Aysel YÜCEL
Türkiye’nin ilk transit konteyner limanı Asyaport, demiryoluyla Avrupa’ya ihracat ve transit seferlerinin ardından, Avrupa’ya hafta içi her gün gemi gönderen ilk liman oldu. Bu gelişmenin Çin’le rekabette Türk ihracatçısı için önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan Asyaport Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Soyuer, “Limanımıza, Medlog’a ve MSC’ye güvenerek müşterilerimize her türlü garantiyi verebiliyoruz” dedi. Soyuer, lojistik sektörüne yönelik olarak yatırımcıya “sözde değil, özde destek” olunması çağrısı yaptı. Türkiye’nin ilk ve en büyük transit limanı Asyaport, mart ayı itibarıyla konteyner devlerinden MSC’nin Himalaya servisinin rotasına dahil edilerek, Avrupa’ya hafta içi her gün gemi gönderen ilk liman oldu.
MSC, Hindistan-Avrupa arasında hizmet veren Himalaya Servisi’ne Asyaport uğrağını ekleyerek hem Hindistan’dan gelen ithalat yüklerine hem de Avrupa’ya gidecek ihracat yüklerine yeni bir kapı açtı. Hindistan-Avrupa arasında hizmet veren Himalaya Servisi’ne Asyaport liman uğrağının eklenmesiyle, Avrupa’ya gidecek ihracat yükleri için servis sayısı 5’e, Hindistan’dan gelen ithalat yükleri için servis sayısı 2’ye yükseliyor. Asyaport Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Soyuer, Tekirdağ’dan Avrupa’nın 14 farklı limanına haftalık, düzenli ve direkt 5 farklı servisle ulaşmanın çok daha kolay ve hızlı hale geleceğini vurguluyor. Ahmet Soyuer, “Himalaya Servisi’nde, martın ikinci haftası itibariyle MSC Emma gemisiyle başlayacak Tekirdağ uğraklarıyla, Türkiye’de ilk ve tek olarak haftalık 5 farklı servisle Avrupa’ya erişim sunulacak. Yeni hatla ilgili olarak servis kapasiteleri her geçen gün büyüyerek daha fazla konteyner temini ve alokasyona imkan sağlanacak. Ayrıca direkt uğraklar sayesinde transit süreler de kısalacak. Lojistik ihtiyaçların önem kazandığı bu süreçte MSC, gerçekleştirdiği yatırımlarla tedarik zincirinin sürekliliğini sağlamak ve konteyner taşıma hizmetlerini dünya çapında sahip olduğu operasyonel gücü ile hep bir adım ileriye götürmek için çalışıyor” ifadelerini kullanıyor.
Ahmet Soyuer, Avrupa hatları ile ilgili şu benzetmeyi yapıyor: “Toplu ulaşım aracını kullanan bir insan düşünün. Önünden vızır vızır metrobüs geçiyor. Hem de Çin’e karşı. En büyük pazarımız Avrupa’ya her gün neredeyse gemi seferi yapmak Türk ihracatçısı için bulunmaz fırsat. Çin’den Avrupa’ya 10 bin dolara taşınan olan malı Türk ihracatçısı bin dolara taşıyacak.”
Yatırımlar 2 milyar doları aştı
Asyaport, dünyanın ikinci büyük konteyner operatörü olan Cenevre merkezli Mediterranean Shipping Company (MSC) Grup ortaklığında 2015 yılında 500 milyon dolar yatırımla kuruldu. MSC’nin sahibi Aponte ve Soyuer ailelerinin torunu olan Asya’nın ismini taşıyan Asyaport, Türkiye’nin en büyük transit limanı konumunda. Limanda 2015 yılından bu yana 6 milyon TEU elleçleme yapıldı. MSC Türkiye’de yıllık 2.4 milyon TEU elleçleme kapasitesine ulaştı. Böylece Türkiye, dünya devi MSC’nin en fazla yük elleçlediği ilk 5 ülke arasına girdi. MSC, Türkiye’de son 12 yıldır yüzde 30’un üzerinde payla pazar lideri konumunda.
Asyaport ve MSC ortaklığında 2011’de kurulan lojistik şirketi Medlog ise yurt içi ve yurt dışı karayolu, demiryolu, denizyolu konteyner taşımacılığı üzerinde çalışıyor. Türk bayraklı 5 gemi, 355 demiryolu vagonu, 600 civarında çekici ile faaliyetlerini Türkiye’de 20 lokasyonda sürdürüyor. kombine yük taşımacılığında pazar lideriyiz. MSC, Asyaport ve Medlog, Türkiye’deki çeşitli ortaklıklarıyla birlikte toplamda Türkiye’de 2 milyar doların üzerinde yatırım yaptı. Bu şirketler ülkede toplamda 4 bin kişiye istihdam sağlıyor.
Kasım 2020’de Medlog Tren İstasyonu‘ndan Avrupa’ya demiryoluyla ilk ihracat seferi yapılmıştı. Geçen hafta bir ilke daha imza atıldı ve Asyaport’un Medlog Tren İstasyonu’na bağlantısı ile Türkiye’ye gelen transit yükler de Tekirdağ’dan Avrupa’ya trenle taşınmaya başladı. Açılan demiryolu hattı sayesinde alıcı firma 12 güne yakın zaman avantajı yakaladı. “Başarımızın kaynağı denizyolu, demiryolu ve karayolu hatlarına sahip olarak entegre hizmet verebilmemizde yatıyor. Lojistik bir sinerji işi. Limanımıza, Medlog’a ve MSC’ye güvenerek, müşterilerimize her türlü garantiyi verebiliyoruz” diyen Soyuer, şu örneği veriyor: “Afyon’dan Tekirdağ Asyaport Limanı’na ulaşmak üzere Medlog’un açtığı yoldan mermer ihraç ettiğini biliyor musunuz? İzmir’de ve çevrede başka limanlar olmasına rağmen bu yükler Asyaport’a geliyor. Çünkü bu bir organizasyon ve sinerji işi. Medlog Afyon’da bir mermer ihracatçısını buluyor, ona bu alternatif yolun avantajlarını anlatarak pazarlamasını yapıyor. Demiryollarında lokomotif buluyor. Vagonları temin ediyor. Fabrikadan mermeri alarak trene yüklüyor ve Marmaray’dan geçerek Tekirdağ istasyona getiriyor. Daha sonra Uzakdoğu’ya gidecek gemiye yetiştiriyor. Onun yetiştirme sözünü de Medlog veriyor. Neye güvenerek veriyor? Limana, demiryolu ağına ve MSC’ye güvenerek veriyor. Bizim farkımız, başarımızın kaynağı da bu. Bu zinciri Türkiye’de hangi firma yaparsa eşdeğer olarak aynı başarıyı yakalar. Tüm hizmetleri entegre bir şekilde veriyoruz, böylece hem yüklenici hem ülke hem de ihrcatçı firma kazanıyor. Bunun adetleri çoğalsın. Limanlar ve hatlar orada duruyor. Asyaport’un en büyük özelliklerinden biri de MSC’nin burayı ana limanı olarak konumlandırması.”
Ek yatırımla 3 gemiyi ağırlayacak
Soyuer, önümüzdeki dönemde gündemlerindeki bazı önemli yatırımlara da değinerek, şu bilgileri paylaşıyor: “Asyaport olarak, yatırım bedeli 150 milyon dolar olan ve mevcut limana yapılacak ilave 400 metrelik uzatma yatırımıyla limana aynı anda üç gemi birden yanaşabilecek. Şu anda iki gemi yanaşıyor. Üç gemiyi ağırladığımızda ithalatı daha çok getirecek, ihracatı daha çok götüreceğiz. Limanın kapasitesi artarken, kazanan Türk sanayicisi olacak. Diğer yandan Medlog, elektrikli yük lokomotifleri ve vagonlar satın alarak yeni yükleme boşaltma alanları iltisak hatları inşa edecek. 2021 yılında, İstanbul ve Tekirdağ tren istasyonlarından Avrupa’ya konteyner ve dorse taşımacılığına başlamayı planlıyoruz.”
Yatırımcının sözde değil, özde desteğe ihtiyacı var
Ahmet Soyuer, bugüne kadar MSC, Asyaport, Medlog olarak Türkiye’de 2 milyar doların üzerinde yatırım yaptıklarını ve 4 bin kişiye istihdam sağladıklarını hatırlatarak, “Yatırım iştahımız var. Ancak yatırımcıya özde değil, sözde destek olunuyor. Beklentimiz, yerli veya yabancı istihdam yaratan, üretim yapan, döviz kazandıran doğrudan yatırımların gerçekleşmesinde ‘bir otoritenin’ sonuç alacak yetkilerle donatılarak yatırımcılara özde yol açması yönünde. Şartların bu kadar hızla değiştiği bir dünyada zaman para kadar önemli. Devletten beklentimiz sadece yatırım yaparken bürokratik engellerin kaldırılması. Başka bir beklentimiz yok. Özel sektör olarak bizim görevimiz güçlü ekonomi için hızlı çalışmak” diyor. Soyuer, özellikle demiryolu yatırımlarının önünün açılması gerektiğini savunuyor.
“Konteyner sıkıntımız yok, en fazla üç gün gecikme olur”
Ahmet Soyuer ile sohbetimize katılan MSC Gemi Acenteliği A.Ş Genel Müdürü Barış Dilek, son aylarda gündemden düşmeyen ‘boş konteyner’ krizine yönelik açıklamalarda bulunuyor. Pandemi nedeniyle tüm dünyada koneyner tedarikinde yaşanan sıkıntıyı ve navlunlardaki artışı MSC açısından değerlendiren Barış Dilek, “Bünyesinde 4 milyon konteyner bulunan bir grup olarak biz büyük müşterilerimizle sorun yaşamıyoruz. ‘MSC’den hiç konteyner alamadım’ diyecek bir müşterimiz yok. Ancak küresel çapta yaşanan tedarik sıkıntısından dolayı en fazla birkaç gün gecikmeli rezervasyon yaptığımız zamanlar olabiliyor. ‘Hiç konteyner yok’ diyenlerin bugüne kadar bizimle çalışmamış kişiler olduğunu görüyoruz. Biz kontratlı müşterilerimize geçen yılın neredeyse yüzde 20 üzerinde konteyner temin ettik. Ancak talep çok arttı. Gecikme yaşanmasının nedeni bu. Elbette uzun yıllardır birlikte çalıştığımız kontratlı müşterilerimiz öncelikli olabiliyor ancak bir KOBİ de gelse en geç üç gün sonraya randevu verebiliyoruz. Navlun konusu ise çok farklı. O tamamen arz taleple ilgili bir durum” diye konuşuyor.
Limanın duvarları konuşuyor
Ahmet Soyuer, başta Atatürk’ün sözleri olmak üzere, beğendiği sözleri limandaki duvarlara yazdırıyor. Soyuer, “Limandaki çalışanlarıma bir şeyler öğretmenin yollarından biri de bu” vurgusu yapıyor.
Yılda 40 bin konteyner tamir ediyor
Asyaport’a birkaç km uzaklıkta Medlog’a ait bir arazide MSC’ye ait hasarlı konteynerler tamir ediliyor. Soyuer, yılda yaklaşık 40 bin hasarlı konteyneri yeniden kullanır duruma getirdiklerini söyledi. Bu arazide bir konteynerin yapımında kullanılan tüm malzemeler bulunuyor. Soyuer, tek tek bu malzemeleri tanıtırken son dönemde sıkça gündeme gelen Türkiye’de konteyner üretmek konusunun zorluğuna değiniyor. Bir konteyner inşa edilirken, maliyetin yüzde 94’e yakınını malzemenin oluşturduğunu ifade eden Soyuer, geri kalanının ise işçiliğin oluşturduğunu söyledi. Başta sac olmak üzere her bir parçanın yüksek maliyeti olduğuna dikkat çeken Soyuer, “Türkiye’de bir konteyneri üretmek yurt dışına göre çok pahalı, öte yandan birkaç ay sonra tedarik sorunu azaldığında Çin ile rekabet etmek neredeyse imkansız” diyor.
Evinin “bahçesine” inşa ettiği dev limanı çiçek gibi büyütüyor
Tekirdağlı olan Ahmet Soyuer’in evi limana yürüme mesafesinde. Soyuer, limanın inşa edildiği yıllarda evinin çalışma odasının limana baktığını söylüyor. Limanın tepesine inşa edilen ofis binasında da Soyuer’in odası direkt Asyaport’a bakıyor. “Ben evimin bahçesine liman yapıyorum diyorum. Dünyada çok az insana nasip olan bir şey bu” diyen Soyuer, limandaki tüm ağaçları ve çiçekleri tohumdan kendisi yetiştirmiş. Ahmet Soyuer, liman tarihinde bir ilke imza attığını ifade ederek, bahçede ağaçlar içerisinde bulunan cami ve kiliseyi gösteriyor. Soyuer, “İlk kez bir limanda hem cami hem de kilise var. İkisine de aynı özeni gösterdim. Buraya büyükelçisinden kaptanına çok sayıda yabancı misafir geliyor. Uluslararası misafirlere ne kadar hoşgörülü olduğumuzu anlatmayı amaçladım” diyor. Temizliği ve düzenli yapısıyla dikkat çeken limanın hemen yanında mavi bayraklı bir plaj bulunuyor: Kumbağ sahilleri… Soyuer, “Komşularım limanı ilk yapacağım zamanlarda endişe etmişlerdi. Ama şimdi görüyorlar ki, benim en kıymetlilerim olan torunlarım gelip burada denize giriyor” diyor. Limanda doğaya verilen zararı minimuma indirmek için çevreci ekipmanlar tercih ediliyor.