İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkan Adayı Mustafa Selçuk Çevik, mermerde en zengin ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, “İtalyanların çok ciddi bir markası var. Bizim de Türk mermeri vurgusuyla markalaşmamız lazım. Aynı zamanda bizim en çok yönelmemiz gereken konulardan biri kalite standardını oluşturmak olmalı. Mermer ve maden ihracatı yapan her birliğin bir arada hareket etmesi lazım ve en kısa zamanda da mermer lobisi kurulmalı, aksi halde gelişme kaydedemeyiz” diye konuştu.
Mermerde en zengin ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkan Adayı Mustafa Selçuk Çevik, maden sektörünü ve geleceğini değerlendirdi. Çevik, Türk madeninin geleceğe emin adımlarla ilerlediğine dikkat çekerek, “Madencilik sektörü ülke ekonomisine değer katıyor. Sektör olarak en büyük eksikliğimizin marka ve mermer lobisi oluşturamamak olduğunu düşünüyorum. Rakip ülkemiz İtalyanların çok ciddi bir markası var. Amerika’da hemen hemen her evde Türk taşı kullanılıyor ama bir markamız yok. Bizim Türk mermeri vurgusuyla markalaşmamız lazım. Bu markalaşmayı mermer lobisiyle gerçekleştirebiliriz” diye konuştu.
Türk mermerinde bir kalite standardının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Çevik, şöyle devam etti: “Bizim en çok yönelmemiz gereken konulardan biri de kalite standardını oluşturmak olmalı. Yurt dışındaki alıcıya gönderilen ürünlerin bir standartı olmalı. Fakat bunu oluşturamıyoruz. Bu yüzden Türkiye’deki markalar exper kullanıyorlar. Bunu aslında ihracatçı birlikleri kendi bünyesinde de yapabilir, bir kalite standardı çerçevesinde çalışabilir.”
İhracatçı birliklerinin Ankara ile koordineli çalışmasının önemli olduğunu kaydeden Mustafa Selçuk Çevik, “Sektörde birliktelik olmadığı için herkes kendi başına bir ilişki kurmaya çalışıyor, bu durum da sektöre katkı sağlamıyor. Bunun için birliklerin hukuki danışmanlarının, maden ve çevre mühendislerinin ve alanında uzman üniversitelerden profesörlerin de olduğu bir ekip kurmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
İzmir’de tek fuar yapalım
“Türkiye’de mermer açısından 4 tane verimli fuar var, maden açısından da konferanslar var” diyen Çevik, Türkiye’de 4 ayrı fuar yapmak yerine hem zamandan kazanmak hem de maddi kayıpları önlemek için fuarların en büyüğü olan İzmir’de tek bir fuar yapmanın daha doğru olacağını vurguladı. İzmir’e alternatif fuar yapmanın tamamen sektöre mali zarar yarattığına dikkat çeken Çevik, “Bizim ürünlerimiz küçük numuneler ile de satılabiliyor, bu yüzden alım heyetleri yapmak daha az maliyetli” şeklinde konuştu.
DEİK gibi çalışmalıyız
Hiç gitmedikleri ve bilmedikleri ülkelere iş adamları heyetlerini organize etmenin çok önemli olduğunun altını çizen Çevik, “Dış Ekonomi İlişkiler Kurulu (DEİK) bunu çok güzel yapıyor. Bizden iş adamlarını topluyor, muhatap ülkelerle görüşüp oradan da iş adamları topluyor, bir otelin konferans salonunda bir araya getiriyor. Gelen iş adamları ne istediğini biliyor, yüz yüze görüşme imkanı buluyor” ifadelerini kullandı.
Latin Amerika’da Türk ticaret merkezleri kurulabilir
Amerika’da Türkiye bağlantılı veya bağımsız 100’ün üzerinde Türk mermer firması olduğu bilgisini veren Çevik, yeni pazarlar ile ilgili şu bilgileri verdi: “Kanun ve kuralların belli olduğu her yerde Türkler var. Latin Amerika’ya çok yabancıyız. Latin Amerika’da Ekonomi Bakanlığı’nın da uygun gördüğü yerlerde Türk Ticaret Merkezleri kurulabilir. Çünkü oralarda yokuz ve ihracatımız da günden güne düşüyor. Bu pazarlar bizim bulunmamız gereken yerler. Avustralya’da da çalışmalar yapabiliriz. Türk firmaları yavaş yavaş Avustralya pazarını tanımaya başladı. Ama bizim bu kadar çeşitliliğimiz varken İtalyanlar yine bizim önümüzde.”
Maden ihracatında Çin ilk sırada
Sektörün en çok ihracat gerçekleştirdiği pazarlar hakkında bilgi veren Çevik, “Maden sektörü ihracatında ilk sırada uzun süredir olduğu gibi yine Çin Halk Cumhuriyeti yer alıyor. Bu ülkeye ihracatımız yüzde 23 artarak 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Çin’i yüzde 12,5 artış ve 437,5 milyon dolar ihracatla ABD izledi. Üçüncü sıradaki Belçika’ya maden ihracatımız bu sene yüzde 75 artışla 227,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2017’de ihracatımızın önemli miktarda arttığı ülkeler arasında özellikle Belçika, İspanya, Bulgaristan, Güney Kore, İsveç, İran ve Japonya’yı saymak gerekiyor. Güney Kore ve Japonya’ya gerçekleşen ihracat artışımızı hali hazırda Çin’e yaptığımız ihracatla beraber düşündüğümüzde Asya Pasifik Bölgesinde Maden sektör ihracatımızın önemli bir pazar elde etmeye başladığını görüyoruz. İlk defa önemli miktarda ürün sattığımız Tanzanya, Namibya gibi Afrika ile Peru ve Şili gibi Amerika ülkeleri açılmakta olduğumuz pazarların yönlerine dair fikir veriyor” şeklinde konuştu.
Güney Amerika pazarı büyük fırsat
Sektörün 2017 değerlendirmesini yapan Çevik, en çok ihracat gerçekleştirilen pazarlar hakkında bilgi verdi. Çevik, “İlk 11 aylık rakamlara göre, hem doğaltaşta hem de mineral ihracatında en büyük pazarımız uzunca süredir Çin Halk Cumhuriyeti. Çin’e 882 milyon dolar doğaltaş, 666 milyon dolar mineral ihracatı gerçekleştirdik. Doğaltaş ihracatında Çin’i 269 milyon dolarla ABD ve 97 milyon dolarla Suudi Arabistan takip etti. Mineral ihracatında ise 206,7 milyon dolarla Belçika ve 140 milyon dolarla İtalya Çin’i izliyor” diye konuştu.