Türkiye’nin cari açık sorunuyla mücadelede en etkin güçlerinden biri olması gereken tarımda, üretime gönül veren girişimci sayısının artması yüzleri güldürüyor. Özellikle yoğun ithalatı olan ürünlerde, yerli üretimin artması hem cari açığın azalmasını, hem de daha kaliteli ve sağlıklı ürünlerin tüketiciyle buluşmasını sağlıyor. Geçen hafta Bursa Karacabey Ovası’nda 550 dönümlük bir arazi üzerinde, işi endüstriyel boyuta taşıyan bir ceviz üreticisi olan WPC Tarım Ürünleri A.Ş’nin davetlisiydim. Bursa’nın hatta Türkiye’nin en büyük tekstil firmalarından biri olan Berteks’in Yönetim Kurulu Başkanı A.Berk Noyan, 2012’de WPC-Walnut markasıyla girdiği ceviz işine, gönül vermiş bir iş adamı. Bugüne kadar bu alanda yaptığı yatırımları ve işi endüstriyel boyuta taşımasının gururunu, bir grup gazeteciyle hasat zamanında paylaşmak isteyen Noyan, bizlere önce 550 dönüm üzerindeki ceviz ağaçlarını tanıttı, ardından da fabrikasını… Yurt dışından getirdiği son model makinelerle, üretimde kaliteyi nasıl artırdığını ve bu alandaki hedeflerini paylaştı bizimle… İşin, küçük ölçekten çıkıp endüstriyel boyuta gelmesi ve kalitenin yükselmesi sevindiriciydi…
Bu yıl 100 ton ürün aldı
Berk Noyan, Amerikan Chandler tipi, yerli ceviz üretiyor. 15 bin 250 mavi sertifikalı fidanı var. Noyan, “Fidanlarımız için, ceviz yetiştirmekte uygulanması gereken tüm etkenleri yerine getirdik. Otomasyona uygun, düz alan, verimli ve homojen toprağı seçerken kil ve kireç olmaması gerektiğini de unutmadık. Şiddetli sıcak ve soğuklara karşı hassas olan cevizin, nasıl bir toprakta yetişmesi gerektiğini çok iyi araştırdık” diyor. Walnut markasıyla pazara giriş yapan ve internet üzerinden Türkiye geneline satış yapmaya başlayan Berk Noyan, özellikle Bursa’da büyük şarküterilerde ve kuruyemişçilerde etkin olduklarını söylüyor. Noyan, hem perakende kanalını hem de online satış tarafını büyütmeyi hedefliyor. Bu yıl 100 ton ürün elde etmiş, ama hedef kısa sürede 300 tona çıkmak. Berk Noyan’a ihracat hedefleri olup olmadığını sorduğumuzda ise, “Özellikle Avrupa ülkelerine, ağırlıklı olarak Almanya’ya odaklanmış durumdayız. Avrupa ülkelerinden talep alıyoruz. Önümüzdeki yıl ihracata sıcak bakıyoruz” diyor. Peki, ceviz işi karlı mı? Türkiye’de yerli üretim ne durumda? Hazır, bir ceviz çiftliğinin ortasındayken, aklımızdaki bütün soruları soruyoruz Berk Noyan’a, kendisi de bu işe gönül veren bir girişimci ve hatta 2020’de kurulmasına öncülük ettiği, halen üyesi olduğu Ceviz Üreticileri Birliği adına cevaplıyor sorularımızı…
Tüketim çok, üretim az!
Yıllık 150 bin ton ceviz tüketimiyle dünya sıralamasında ilk üçte olan Türkiye, cevizin ana yurdu olmasına rağmen tükettiği cevizin sadece 3’te 1’ini üretiyor. ABD, Şili ve Çin olmak üzere pek çok ülkeden yılda 250 milyon doları bulan ceviz ithalatı yapıyoruz. Noyan, “Son 15 sene içerisinde verilen onca desteğe rağmen, ekonomik ölçekten küçük verimsiz işletmeler, bilgi eksikliği, yanlış fidan ve arazi seçimleri nedeniyle üretimimiz yeteri kadar artmıyor” diyor. Cevizde tazelik son derece önemli. “Biz yerli üreticiler olarak cevizi tarladan sofraya en kısa zamanda ulaştırıyoruz. Ama Şili, ABD ve Çin’den gelmesi aylar sürüyor ve nakliye esnasında ürünlere birtakım koruyucular uyguluyorlar” diyen Noyan, Türkiye’de yerli üreticilerin kurutma işlemini daha yavaş yaptığını, bunun da yerli cevizin daha lezzetli olmasını sağladığına işaret ediyor.
100 civarında endüstriyel üretici var
Noyan’ın belirttiğine göre, Türkiye’de tam olarak kaç ceviz üreticisi olduğuna dair bilgiler net değil. Noyan, “İrili ufaklı çok sayıda üretici olduğu biliniyor, ancak kapama dediğimiz endüstriyel tarzda organize ceviz bahçesi olan üretici sayısının yaklaşık 100 civarı olduğunu tahmin ediyoruz” diyor. Bir ceviz ağacı yaklaşık 4. yılından itibaren ürün vermeye başlıyor ve verim olarak en üst seviyeye ulaşması 8-9 yıl sürüyor. Noyan, “Buna, bahçeyle entegre tesisini de eklersek yatırımın geri dönüşü 13-14 yılı bulabiliyor. Oldukça uzun ve meşakkatli bir süreç. Ama biz Walnut olarak bu konuya çok hassas yaklaşıyoruz. Ürün kalitemiz, üretim şeklimiz hep yurt dışından destek alarak oluşturduğumuz modeller üzerine kurulu” diyor.
‘Toptancı, işe fiyat odaklı bakıyor’
Amerikan cevizi olarak bilinen Chandler’ın, dünyada en çok tercih edilen ceviz sıralamasında ilk sırada yer aldığı belirtiliyor. Noyan, “Chandler, ince kabukları, yüksek iç ceviz oranı ve açık rengi ile Kaliforniya Bölgesi’nde yoğun olarak dikilen ve dünyaca kabul görmüş bir cevizdir” diyor. Walnut tesislerindeki makineler, cevizleri birçok aşamada gramaj kontrolüne sokuyor, içi boş olanlar ayrılıyor. Berk Noyan, “Bu konuda iddialıyız. Cevizlerimizin yüzde 99 oranında içi doludur” diyor. Noyan, işin satış boyutunda yaşadığı bazı sıkıntıları ise şöyle anlatıyor: “Toptancı arıyor, diyor ki, ‘Kaç para?’. İlk sorusu bu. Ama hangi kalibrede, hangi nem oranında, hangi tip ceviz gibi soruları sormuyor. Diyor ki, ‘ seninki 3 lira pahalı’. Ben de soruyorum, ‘Siz aldığınız cevizin nemini biliyor musunuz?’ Çünkü kabuklu cevizde nemi yüzde 8’de tutmazsanız, o malı 8 ay bekletemezsiniz, küflenir. Türkiye’de de ufak ufak üreticiler olduğu için, cevizler fabrika ortamında kurutulmadığı için, tam anlamıyla kurumuyor. O zaman malı yüzde 5-10 nemli alıyor toptancı, satana kadar yüzde 10 malı eriyor zaten, farkında olmuyor. Dolayısıyla piyasada bir kalite sorunu var.”
Özge Yavuz – Dünya