Bakan Varank, Denizli Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan Teknik Tekstil Merkezinin açılışında yaptığı konuşmada, “Durmak yok, yola devam” sloganı çerçevesinde ülkeye hizmet etmek için karış karış dolaştıklarını ifade etti. Gündemlerinin girişimcilik, katma değer, istihdam olduğunu vurgulayan Varank, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin rol yapmayı beceremeyen oyuncuların oynadığı mağduriyet sosuna bulanmış kötü tiyatro girişimleriyle kaybedecek vakti yok diyor, temel atmalara, büyük açılışlara, proje tanıtımlarına yetişmeye çalışıyoruz. Eminim milletimiz de bizim bu gayretimizi görüyor ve not ediyor inşallah zamanı geldiğinde de doğru tercihleri yaparak bu gayretin gereğini inşallah yerine getirecektir diye düşünüyoruz.”
Küresel rekabet ortamında kalıcı olabilmek için şirketlerin, sektörlerin kendisini sürekli güncellemek ve dönüştürmek mecburiyetinde olduğuna işaret eden Varank, Türkiye’yi bu küresel dönüşüm sürecinin kazananlarından biri yapmak için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi.
Planlı sanayi altyapılarından iş ve yatırım ortamına, AR-GE ve teknoloji ekosisteminden bölgesel kalkınmaya kadar birçok alanda veri odaklı politikalar uyguladıklarını anlatan Varank, şunları ifade etti:
“Bir yandan ulusal kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanarak doğru alanlara yönlendirmeye çalışırken diğer yandan uluslararası finansman kaynaklarından da azami derecede istifade etmeye çalışıyoruz. Bu finansman kaynaklarının başında Avrupa Birliği ile yürüttüğümüz Rekabetçi Sektörler Programı geliyor. Bölgesel rekabet edebilirlik temasıyla birinci dönemini 2018 yılında tamamladığımız bu programla 262 yeni işletmenin kurulmasına KOBİ’lerin kullanımı için yaklaşık 10 milyar liralık bir fon oluşturulmasına vesile olduk. İkinci dönemimizde ise küresel rekabette yenilikçi ürünlerle gücümüzü artırmayı hedefleyerek, programın odağını rekabetçilik ve yenilikçilik olarak belirledik. Bu dönemde 41 farklı projeye yaklaşık 2,5 milyar lira katkı sunacağız.”
Denizli’de tekstil sektörünü odağına alan örnek bir proje olan Teknik Tekstile Dönüşüm Projesi’ni yürüttüklerini belirten Varank, proje şemsiyesi altında birçok başlıkta KOBİ’lerin altyapılarını ve yenilikçilik kapasitesini güçlendireceklerini söyledi.
Bakan Varank, projenin en önemli çıktısının açılışı yapılan Merkez olduğunu dile getirerek, tekstilin milli gelire katkısı, sanayi üretimindeki payı, sağladığı istihdam ve yatırımlar anlamında ülkenin en önde gelen sektörlerinden olduğunu vurguladı.
“İlk 11 ayda 9,5 milyar dolarlık ihracat yaptı”
Tekstil ve hazır giyimde Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin en büyük 3 tedarikçisi arasında yer aldığına dikkati çeken Varank, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz günlerde açıklanan güncel verilere göre tekstilde bir rekora daha imza atarak ilk 11 ayda 9,5 milyar dolarlık ihracat yapmayı başardık. Ancak eski iş yapma alışkanlıklarımız ve ürünlerimizle bu başarıyı da elbette sürdürülebilir kılmamız mümkün değil. Biz tabii tekstil, hazır giyim, konfeksiyon alanlarına gerçekten oldukça önemli yatırımlar yaptık. Firmalarımızın bu alanlarda ileriye gitmesi için onları destekledik. Geldiğimiz noktada en fazla dış ticaret fazlası veren sektörlerden bir tanesi de tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü. Tabii bizim arkadaşlarımızın arasında da ‘tekstili konfeksiyon işlerini artık bırakmamız lazım’ diyenler vardı. Sayın Ali Babacan tekstilcileri toplardı, derdi ki ‘Artık bu sektörlerden çıkın, bu sektörlerde gelecek yok.’ Gemicileri, tersanecileri toplardı derdi ki ‘Siz bu sektörden çıkın, tersaneciliğin geleceği yok.’ ama bugün geldiğimiz noktada tekstil en fazla dış ticaret fazlası verdiğimiz sektörlerden bir tanesi. Avrupa’nın en teknolojik gemilerini kim üretiyor? Türkiye üretiyor.”
Meselelere tek açıdan bakmadıklarını belirten Varank, “Biz 85 milyonluk bir ülkeyiz. Elbette teknolojiye yatırım yapıyoruz. AR-GE’ye yatırım yapıyoruz, katma değerli işlere yatırım yapıyoruz ama insan yoğun işlere de yatırım yapmak, istihdam oluşturmak mecburiyetindeyiz.” dedi.
“Artık fason üretimin bir adım ötesine geçmemiz lazım”
Bakan Varank, gelinen noktanın Türkiye açısından bir başarı olduğunu dile getirerek, “Bunu çok daha ileri noktalara götürmemiz, sürdürülebilirliği sağlamamız lazım. Yenilikçi ve daha kaliteli ürünler çıkarabilen rakiplerimizin sayısı gün geçtikçe artıyor. Ayrıca kullanıcıların ve global markaların ürünlerinden beklentileri de giderek artıyor. Artık fason üretimin bir adım ötesine geçmemiz lazım. Küresel rekabet gücümüzü artırmak için AR-GE ve ileri teknolojiyi birleştiren ürünleri portföyümüze eklememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Pandemi sürecinde teknik tekstilin sektör içinde en hızlı büyüyen segment haline geldiğini söyleyen Varank, teknik tekstil pazarının alt sektörlerle birlikte 160 milyar doları bulan bir ihracat pazarı olduğunun öngörüldüğünü kaydetti.
Varank, Türkiye’nin dünya teknik tekstil ihracatında 2021 yılındaki 2,4 milyar dolarlık performansıyla ilk 20’de yer aldığını ifade ederek, “Ancak Avrupa’nın en büyük tekstil ve konfeksiyon üretim kapasitesine sahip ülkemizin teknik tekstil alanında da daha rekabetçi bir hale gelmesi artık bir tercih değil, bir zorunluluk” dedi.
“Yanmayan eldiven üretildi”
Bakan Varank, rekabetçiliği sadece fiyatta arama döneminin geride kaldığını vurgulayarak şunları kaydetti:
“Yenilikçi, çevreye saygılı, katma değeri daha yüksek üretimle rekabetçiliğimizi sürdürmemiz gerekiyor. Tekstilde teknik tekstil tam da bu anlamda çok önemli bir husus. Teknik tekstil deyince sektörün içinde olmayanlar belki çok hızlı bir şekilde idrak edemeyebilirler ama az önce işte Ticaret Odası Başkanımız bir anlattı, bir örnek üründen bahsetti. Gösterdiği araç sürücü koltuğu, teknik tekstile en güzel örneklerden bir tanesi. Karbon kompozit kumaştan teknolojik bir ürün geliştirmişler. Ben kendilerini gerçekten tebrik ediyorum. Gelirken de firmalarımızın ürünlerine baktık. Yanmayan eldiveni bizzat test ettik. Çakmakla tutuşturduk, alev almadığını gördük. Tabii Togg konusunu elbette ben şirket yöneticisi arkadaşlara ileteceğim. Onlar da böyle yenilikçi ürünlere mutlaka ilgi göstereceklerdir.”