacak, ihracat da yükseleceğinden ülkeye döviz girdisi olacak ve en önemli döviz kaynağı olan yabancı yarımcıların ülkeye yatırım yaparak hem döviz girdisi sağlamaları hem de vergi gelirlerine önemli ölçüde katkıda bulunmaları olacaktır. Merkez bankasının döviz kurlarının istikrarlı bir seviyede tutması için kasasında yeterli miktarda döviz rezervi olmalıdır ki gerektiğinde piyasaya döviz sürerek kurların yükselmesini engelleyebilsin. İşte döviz rezervlerinin yüksek olması için ise ülkeye yabancı yatırımcıların gelmesi kolaylaştırılmalıdır. Bu da fiyat istikrarı ile mümkün olacak, yabancı yatırımcı sıkı ve sürdürülebilir fiyat istikrarına güvenerek ülkede yatırımını yapacaktır.

Fiyat istikrarının sürdürülebilir olduğu ülkelerde her türlü emtianın fiyat takibi kolay olacaktır. Yatırımcılar ve tasarrufçular istedikleri ürünüm fiyat bilgisine kolay ulaşarak yatırım kararlarında kullanacakları bilgileri elde edebilirler ve yatırım kararı verilirken sağlıklı bir fizibilite yapılması gerçekleşmiş olur. Daha da ötesi kaynaklar en verimli şekilde değerlendirilerek ekonomik büyümeye katkı sağlanmış olur.

Türkiye’de fiyat istikrarından bahsetmek oldukça zor bir konudur. Çünkü maalesef ülkemizde enflasyon oranı %20 civarındadır ve gelecek için uzun vadeli yatırım planları yapmak son derece zordur. Bırakın yatırım kararı verilmesini iki arkadaş veya iki iş insanı birbirine borç verirken bile enflasyon hesabı yaparak karar vermektedir. Çünkü hiç kimse parasının değerinin düşmesini istemez. Ayrıca özellikle ithalat yapan işletmeler dövizle aldıkları malı dövizle satmaya çalışmakta, daha da ötesi vadeli satışlarında dolar kurunu vade bitimindeki değere göre yaklaşık olarak hesaplamaktadır. Yani bir ithalat işletmesi 4 ay vade ile satacağı malı doların bugünkü yaklaşık değeri olan9 TL. den değil, vade tarihideki yani Ocak 2022 tarihindeki dolar kurunu tahmin ederek (örneğin 9,70 TL.) olacağını düşünerek satış tutarını 9.70 TL. üzerinden tahsil etmeyi yeğlemektedir.

Fiyat istikrarının sağlandığı ekonomilerde tasarrufçu ve yatırımcıların TL de kalmaları sağlanır. Başka bir ifade ile dolarizasyon olmaz veya çok az miktarda olur. Dolayısıyla TL. ye güve duygusu artar. Ancak enflasyon yüksek olursa yabancı para tercihi de yüksek olacaktır.

Gelir dağılımında adaletin sağlanması, işsizliğin önlenmesi, vergi kayıp ve kaçağının minimuma indirgenmesi, halkın gelir ve refah seviyesinin yükseltilerek alışveriş miktarının çoğalması veya ekonomik canlılık, ancak fiyat istikrarı ile sağlanabilir.

Fiyat istikrarının sağlanabilmesi için ülke kaynaklarının doğru ve verimli kullanılması esastır. Kaynakların doğru kullanılması üretim hacminin genişlemesi, uluslararası pazarda ihracat olanaklarımızın çoğalması anlamına gelir ki ülkeye döviz girdisi sağlanacaktır. Dolayısıyla üretim faktörlerine yatırımlar artmalı ve verilen destekler çoğaltılmalıdır.

Saygılarımla.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist