TÜRKİYE’de kullanılan enerjinin yüzde 33’ü binalarda tüketildiği halde yalıtım karnemiz oldukça kötü. Ülke genelinde binaların yüzde 80’inde ısı yalıtımı yok. TÜİK rakamlarına göre de nüfusun yüzde 36.7’si konutunda yalıtımdan dolayı ısınma sorunu yaşıyor. Yaşam kalitesinin artması, enerji verimliliği ve iklim değişikliği ile mücadele için yalıtımın stratejik öneme sahip olduğuna dikkat çeken, Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER), seferberlik çağrısı yaptı. Türkiye’de enerji verimli yapılaşma için ‘yalıtım kalınlığını’ arttıran mevzuat düzenlemelerine ihtiyaç olduğunu belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Türkiye’nin geleceği için gelişmiş ülkelerle aramızdaki yalıtım uygulamaları farkını kapatmalıyız. Bunun için başta kamu, ilgili sektörler ve tüketiciler olmak üzere herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz” diye konuştu.

KALINLIK FARKI

Türkiye’deki yapılarda yalıtım kalınlıklarının 2008 yılında belirlendiğini ve aradan geçen süreye rağmen bir iyileştirme olmadığını belirten Eruslu, AB ile aradaki farka vurgu yaptı ve şunları söyledi: “Bugün aynı iklim kuşağına sahip, bizim şehirlerimizle eşdeğer bazı Avrupa kentlerini mukayese ettiğimiz zaman yalıtım kalınlıkları açısından oldukça geride olduğumuzu görüyoruz. Antalya’da 3 cm’lik bir oranda yalıtım yapıyoruz, Atina’da ise binalarda yalıtım kalınlığı 7 cm’ye çıkıyor. Madrid’de 12 cm kalınlığında yalıtım levhası kullanılıyor ama aynı iklim kuşağındaki İstanbul’da 4 cm, iyi ihtimalle 4.5-5 cm kullanıldığını söyleyebiliriz. Birçok gelişmiş ülkede yıllık enerji limitleri metrekare başına 30-50 kW seviyelerine çekilmiş durumda. Türkiye’de biz hala birim metrekarede yıllık 120-150 kW seviyesine uygun yalıtım yapmaya çalışıyoruz.” Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na uyabilmesi için, ‘U değerlerinin’ ülke genelinde bir an önce 2-2.5 kat iyileştirilmesi gerektiğini belirten Eruslu, “Geri dönülemeyecek noktaya varmadan ‘Tek Yol U Dönüşü’ diyoruz. U değeri konutların yalıtım gücünü temsil eder. Bu değer küçüldükçe ısı kayıpları azalır, ısıtma ve soğutma için ihtiyaç duyulan enerji düşerken, havaya daha az sera gazı salınır. Enerjide dışa bağımlılığımız azalır, cebimiz tasarruf eder” dedi.

FİYAT ENDİŞESİ

Hem konut üreticileri hem de vatandaş cephesinde maliyet endişesi olduğunu belirten Emrullah Eruslu, kalınlık arttıkça sanılanın aksine büyük fiyat farkları ortaya çıkmadığını söyledi. Eruslu, “5 cm yerine 10 cm kullanıldığında maliyet 2 kat artmaz, ortalama yüzde 20 artar. Ancak ısıtma ve soğutmada tasarruf potansiyeli iki kat olur. Ayrıca müteahhit firma yapım maliyetinde başka kalemlerden tasarruf sağlayabilir” diye konuştu. Emrullah Eruslu, yeni bina inşaatlarının denetiminde sadece demire, betona değil, ısı, su ve yangın yalıtımına da dikkat edilmesinin hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.

METREKARE MALİYETİ 100-150 TL

YALITIM için, ‘yeni binaların inşası’, ‘kentsel dönüşüm’ ve ‘mevcut binalarda iyileştirme’ olmak üzere 3 başlıkta adımlar atılması gerektiğini belirten Emrullah Eruslu, “Yapılcak düzenlemeler sonrası yeni bir binada ısıtma ve soğutmada yüzde 90 tasarruf sağlanabilir.
Mevcut binada ise yalıtımla yüzde 50 tasarruf mümkün. Kentsel dönüşüm sürecinin de sıfır enerjili binalar için büyük fırsat olduğu dikkate alınmalı” dedi. Peki yalıtım için ne kadar bütçe ayırmalıyız? Eruslu bu soruya şu yanıtı verdi: “Eğer binanız depreme karşı güvenli ise sonradan yalıtım yapmak mümkün. 5 cm kalınlıkta yalıtım için maliyet metrekare başına ortalama 100-150 TL. Eğer Avrupa standartlarında 10 cm’lik kalınlık olursa fiyat yüzde 20 artar. Hem ilk yatırım hem de işletme maliyetlerinden sağlanan tasarrufla ısı yalıtım uygulamaları kendini 2 ila 5 sene içerisinde amorti eder.”