Toplum olarak hepimiz ihtiyaçlarımızı gidermek için neredeyse her gün, her saat alışveriş yapmak durumundayız. Bunun nedeni insanlar, yaşadığı müddetçe birtakım ihtiyaçları karşılamak durumundadır.
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere ihtiyaçlar da belli derecelerde gruplanarak karşılanır. Hepimiz en iyi arabaya binmek isteriz ama kısaca ondan önce gelen ihtiyaçlarımız söz konusu ise arabaya sıra daha sonra gelecektir.
Günümüzde alışveriş dünyasına bir göz atalım;
Bugünlerde Covid yasaklarından dolayı pek gezemesek de vitrinlere, marketlere baktığımızda aşağıdaki ifadelerle karşılaşmak durumundayız.
*Kapatıyoruz
*İki alana bir bedava
*%30+20 indirim.
*%50 indirim
*Etiketlerde 200 TL yerine 199 TL.
*Semt pazarlarında 5 TL ye satılan sebzenin etiketinde büyük bir 4 rakamının yanında küçük bir 99 rakamı görüyoruz.
Bütün bunlar tüketicide algı yaratarak satın alma içgüdüsünü öne çıkarmak ve tüketiciyi alışverişe zorlamak amacıyla yapılmaktadır. Etiketler sürekli olarak gözümüzü aldatır. Örneğin 1000 TL lik bir ceketin üstü çizili 1000 TL ve altında 750 TL gördüğümüzde buna inanmak tabii ki isteriz. Ancak bu indirimden önceki 1000 TL lik fiyat acaba doğru mu diye tereddüt içinde oluruz. Bunu anlamanın tek yolu satıcıya indirimden önce 1000 TL ye ceket sattığının belgesini istemekten geçer. Eğer satıcı bunu ispatlayabiliyorsa indirim doğrudur. Âmâ aksi taktirde etiket doğruluktan uzaklaşır.
Bir başka konu da çoğumuz %50+20 indirimi %70 olarak algılarız. Hâlbuki 100 TL fiyatı olan bir ürünün indirimli fiyatı 100x%50=50-(50x%20=40) =60 TL dir. Yani indirim tutarı %70 değil, %60 tır.
Etiketlerde tam fiyat yerine virgülden sonra iki basamaklı fiyat yazmak da ucuz algı yaratmak için kullanılan bir yöntemdir.3,00 TL tüketicinin gözünde yüksek gelirken 2,90 TL daha ucuz gibi algılanır.
Diğer taraftan iki alana bir bedava, bir ürün alana yanında başka bir ürün bedava şeklinde satışlar da gündemde yerini alıyor. Burada da önemli olan asıl ürünün fiyatının doğru olup olmadığıdır. Örneğin bir deterjanın yanında toz bezi bedava ve fiyatı 15 TL olduğunu varsayalım. Biz deterjanın fiyatının 15 TL ve bezin bedava olduğunu kabul ederek satın alırız. Ancak. Deterjanın fiyatı 15 TL olduğunu nereden anlayacağız? Deterjanın fiyatı 13 TL olup bezin fiyatı da 2 TL olabilir mi? Bunu anlamak için ise başka marketlerle fiyat mukayesesi yapmamız gerekecektir. Komedi sanatçısı merhum Levent Kırca kampanyaları konu alan bir skeçte gazetecinin önünden geçerken gazete alana tost bedava yazısını görür ve satıcıdan bir tost ister. Satıcı gazete ile birlikte tostu uzatınca “gazete kalsın” cevabını verir.
İlginç bir örnek de kapatıyoruz etiketi ile ilgili olsun. Ege kıyılarında bir mağaza kapatıyoruz diye tabela asarak indirimli satış yaptığı algısını yaratmak istemiş. Fakat aradan 1-2 sezon geçmesine rağmen aynı tabela aynı mağazada asılı duruyormuş. Bunu dikkatle izleyen bir vatandaşımız mağaza yetkililerine merakını gidermek için durumu anlatarak sorduğunda aldığı cevap: Bizim mağazamızın adı kapatıyoruz olmuş.
Marketlerde bir de kule satışları denilen bir malın çok miktarda kule şeklinde istif ederek tüketicinin gözüne sokma alışkanlığı mevcuttur. İhtiyaç olmasa da bazı tüketiciler ucuz olduğunu düşünerek bu üründen satın alırlar. Bir de marketlerde bugün Zeytinyağı %15 indirimli gibi ifadelerle karşılaşırız. Doğruluk derecesini bilemeyiz. Baklagillerde ise durum tamamen farklı bir özellikle karşımıza çıkar. Örneğin normal fiyatı 20 TL olan pirinç 18 TL etiket taşımaktadır. Bizler de ucuz diye satın alıp eve geldiğimizde ambalajındaki 900 gr. Etiketini okuyunca şaşırırız. Hâlbuki 1 kg. Olarak aldığımız gerçektir. Bazen bazı marketlerde her gün bir malda indirim yapılır. Bunun sebebi alışveriş alışkanlığımızdan dolayı sadece o ürünü almayacağımız, yanında birkaç ürün daha alacağımız hesabı yapılarak bu tür işlemlere başvurulur. İndirimli satışlarda bir başka dikkat edilecek konu da indirimi yapılacak malın raf ömrüdür. Son kullanma tarihi geçmese de çok az kalmış ürünleri için bu yöntem uygulanabilir. Bu sebeple aldığımız ürün veya ürünlerin son kullanma tarihini kontrol etmeliyiz.
Bir de bazı mağazalarda fabrika satış merkezi tabelasını okuduğumuzda hemen girip alışverişe başlarız. Fabrika satış mağazası gerçek olabilir ama fiyatları fabrika fiyatı mı yoksa perakende fiyatı mı sorgulamak durumunda kalırız.
Toplum olarak alışverişi çok seven bir yapıya sahibiz. Kredi kartları kullanımında sınır tanımıyoruz. Alırken kredi kartı kullandığımız için sanki bedava gibi gelen alışverişler ödeme zorluğu içine düşürebilir. Bir de bizler indirimleri görünce ihtiyaç olsun veya olmasın mutlaka gereğinden fazla alırız ve bir kısmı boşa gider. Dolayısıyla ihtiyaç dahilinde satın alma yapmak her zaman uygun olacaktır.
Ülkemizde tüketici haklarını korumak için 6502 sayılı kanun yürürlüktedir. Ayrıca tüketici hakem heyeti il ve ilçelerde ihtilaf durumunda yetkilidir.
İndirimli ve uygun alışverişler dilerim.
Saygılarımla
ZAFER ÖZCİVAN