Beşerî sermaye, üretim sürecine katılan işgücüne ait olan ve diğer üretim faktörlerinin daha verimli ve etkin kullanılmasına imkân sağlayan bilgi, beceri, tecrübe ve dinamizm gibi pozitif değerlerin bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Ekonomik büyüme sürecinin sağlıklı ve istikrarlı bir yapıya kavuşmasında iyi yetişmiş ve üretken işgücünden oluşan beşerî sermaye büyük önem taşımaktadır. İçinde bulunduğumuz bilgi toplumu çağında beşerî sermaye, gerek üretimde kullanılan fiziki sermaye ve doğal kaynaklar gibi faktörlerin daha verimli değerlendirilebilmesi; gerekse de yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve rasyonel bir şekilde kullanılmasına imkân sağlaması bakımından kritik önem taşımaktadır.
Beşerî sermayenin bölgeler arasında eşitsiz dağılımı, bölgelerin ekonomik performanslarında farklılıklara yol açarak bölgeler arası gelişmişlik farklarının derinleşmesine neden olmaktadır. Bu eşitsiz dağılım, bölgeler arası sektörel katma değer ile kişi başına düşen gelirin farklılaşması üzerinde de önemli etkiye sahiptir. Bölgelerde işgücünün niteliğinin iyileştirilmesi, işletmelerin gereksinim duyduğu değişen şartlara uyum sağlayan bir işgücü piyasasının varlığını, kamu ve özel sektördeki verimlilik artışını ve bölgesel gelişmede stratejik önem arz eden bilgiye dayalı, yaratıcı sektörlerin oluşmasını beraberinde getirmektedir. Ayrıca bölgenin ihtiyaçlarına göre şekillenen bir işgücü piyasası daha çok işletmenin bölgeye çekilmesinde de önemli rol oynamaktadır.
Dolayısıyla, bölgenin potansiyelini arttıracak, yaratılan bilgi akışının üretime dönüşmesini sağlayacak şekilde insanı odağına alan beşerî ve sosyal sermayenin niteliğinin ve niceliğinin geliştirilmesi bölgesel kalkınma hedefleri açısından kritik öneme sahiptir. Buna yönelik alınacak tedbirler, eğitimin yanı sıra, sağlık, nüfus, göç, istihdam, işgücü hareketliliği, yoksulluk, ücretler, girişimcilik gibi çok farklı sektör ve politika alanlarını da etkileyecek niteliktedir.
Ülkemizde kalkınma ajansları tarafından beşeri sermayenin geliştirilmesine yönelik çalışmalar; eğitim ve sağlık hizmetlerinin altyapısının geliştirilmesi, nitelikli işgücünün istihdamını teşvik edici tedbirlerin alınması, yükseköğrenim ve mesleki eğitim kurumlarının kapasitesinin işgücü piyasasının gerekliliklerine cevap verecek biçimde artırılması, işgücü becerisinin ve öncelikli sektörlerin geliştirilmesini sağlayacak biçimde mesleki eğitim-üniversite ilişkisinin güçlendirilmesi, ekonomik-sosyal hayata entegrasyon ve sosyal uyumun sağlanmasına yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, ortak çalışma kültürüne dayanan bölgesel ve yerel işbirliği kurumlarının fiziki, sosyal, beşeri ve kurumsal altyapısının geliştirilmesi ve iyi yönetişim modellerinin tasarlanması yoluyla yerel kurumsal yapıların güçlendirilmesi hedefleri doğrultusunda yürütülmektedir.
(Yukarıdaki bilgileri https://ka.gov.tr/sayfalar/beseri-sermaye–35 adresinden aldım.)
TÜİK tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan 2018-2022 yılları arası İl seviyesinde beşerî kalkınma endeksi verileri aşağıdaki gibidir.
Bir ülkenin iktisadi kalkınma sürecinde, fiziki sermaye kadar beşerî sermaye yeterliliği de ehemmiyet arz etmektedir. De kalkınma endeksi de bu minvalde, ülkelerin beşerî sermaye yeterliliklerinin tespit edilebilmesi maksadı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hesaplanmaktadır. Endeks; yaşam beklentisi, eğitim ve gelir olmak üzere üç alt bileşenden oluşmaktadır.
Beşerî kalkınma endeksi, 0 ile 1 arasında bir değer almakta olup, endeksin 0,8 ve üzerinde olması “çok yüksek beşerî kalkınma” seviyesini, 0,7 ile 0,8 arasında olması “yüksek beşerî kalkınma” seviyesini, 0,55’in altında olması ise ilgili ülkenin “düşük beşerî kalkınma” seviyesinde yer aldığını göstermektedir.

Ülkemize ait beşerî kalkınma endeks değerleri, günümüze kadar UNDP tarafından ülke düzeyinde üretilmekteydi. Ortalama eğitim süresi ve muhtemel eğitim süresi göstergelerinin ilk kez 2023 yılında Kurumumuz tarafından yayımlanması sayesinde, beşerî kalkınma endeksi ülkemiz tarafından üretilebilir hale gelmiştir. Söz konusu endeks milli politikalara da yön verebilmesi amacıyla ilk kez bu haber bülteni ile ülke seviyesinin yanı sıra il seviyesinde de resmi istatistik olarak yayımlanmaktadır.
Beşerî kalkınma endeksi 2022 yılında 0,854 oldu.
Beşerî kalkınma endeksi, 2018 yılında 0,844 iken 2022 yılında 2018’e göre %1,1 artarak 0,854 oldu. Bu değere göre Türkiye, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından belirlenen sınırlara göre “Çok Yüksek Gelişmişlik” seviyesindeki ülkeler grubunda yer aldı. Bu endeksin alt bileşenleri olan yaşam beklentisi endeksi 2022 yılında 2018’e göre %2,2 azalarak 0,882 olurken, eğitim endeksi ve gelir endeksi sırasıyla %3,0 ve %2,6 artışla 0,807 ve 0,875 oldu.
Beşerî kalkınma endeksinin en yüksek olduğu il Ankara oldu
2022 yılında il düzeyinde en yüksek beşerî kalkınma endeksine sahip il, 0,891 ile Ankara oldu. Bu ili, 0,886 ile İstanbul ve Kocaeli, 0,870 ile İzmir ve 0,867 ile Muğla izledi. Beşerî kalkınma endeksi en düşük olan il 0,748 ile Ağrı olurken, bu ili Şanlıurfa, Van, Muş ve Bitlis izledi.
Beşerî kalkınma endeksinin son 5 yılda en çok arttığı il %4,1 ile Kilis oldu
Beşerî kalkınma endeksinin 2018-2022 yılları arasında en çok artış gösterdiği ilk beş il sırasıyla %4,1 ile Kilis, %4,0 ile Şırnak, %3,9 ile Çankırı ve Hakkâri ve %3,8 ile Ağrı oldu. Aynı dönemde, beşerî kalkınma endeksinin düşüş gösterdiği iller sırasıyla %0,2 ile Trabzon, %0,1 ile Ordu, %0,03 ile Rize ve %0,02 ile Karabük oldu.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar