Küresel piyasalar, ABD ’nın (Fed) ne zaman faiz artırımı yapacağına kilitlenmiş durumda… Fed Başkanı Jerome Powell, aralık ayı toplantısında varlık alımlarını azaltma (tapering) hızını ikiye katlayarak 30 milyar dolara yükselttiği ve 2022 yılı için 3 faiz artışı öngördüklerini belirtmişti. Böylelikle, Fed’in tahvil alımları mart ayında sonlanacak olurken; Başkan Powell, faiz artırımlarının zamanlaması için ‘enfasyon’ ve ‘istihdam’ verilerinin takip edeceğini belirtti.
ABD tarafında gelen son veriler, istihdam piyasasında toparlanmaya ve enflasyonda yaşanan yükselişin hala endişe verici düzeyde olduğunu gösterirken; piyasalarda Fed’in faiz artırımını öne çekebileceği beklentisi oluştu. Piyasalar, daha önce Fed’den ilk faiz artırımını mayıs ayında beklerken; özellikle enflasyonun 39 yılın zirvesindeki seyrini koruması dengeleri değiştirdi; yani Fed’in enflasyondaki yükselişin önüne geçebilmek için, faiz artırımına beklenenden önce başlayarak, daha sıkı bir para politikasına geçebileceği öngörülüyor. Halihazırda ekonomistlerin beklentisi, Fed’in mart ayında faiz artırımlarına başlayabileceği, 3 beklenen faiz artırımlarını 4’e çıkarabileceği ve 2022’de yapılması beklenen toplamda yüzde 0,75 faiz artırım oranını yükseltebileceği yönünde değişmiş görünüyor.
‘BİLANÇO KÜÇÜLTME’ MESAJI KRİTİK
Fed Başkanı Powell, geçtiğimiz günlerde Senato Bankacılık Komitesi’de yaptığı konuşmada ‘faiz artırımı’ ve ‘bilanço küçültme’ ile ilgili piyasaların sürpriz sayabileceği açıklamalarda bulundu.
Powell, “Zaman içinde faiz oranlarını daha fazla yükseltmek zorunda kalırsak, yapacağız. Enflasyonu geri çekmek için araçlarımızı kullanacağız” şeklinde değerlendirirken; Fed’in bilançosunu küçültme planları ile ilgili gelen soruya, bu yıl bunun başlamasına izin verileceğini duyurdu. Başkanın bu mesajı, merkez bankasının faizleri yükseltmeye başlamasından kısa bir süre sonra, bilanço küçültmeye başlamayı tercih edebileceği şeklinde yorumlandı. Fed’in 8,77 trilyon dolarlık bilançosu bulunuyor.
Fed’in bir sonraki toplantısı 25-26 Ocak tarihinde yapılacak. Bu toplantıda Fed’in ve Başkan Powell’ın faiz artırımı, enflasyon ve bilanço küçültme ile ilgili mesajları öncelikli olarak takip edilecek.
BİLANÇO MÜDAHALESİNİN ÖLÇÜSÜ ÖNEMLİ OLACAK
Enver Erkan – Tera Yatırım Başekonomisti
Bir neslin en yüksek enflasyonu elbette tedirginlik verici, bu nedenle 16 Mart’taki Fed toplantısında bir dizi faiz artırımı serisinin başlamasına yönelik beklenti, Fed fon vadeli işlemleri tarafında iyice ağırlıklandırılmış durumda. Enflasyonla mücadele için işgücü piyasasını odağını, fiyatlar önceliğine doğru kaydıran Fed, sıkılaşmanın ilk adımlaması olarak aralık ayında 120 milyar dolarlık tahvil programında aylık indirimi ikiye katlayarak 30 milyar dolara çıkarmıştı. Bu da alımların iki ay sonra sonlanması anlamına geliyor.
TÜFE’nin görüntüsü Fed’in planlarını değiştirecek ölçütte değil, bundan sonraki aşamada para politikasında normalleşmenin kademesinin nasıl ilerletileceğine bakmak gerekecek. Yani bilanço küçültmesi… 14-15 Aralık Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) tutanaklarında da güçlenen ekonomi ve yüksek enflasyonun faiz artırımlarının beklenenden daha erken ve hızlı gerçekleşmesine neden olabileceği vurgusu ön plana çıkmıştı. Ancak, Fed açısından işin fiyatlara dahil olmayan kısmı bilanço müdahalesi. Bunu ne sertlikte ve ne ölçüde yapacak, halen belli değil. Fed üyelerinin çoğunluğu ise, enflasyonun bozucu etkilerinden kaçınılması gerektiğini düşünüyor.
4 FAİZ ARTIRIMI BEKLİYORUZ
Serkan Gönençler – Gedik Yatırım Başekonomisti
2022’de global büyümenin 2021’deki kadar olmasa da, tarihsel ortalamasının üzerinde gerçekleşmesini, küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıkların bir süre daha devam etse de yılın ikinci yarısından itibaren hafiflemesini ve küresel enflasyonun, arz talep dengesizliklerinin de azalmasıyla, yılın ikinci yarısında düşüşe geçmesini bekliyoruz. Bu beklentilerin arkasında da, Omicron veya benzeri varyantlara karşın, ekonomik aktiviteyi olumsuz etkileyecek ölçüde kısıtlamaların gündeme gelmeyeceğini varsayıyoruz.
Bu ılımlı beklentilere karşın, ABD’de enflasyonun uzun vadeli hedeflerin üzerinde kalmaya devam edebileceğini, buna bağlı olarak da ABD Merkez Bankası’nın (Fed) piyasa beklentilerinin üzerinde 4 kez faiz artırımına giderken, eşanlı olarak bilanço küçültme sürecini de başlatabileceğini düşünüyoruz. Bu durum, özellikle de bilanço küçültme sürecine başlanılması küresel piyasalarda bir süreliğine sert fiyatlamalara yol açsa da, Fed’in piyasalarla iletişimini önceki senelerde olduğu gibi uyumlu bir şekilde yürütmesi sayesinde, satışların uzun soluklu bir trende dönüşmeyeceğini öngörüyoruz.