BURSA 17. Asliye Ceza Mahkemesi ile İstanbul 7. Vergi Mahkemesi’nin, kanunun ilgili bölümüne ilişkin itirazlarını değerlendiren AYM’nin iptal kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. AYM, kaçakçılık suçu ve vergi kabahatlerine dair yargılamada diğerini etkileyebilecek unsurların dikkate alınmasını sağlayacak güvencelere engel olan ve iki sürecin birbirinden bağımsız yürütülmesi kuralının anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline hükmetti. İptalle, vergi davasını kazandığı halde hapis cezası alanların, ceza mahkemesine yargılamanın yenilenmesi için başvuruda bulunabileceği bildirildi.

GENİŞ BİR ÇEVREYİ ETKİLİYOR

İptal ile birlikte yürürlüğe giren AYM kararını Hürriyet’e yorumlayan Avukat Doç. Dr. Serkan Ağar şu değerlendirmeyi yaptı: “AYM’nin, Vergi Usul Kanunu 367/6 fıkrasının iptal gerekçesi, ‘aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama’ ilkesidir. AYM bu düzenlemeyi adil yargılanma hakkına aykırı buldu. Yeni bir yasal düzenlemeye de gerek görülmedi. Öyle olsa AYM, süre verir ve iptal kararının yürürlüğünü de ertelerdi. Bu karar ışığında, vergi incelemesinde, vergi kaçakçılığı tespit edilirse, inceleme; savcılığın takipsizlik kararı veya dava açıldıysa ceza mahkemesi kararının kesinleşmesine kadar bekletilecek. Vergi davasını kazandığı halde hapis cezası alanlar ise ceza mahkemesine yargılamanın yenilenmesi için başvuruda bulunabilecek. Bu karar çok önemli bir iptal kararı. Etki ve sonuçlarıyla da uzun süre tartışılacağa benziyor.”

OYÇOKLUĞUYLA İPTAL EDİLDİ

İKİ ayrı mahkeme, vergi kaçakçılığı ile suçlanan kişinin cezalandırılması talebiyle açılan davalarda itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasını haklı bularak, AYM’ne başvurdu. AYM de 4 Kasım 2021’de oyçokluğu ile ilgili fıkrayı iptal etti. İptal kararında özetle “Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı, yargılama/cezalandırma süreçlerine etki edebilecek hususların dikkate alınmasını gerekli kılıyor. Bu kapsamda bağlantılı olarak işlenen kaçakçılık suçu ve vergi kabahatlerine ilişkin yargılama/cezalandırma süreçlerinde de bir diğerini etkileyebilecek unsurların dikkate alınmasını sağlayacak güvencelerin getirilmesi gerekmektedir. Bu gerekliliğin yerine getirilmesine engel olan kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralların Anayasa’ya aykırı olduğuna ve kuralın iptaline karar vermiştir” denildi.