Esra Sultan AZİZOĞLU / ÇANAKKALE

Gazetesi ve Daha İyi Yargı Derneği işbirliğinde yapılan ‘Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları’ toplantısının dokuzuncusu Çanakkale’de gerçekleştirildi. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) İçdaş Salonunda düzenlenen toplantıya, Çanakkale hukuk camiası ve iş dünyasının temsilcileri katıldı. İş dünyasının hukuk sisteminden beklentilerinin konuşulduğu toplantı, ‘İstikrarlı Büyüme ve Kalkınma için Daha İyi Yargı’ başlığında gerçekleştirildi.

MERAL TUĞÇE ÖZBİLEN

Daha İyi Yargı Derneği Genel Sekreteri

‘‘FİKİRLERİMİZ, AVRUPA’NIN GELECEĞİ ‘FUTURE OF EUROPE’ ÇALIŞMALARINA DA KATKI VERİR OLARAK DEĞERLENDİRİLİYOR’’

Derneğimizin yargı sistemi için en kritik önerisi; yargılamalarda gerçek delillerin tam ve doğru ifşası ve ibrazı önerisidir. Bu öneri 2012 yılında yargıda iyileşme hareketi olarak da bizim derneğimizin yola çıkma sebebidir. Bu önerimiz yargı reformu stratejisi 2019 belgesinde hedef 8.2’de de açıkça yer aldı. Önerimiz gerçekleştiği takdirde yıllar süren davaların 3-4 ayda ve tek celsede de bitirilmesinin önü açılacak. Derneğimizin en kapsamlı çalışmalarından biri TÜRKONFED’in önerisi üzerine hazırlamış olduğumuz Türkiye’nin Orta Demokrasi Sorunları ve Çözüm Yolu, Yargı, HesapVerirlik, Temsilde Adalet kitabımızdır. Türkiye’nin temel demokrasi sorunlarını Yargı, Hesapverirlik ve Temsilde Adalet olarak tespit ettiğimiz bu kitapta kurumlara usullere ve süreçlere dair reform önerileri geliştirdik. Kitapta ki tespit ve önerilerimizi Anadolu’nun birçok şehrinde iş ve hukuk dünyası ile paylaştık ve uluslararası seviyede tartışmaya açtık. Ayrıca tasarım ve kanun taslakları hazırladık. Dokuz ayrı başlıkta ki önerilerimizi A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu ismiyle kitaplaştırdık.

ŞEREF OĞUZ

Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı

‘‘DAHA İYİ YARGI HEPİMİZE LAZIM’’

Daha İyi Yargı Derneği ile düzenlemiş olduğumuz toplantıların Çanakkale’deki buluşmamızda hukukla ekonomi üzerinde ki ilişki üzerine konuşacağız. A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu konusunda hangi noktaya geldiğimizi, hangi önerileri sunduğumuzu aktarmak için buradayız. Daha İyi Yargı’yı biz kendimize ve toplumumuza layık görüyoruz. Herkesin buna ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. İnsanlara güç aktardığın zaman o gücü iyi kullanmaları noktasında neler yapmamız gerektiğini şu anda yaşadığımız sıkıntılardan biliyoruz. Enfl asyon, resesyon, işsizlik, savaş hepsi aynı durakta buluştu. Küresel barış, aile barışı, toplumsal barış, ticaretin barışı hepsi zedeleniyor. Bunu düzeltmenin iki yolu var. Beş bin beş yüz yıllık insanlık tarihinde onbeş bin savaş olmuş. Demek ki savaş ta bir yöntem. Ama bunun dışında da hukuk sulh, yargı daha doğrusu ihtiyaç duyduğumuz o anlamda ki bütün kurumlarda savaşın giderilmesi ve barışın avdet etmesi için önemli bir rol oynuyor. Türkiye’de gerilimlerin arttığı biliniyor. Borçların ödenememeye taşındığı nokta da belli ki toplumsal gerilimler yaşayacağız. Yani hukuka iyi yargıya dünden daha fazla muhtaç bir ekonomi haline geldik. Çatışmaları önleyip iş etiğini ya da ticaret hayatını eski haline çevirmek gerekiyor. Çünkü enfl asyonun en büyük zararı ahlaka ve hukuka yaptığı erozyonla ilgilidir. O açıdan yani hukukunuzun ayarı ile oynamayın, ayarını bozduğun kantar gün gelir seni de tartar.

PROF. DR. ERHAN ASLANOĞLU

Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Ve Dünya Gazetesi Yazarı

‘‘DAHA İYİ EKONOMİ İÇİN, SAĞLAM YAPIYA SAHİP OLMALIYIZ’’

Dünyada tarihi bir dönem yaşıyoruz aslında. İşler muhtemelen önümüzdeki süreçte bildiğimiz tarzda yürümeyecek. Birçok değişim bizi bekliyor. Bunun hukuka da yansımaları olacak, iş ilişkilerine de yansımaları olacak, uluslararası kuruluş ve uluslararası hukuka da birçok boyutu olacağını düşünüyorum. Biz daha iyi bir ekonomi istiyorsak, ekonomide sağlam bir yapıya sahip olmamız lazım. Güçlü bir yapı üzerine biz hep arzuladığımız; üretim, yatırım, istihdam, istikrar gibi birçok ekonominin ana hedeflerine ulaşmaya yakınlaşabiliriz. Bir ekonomide ekonomik yapıyı bekleyen birkaç başlık altında toplamak gerekirse üç tane denge önemlidir. Ekonomide tasarruf yatırım dengesi; ülkenin tasarrufları ne kadar yüksekse yatırıma o kadar kaynak ayırabilir. Büyümesi ilerlemesi için o kadar fırsat yaratabilir. İkincisi; makroekonomik yapıda dengelerin oluşması; ülke büyük bütçe açığı vermiyorsa, artmıyorsa bu açık, cari açık dış açık artmıyorsa ve yeterli yatırımlar için tasarrufları varsa bu ortam ekonominin sağlıklı olması, daha az kırılgan olması için önemli bir zemin hazırlar. En önemli makroekonomik sonuçlarından birisi de aslında enflasyonun düşük olmasıdır. Makro bu tür dengelerin; bütçe dengesi, cari denge ve tasarruf dengesini sağlayan bir ekonomide çok büyük olasılıkla daha düşük enflasyonun olduğu bir ekonomide olur. Globalleşme ve küreselleşmede gelişmelerden bağımsız bir ekonominin performansını beklemekte çok mümkün değil. Konumuz açısından hukuksal yapıyı en başa koyabiliriz. Bir ülkede hukuksal yapı o ülke ekonomisinin performansı için o yapının oluşması için son derece önemli bir etmendir.

Dünyadaki ekonomi modellerinin hepsinin bir farkı var. Bu farklılıklarla iş yapma biçimleri farklılaşıyor. Ortak özellikleri de var ama farklılaşan noktaları da var. Bu ekonomik yapıyı sağlayan faktörler güçlüyse burada o düşük enflasyonu sağlayan, istikrarı sağlayan, süreklilik ve sürdürebilirliği sağlayan bir yapı varsa burada yatırım yapmak ve burada bulunmak; içeriden dışarıdan yatırımcının, girişimcinin iş dünyasının da daha çok arzulayacağı bir şeydir. Şimdi biz yatırım fonksiyon ve ekonomide yatırımı ne belirler diye baktığımızda aslında iki tane temel parametre söyleyebiliriz. Bir tanesi bunun faizdir. Diğeri de beklentilerdir. Faizler düştükçe yatırımlar artar. Çünkü normal koşullarda düşük faizde iş yapmak, üretim yapmak daha akıllıcadır. Yüksek enflasyon ortamı yüksek faiz ortamını getirir. Eninde sonunda ekonomi üretimden yatırımdan faaliyetten uzaklaştırır.

Beklentileri ekonomik yapı belirler. Makro dengeler güçlüyse ekonominin dış dünya ilişkisi güçlüyse, hukuk yapısı güçlüyse, siyasi yapı kırılgan değilse, sosyal yapı bu işi destekleyen bir çerçevede ise yatırım artar. Eğer bir ülkede enfl asyon düşük, faiz düşük ve beklentilerde ekonomik yapının gücü nedeni ile iyimser ve güçlüyse çok güçlü yatırım çekme, üretimini arttırma, verimliliğini arttırma, istihdamını arttırma olanağı da doğar.

“Yüksek teknoloji verimliliği artırır”

Verimlilik, teknolojiye yönelirsek artar. Yüksek teknoloji kullanırsak artar. Bu yüksek teknolojiyi kullanacak personelimiz, insan kaynağımız varsa artar. Bunun için eğitim gerekir. Eğitimli personel, sürekli eğitim buna imkân tanır, kurumsallaşma sağlar. Verimli olmak için maliyeti düşürmek için ölçeğin büyümesi gerekir. Daha büyük ölçekte üretim, daha rekabetçi olmayı sağlar. Ben, teknolojiyi alayım, eğitimli personelim olsun, kurumsallaşayım hepsi güzel ama bütün bunlar için iyi bir finansman da sağlamak lazım. İyi bir bankacılık sistemi lazım. Finansman olanağı lazım. Dolayısıyla bunları sağladığımız bir ortamda bunların hepsi ekonomik yapı ile ilintili. Hukuk da bunun çok önemli bir parçası. Çünkü kalkınma demek sadece büyüme demek değil. Kalkınma demek daha fazla okuma, yazma bilen nüfus demek. Sağlığa, eğitime daha fazla erişebilmek demek. Demokrasinin daha fazla gelişmesi demek. İşte bu verimliliği arttırmak için yaptığımız her çaba ve bu ortamda yaptığımız her adım aslında bunu da besleyen bir süreç. Büyüme ve kalkınma sürdürülebilirliğin imkanını sağlar. Yoksa yüksek enflasyonda 3-5 yıl hızlı büyürsünüz. Ama sonunda çok ciddi krizler sizi bekler.

“Göstergeler yavaşlamaya işaret ediyor”

Dünya ekonomisinde bugün aslında Avrupa’nın enerji krizini konuşuyoruz. Çin’deki gelişmeleri konuşuyoruz. Küresel resesyon yakın mı? Ne kadar yakın? Küresel enflasyon ciddi boyutlarda. Amerika Merkez Bankası Fed’in ne yaptığı ve yapacağı herkesi çok yakından ilgilendiriyor. Amerikan Merkez Bankası, çok güçlü bir faiz arttırım sürecine girdi. Birçok ülke de Norveç’ten Güney Afrika’ya İsveç’ten İsviçre’ye İngiltere’den Japonya’ya faiz artırmasa bile müdahale ihtiyacı duyuyor. Herkes bir yarış halinde. Amerika ile bu faiz farkını açmamak, kendi paralarının değerini çok kaybetmemek ve buradan enflasyonist bir dalga almamak için ve kendi enfl asyonlarıyla da baş etmek için burada bir yarış var. Bu yarışa girmeyenlerde var. Biz girmeyenlerden birisiyiz şu anda. Dünya ekonomisinde bütün öncü göstergeler önemli bir yavaşlamaya işaret ediyor. Ama aynı zamanda tarihi bir enflasyona da işaret ediyor.

‘‘AMACIMIZ, TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI ALANDA REKABETÇİ, İLERİ VE MÜREFFEH HALE GELMESİNE KATKI SAĞLAMAK’’

AV. MEHMET GÜN

DAHA İYİ YARGI DERNEĞİ BAŞKANI

Ülkemizin demokraside ve hukukta köklü sorunları var. Bu sorunlar, ekonomimizin sürdürülebilir gelişmesini önlüyor. Refahımız ve milli gelirimiz bir ileri bir geri gidiyor, “orta gelir tuzağı”ndan çıkamıyoruz. Aslında yeni olmayan, uzun zamandır süregelen bu sorunları gelmiş geçmiş tüm iktidarlar kendi siyasi anlayışına göre çözmeye çalıştılar. Ancak toplumu tatmin edecek ve sürekli gelişmeyi sağlayacak bir sonuca ulaşamadık.

“Çok ciddi yapısal sorunlarımız var”

Türkiye’nin hukuk, demokrasi ve ekonomik sorunlarının temelinde yatan kök sebebin yargı sorunu olduğuna, bu sorunun hukukun üstünlüğü ile iç içe geçtiğine ve hepsinin çözümünün yargıdan başladığına inanıyoruz. Gerçekten de yargı sistemimizde ve hukukun üstünlüğü alanında ciddi sıkıntılarımız, çok ciddi yapısal sorunlarımız var. Bu temel yapısal sorunları çözerek uzlaşma kültürünün egemen olduğu, barış içinde yaşayan ve üreten, nimet ve külfetleri adil olarak paylaşan bir toplum haline geleceğimize inanıyoruz. Ülkemizin, uluslararası rekabet gücünü, dünya ekonomisinden aldığı payı ve toplumsal refahı kalıcı şekilde artıracağımıza, ülkemizin sahip olduğu potansiyeli gerçekleştireceğimize ve dünyanın en ileri ekonomileri arasına gireceğimize inancımız tam.

Deneğimizin hazırladığı “orta demokrasi” raporumuzda belirlediğimiz hukukun üstünlüğü yani hesapverirlik sorununu çözebilmek için yargıda köklü reforma gidilmesi ve yargının kaliteli bir hale getirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Ayrıca, yargı sorununu çözmenin hukukun üstünlüğü sorununu da kendiliğinden çözeceğine eminiz.

“Önerilerimizi kitaplaştırdık”

Bu inanç ve savunu ile Türkiye’nin tarihi ve toplumsal gerçeklerinden yola çıkarak Daha İyi Yargı Derneği üyelerinin ortak çabası ile Türk yargısının temel sorunlarına ilişkin bir dizi yenilikçi çözüm önerisi geliştirdik Yargı’nın kaliteli hizmet vermesi odaklı çözüm önerilerimizi “A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu “ adı ile kitaplaştırdık. Kitabı hem Türkçe hem de İngilizce olarak yayımlayarak Türkiye ve dünya kamuoyunda tartışmaya açmış olmaktan ve olumlu geri bildirimler almaktan gurur duyuyoruz.

Daha İyi Yargı Derneği olarak; “Türkiye’nin Orta Demokrasi ve Çözüm Yolu” isimli önceki yayınımızda belirlediğimiz yargı sorununu temelinden çözmek amacıyla geliştirdiğimiz ve “A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu” adıyla kitaplaştırmış olduğumuz yenilikçi çözüm önerilerimizi kilit dokuz ana başlık halinde kamuoyuna sunmaktan gurur duyuyoruz.

1- Hakimler savcılar kurulunu toplumun tüm kesimlerini temsil eden, hiçbir kişi, grup veya koalisyonun etki edemeyeceği, tam bağımsız hale dönüştürerek kaliteli yargı hizmeti üretimine odaklanan düzenleyici bir kurum olarak Adalet Yüksek Kurumu (“AYK”) oluşturmak ve tüm paydaşlarla sürekli olarak danışan ve tavsiyeler oluşturan Daimi Hukuk Şurası ile güçlendirmek.

2- Yargının idaresiyle ilgili, AYK kararları da dahil her türlü karar ve işlemi etkin yargısal denetime açmak ve bu amaçla yargı konularında uzmanlaşmış Adalet Yüksek Mahkemesi oluşturmak.

3- Anayasa Mahkemesinin daire sayısını 3’e çıkarmak, üye sayısını 15’den 30’a artırmak, seçimlerinin kamuoyunun katılımına açık şeffaf ve yargı denetime tabi tutarak kapasitesini artırmak ve siyaseten tarafsızlığını geliştirmek.

4- Hukuk mesleklerinin her biri için yönetimleri sadece meslek mensupları tarafından seçilen tam bağımsız yargısal meslek kuruluşları oluşturmak ve Anayasa ile güvence altına almak.

5- Yargı görevlerine kabul ve atamalarında tam liyakati sağlamak: yargı üst organlarına, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine adaylık ve atamalarda kamuoyunu dahil ederek tam şeffaflığı, seçme ve atama kararlarını gerekçeli açık oya tabi tutup bütün aşamaları yargı denetimine tabi kılarak tam hesapverirliği sağlamak.

6- Ahi geleneğinin özüne uygun olarak yeknesak hukuk meslek kariyer planı oluşturmak ve insan kaynaklarını ihtiyaca uygun olarak geliştirmek ve liyakat esaslı olarak değerlendirmek.

7- Yargı hizmet birimlerini, mahkemeleri ve insan kaynaklarını 26 kalkınma bölgesi bazında optimum şekilde dağıtmak, uzmanlıkları merkezlerde yoğunlaştırırken hizmeti halkın ayağına götürmek.

8- Uyuşmazlıkları erken aşamada tespit ederek yargının iş yükünü önceden kestirmek, yargı kaynaklarını ileriye yönelik planlamak, modern uyuşmazlık yönetim usulleri ve dava öncesi dürüst ifşa ve ibraz kurallarıyla sulh ve uzlaşmayı teşvik etmek, buna rağmen yargıya intikal eden en karmaşık davaları en geç 3 – 4 ay içinde sonlandırmak.

9- Herkese karşı hukukun üstünlüğü için: – Kamu görevlilerinin suçlarında idari amirlerinin ve kendi kuruluşlarının soruşturma izni vermesi şartını ilga etmek. – Dokunulmazlıkları hukuk yoluyla güçlendirmek, yasama dokunulmazlığına sahip olanların soruşturmasında Adalet Yüksek Mahkemesini münhasır yetkili yapmak ve siyasi kararla dokunulmazlık kaldırılmasını ilga etmek – Yargı ve kamu üst-düzey görevlilerinin suçlarının soruşturmasını münhasıran Adaley Yüksek Mahkemesine vermek.