Elif KARACA

Kadınların küresel istihdamda daha fazla yer alması için yürütülen çalışmaların hız kazandığı bir dönemde dünyayı sarsan pandeminin ekonomik ve sosyal hayat üzerinde yıkıcı etkileri oldu. Bu etkiler en çok kadınlara zarar verirken, eğitim ve istihdam açısından uzun bir sürede elde edilen kazanımların önemli kısmı kaybedildi. ILO verilerine göre küresel olarak kadınların işgücüne katılımı, pandemiden önceki yıllarda da düşüşteydi. Türkiye’de de kadınların işgücüne katılımı uzun yıllardır erkeklerin epey gerisindeydi. Pandemi ise durumu daha da kötüleştirdi. Bütün bunları ve daha fazlasını, Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Başekonomisti Aslı Demirgüç-Kunt ile konuştuk.

Dünya Bankası toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki çalışmalarıyla ön saflarda yer alan küresel kuruluşlardan biri. Bu doğrultuda 2022’de ajandanızda neler olacak?

Cinsiyet eşitliği, Dünya Bankası’nın yoksulluğu sona erdirme ve refahı artırma hedeflerinin merkezinde yer alıyor. Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi verimliliği artırarak beklentiler de dahil olmak üzere kalkınmaya dair sonuçlarda iyileşme sağlıyor. Kız çocukları ve kadınların erkeklerle aynı haklara ve fırsatlara sahip olmadığı hiçbir toplum, ülke veya ekonominin tam potansiyeline ulaşması söz konusu olamaz. ILO verilerine göre küresel olarak kadınların işgücüne katılımı, pandemiden önceki yıllarda da düşüşteydi. Türkiye’de de kadınların işgücüne katılımı uzun yıllardır erkeklerin epey gerisinde yer alıyordu. Pandemi ise durumu daha da kötüleştirdi. Erkeklerin %66’sına kıyasla kadınların sadece %29’u işgücüne katılıyor. Kadınlar global ekonomide eşit bir role sahip olsaydı, küresel servet önemli ölçüde artabilirdi. Bu nedenle, dünya çapında cinsiyet eşitliğini ve kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesini teşvik etmek her zaman işimizin merkezinde yer aldı. Dünya Bankası’nın bu doğrultudaki çalışmaları eğitim ve sağlıkta cinsiyetler arası farklılıkların kapatılması, daha fazla ve iyi koşullarda istihdam; kadınların arazi, konut ve banka hesapları sahipliği önündeki engellerin kaldırılması gibi unsurlara odaklanan bir stratejiye dayanıyor.

Pandemi özellikle kadınları daha çok etkiledi ve uzun bir sürede elde edilen kazanımların önemli kısmı kaybedildi. Geniş bir bölgenin ekonomilerini izleyen bir ekonomist olarak, mevcut durumu nasıl tarif edersiniz?

COVID-19 kadınlar ve kız çocukları için onlarca yıllık kazanımları tersine çevirerek işleri daha da kötüleştirdi. Okulların kapanması ve sağlık hizmetlerinin kesintiye uğraması öğrenme kayıplarına yol açmış, ergen gebeliklerini ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riskini artırmış olabilir. Kadınlar kriz sırasında erkeklerden daha yüksek oranda işlerini kaybederken; kadınların sahip olduğu ve yönettiği işletmeler de daha fazla zarar gördü. Yaptığımız araştırmalar kadın liderliğindeki işletmelerin satışlarında daha büyük bir düşüş yaşadığını, daha fazla finansal riskle karşı karşıya kaldığını gösterirken, bunlara ragmen krizie dayanıklılık ve yenilikle yanıt verdiler. Kadınların yönetimindeki küçük işletmeler, erkekler tarafından yönetilenlere kıyasla dijital platformların kullanımını daha fazla artırdı. Verilere göre, Türkiye’de kadın işçilerin konaklama, yemek, turizm ve diğer hizmetler gibi ‘ön saf’ sektörlerde istihdam edildikleri için işsiz kalma olasılıkları erkeklere göre üç kat daha fazla. Pandemide aile ve çocuk bakımına yönelik ekstra talep de kadınlara yüklenince iş gücünden ayrılmalarına neden oldu. Onları istihdam piyasasına geri getirmek zor olabilir. Yapılan araştırmalar pandeminin kadınların gelirlerine ve kariyerlerindeki ilerlemeye de erkeklerden daha fazla zarar verdiğini ve potansiyel olarak ücret eşitsizliğini daha da artırdığını gösteriyor. Sadece son kayıpları telafi etmekle kalmayıp daha uzun vadeli bir iyileşme sağlamak için çok daha fazla çalışmamız gerekiyor.

Kadınlar pek çok alanda yeterince temsil edilmiyor. Gelişmekte olan ekonomilerde durum gelişmiş ülkelere göre çok daha kötü. Sizce bunun nedenleri neler ve bu durum nasıl değiştirilebilir?

Cinsiyet eşitliğine ulaşmak kısa vadeli bir süreç değil. Bireysel düzeyde kadın erkek hepimizi içine alan toplumsal bir çaba gerektirir ve oğullarımızı ve kızlarımızı eşit olarak yetiştirerek ve kadınların yapabilecekleri ve yapamayacakları konusundaki yerleşik zihniyetleri değiştirmek koşuluyla evde başlar. Toplumsal değişim, hayatın her alanında cinsiyet eşitliğini sağlamak için en dayanıklı araçtır.

Türkiye’de kadın istihdamında daha güçlü bir işgücü piyasası için kısa ve orta vadeli görünümde nasıl bir tablo söz konusu?

Türkiye’de pandemi öncesinde kadınların işgücüne katılım oranı, OECD ortalaması olan %44’e kıyasla zaten oldukça düşüktü. Yüksek eğitimli kadınlar arasında finansal hizmetlere nispeten yüksek erişime rağmen, Türk kadınlarının önemli bir kısmı hala finansmana ve istihdam fırsatlarına erişimde açık ve örtülü önyargılarla karşı karşıya. Global Findex veri tabanımıza göre, tüm dünyada erkeklerin yüzde 72’sine kıyasla kadınların yüzde 65’inin bir banka hesabı var. Türkiye’de banka hesabı sahipliğinde kadın ve erkek arasındaki fark, Bangladeş ve Pakistan ile birlikte dünyanın en yüksekleri arasında. Bu, kadınların işgücüne katılımını artırmanın önündeki önemli bir engeli ortaya koyuyor. Kadınlar tarafından yönetilen işletmeler, özellikle KOBİ’ler daha küçük bir varlık tabanına sahip ve kayıt dışı ekonomide faaliyet gösterme olasılıkları daha yüksek. Bu faktörler kadınların kredi alma gereksinimlerini karşılamasını zorlaştırabiliyor. İşletme anketlerimize göre, Türkiye’de işletme bir kadın tarafından yönetildiğinde kredilerin %58’i, işletme bir erkek tarafından yönetildiğinde ise %37’si teminat gerektiriyor. Türkiye’de e-ticaret pandemide çok hızlı büyüdü. Kadınlara ait işletmelerin payı yüzde 10’dan az olmasına rağmen, e-ticaret platformlarında faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 25’e yakını kadınlara ait. Bu, kadınlara ait işletmeler ile diğerleri arasındaki uçurumu kapatmada dijital teknolojilerin güçlü potansiyeline işaret ediyor.

Başarılarla dolu bir kariyeriniz var. Bir kadın olarak alanınızda başarılı olmak için ne gibi engellerle karşılaştınız ve nasıl başa çıktınız?

Teşekkür ederim. Esasında çok şanslıydım. İlk olarak, çok sevgi dolu ve destekleyici bir ailede doğdum. Tek çocuk olarak ve başaramayacağım hiçbir şey olmadığını hissederek büyüdüm. Ailemin sevgisi ve rehberliği hayatım boyunca önemli bir güç kaynağı oldu. İkincisi, eşim hırsımı teşvik eden ve kariyerini asla benimkinin üzerine koymayan bir partner oldu. Son olarak, ilgi alanlarım beni Dünya Bankası gibi cinsiyet eşitliğini ön planda tutan bir kurumda çalışmaya yönlendirdiği için bir kez daha şanslıydım. Bu yüzden meslektaşlarım da destek oldular ve cinsiyetimden dolayı engellerle karşılaştığımı söyleyemem. Bununla birlikte, aile ve kariyer arasındaki dengeyi sağlamanın en zor olduğu zaman genellikle çocuklarınızın küçük olduğu dönemler ve bu benim için de geçerliydi. Anlayışlı bir yöneticiye sahip olmak ise her şeyi değiştiriyor.

Kendi deneyiminize dayanarak sizin alanınızda kariyer yapmayı düşünen kadınlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

İktisat okuyan bir kızım var ve şu anda finans alanında doktora yapıyor, bu yüzden bu soruyu kendime soruyorum ve kolay bir cevabı olduğunu düşünmüyorum. Sevdiğiniz şeyi yapmanın, sıkı çalışmanın ve sebat etmenin önemli olduğuna inanıyorum. Kaçınılmaz olarak aksilikler olacaktır, ancak deneyimlerime göre, başarılı olanlar devam etme tutkusuna ve kararlılığına sahip olanlar.