Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Mersin’in ev sahipliğindeki 14’üncü Uluslararası Turunçgil Kongresi’ne katıldı. Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’ndeki kongrenin açılış töreninde Bakan Kirişci’nin yanı sıra Vali Ali Hamza Pehlivan, bölge milletvekilleri, sektör temsilcileri ve çok sayıda misafir yer aldı. Kirişci, kongrenin turunçgil sektörüne büyük katkı sağlayacağına inandığını kaydetti. Türkiye’nin yaş meyve- sebze ihracatının yüzde 50’ye varan bölümünün turunçgil ihracatı olarak gerçekleştiğini kaydeden Kirişci, turunçgil sektörünün başlı başına ana sektör olduğunu belirtti. Kirişci ayrıca Türkiye’nin, 2021’de sağladığı 44,7 milyar dolarlık tarımsal hasıla ile Avrupa’da birinci sırada olduğunu aktardı.
‘TAHIL KORİDORUNU ÇOK ÖNEMSİYORUZ’
Türkiye’nin her alanda büyüyüp geliştiğini ve güçlendiğini vurgulayan Kirişci, şunları kaydetti:
“29 Ekim 1923’te ilan edilen cumhuriyetimiz, gelecek yıl bir asrı geride bırakarak ikinci yüzyılına girecek. Cumhurbaşkanı’mızın önderliğinde biz bu dönemi, ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak adlandırdık ve hedeflerimizi kamuoyuyla paylaştık. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu vizyon çerçevesinde politikalarımızı ortaya koyduk. Tarımı, stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Gıda meselesi bizim için bir milli güvenlik meselesidir. İklim değişikliği, pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşı, gıda arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu bağlamda tahıl koridoru uluslararası dayanışma adına oldukça önemli bir anlaşmadır. Cumhurbaşkanı’mızın inisiyatifiyle 22 Temmuz’da tarafları bir araya getirdik. Avrupa ve ABD ambargoyu konuşurken Türkiye, küresel bir aktör olarak savaşan tarafları ikna ederek aynı masada buluşturmuştur. Artan saldırılar nedeniyle 31 Ekim itibarıyla gemi trafiği kesintiye uğradığında da yine Cumhurbaşkanı’mız, lider diplomasisi yürüterek tahıl koridorunun işlemesini sağlamıştır. Türkiye olarak gıda arz güvenliği bakımından tahıl koridorunu çok önemsiyoruz. Her ne kadar bu koridordan büyük oranda Avrupa ülkeleri yararlansa da gıda arz güvenliliğinin sürdürülebilirliği açısından bu koridorun açık tutulması lazım. Biz diyoruz ki ‘Bu koridoru açık tutalım ama bundan gıda sıkıntısı çeken, açlıkla boğuşan, az gelişmiş ülkeler daha çok yararlansın’. Tahıl koridorundan 10 milyon tonun üzerinde tahıl taşınmıştır. Bu tahılın 6 milyon tonu yani yüzde 60’ı Avrupa ülkelerine gitmiştir; Asya ülkelerine yüzde 27’si, Afrika ülkelerine ise yüzde 13’ü ulaşmıştır. En az gelişmiş ülkelere ulaşan tahılın oranı sadece yüzde 5,9’dur. Bu adaletsizliğe dikkat çeken tek lider Cumhurbaşkanı’mızdır. Cumhurbaşkanı’mız, kasım ortasında Endonezya’da düzenlenecek G-20 Zirvesi’nde de konuyu gündeme getirecek. Bizim mücadelemiz bir uluslararası barış ve dayanışma adına verilen mücadeledir.”
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÖNEMLİ UNSUR’
İklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkisini her geçen yıl daha fazla gösterdiğini belirten Kirişci, “Kuraklık, sel, fırtına gibi meteorolojik hadiseler yanında erozyon, çölleşme, azalan biyolojik çeşitlilik ile hastalık ve zararlılar günümüzde daha fazla hissedilmeye başlanmıştır. Coğrafya ve iklimin sağladığı bir avantajın ürünü olan turunçgiller açısından iklim değişikliği, üzerinde durulması gereken en önemli unsurdur. Turunçgil sektörü, değişen iklim koşullarına karşı küresel bazda stratejisini belirlemek durumundadır. Sahip olduğumuz kaynakları tüketmek değil doğru yönetmek, doğa ile dost yeni teknolojileri geliştirmek, artık bir tercih değil zorunluluktur. Türkiye olarak bu süreçte ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sağlığını koruyan ve çevreye önem veren bir turunçgil üretim sistemi hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak üzere turunçgil üretimi yapan tüm ülkeler ile tecrübelerimizi paylaşmaya ve iş birliği yapmaya hazırız. Ülke sınırlarını aşan iklim değişikliği ile mücadelede yapacağımız iş birliği insanlığa önemli katkılar sunacaktır. İnanıyorum ki bu kongre uluslararası düzeyde yapacağımız iş birlikleri için verimli bir platform oluşturacaktır” diye konuştu.
İklim değişikliğinin turunçgil sektörünü de çok fazla etkilediğini belirten Bakan Kirişci, “Biz ülkemizde risk yönetim aracı olarak TARSİM’i hayata geçirdik. ‘Tarım Sigortaları Kanunu’yla çiftçilerimiz doğal afetler karşısında sahipsiz ve çaresiz kalmaktan kurtulmuştur. Doğal afetlerden kaynaklanan zararlar, tüm imkânlar çerçevesinde karşılanmaktadır. Bakanlık olarak sigorta poliçesi bedelinin yüzde 67’sine kadar biz karşılıyoruz. Hatırlayacaksınız, 2020 yılının mayıs ayında iklim değişikliğine bağlı olarak Akdeniz sahil şeridinde hava sıcaklığı 40 derecenin üzerinde uzun süre devam etmişti. Ardından gelen soğuk havanın mandalina, portakal, altıntop ve bazı limon çeşitleri ile üzümde meydana getirdiği zararlara karşı tedbir almıştık. Bu durum neticesinde söz konusu zararlar, TARSİM kapsamına ‘sıcak hava zararı teminatı’ olarak yansıtılmıştır” diye konuştu.