Amerikan merkez bankası (FED) geçtiğimiz günlerde yaptığı toplantıda beklenene paralel olarak %5,5 olan politika faizini sabit tuttu. ABD de %5,5 olan politika faiz oranı 23 yılın en yüksek seviyesi olarak biliniyor. Piyasaların beklentisi de FED in faiz kararını sabit tutacağı yönündeydi ve beklendiği şekilde faizler sabit kaldı. Temmuz 2023’den bu yana FED faizleri sabit tutmaktadır ve istikrarlı gidişi sürdürmektedir. ABD de yüksek enflasyon karşısında 2022 yılından bu yana 11 faiz artışları gerçekleştiren FED ve faiz oranını 525 baz puan attırmıştır.2022 yılında yüksek denilen enflasyon oranı ise %3,7 dir ve bu oranın bizde 30 olsa halimize şükredeceğiz ve başarılı bir ekonomi yönetiminden bahsedeceğiz ama maalesef gerçek hayatta %100 ün üzerinde olan yıllık TÜFE oranımız TÜİK verilerine göre %71 seviyesindedir. Orta vadeli planda ise 2024 yıl sonu hedefinin %38-42 aralığında olması öngörülmektedir. Ancak hedefin tu tutturulması da epeyce zor gözüküyor.
Konu ister istemez bizim pozisyonumuzla mukayeseye geliyor. ABD’nin 23 yıldan bu yana uyguladıkları en yüksek politika faiz oranı %5,5 imiş. Buradan da anlaşılacağı üzere sağlam bir ekonomik yapısı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bizde ise son dört ay hariç Eylül 2021’den bu yana politika faizi her ay değişiyor ve başta iş dünyası olmak üzere tüm tasarruf sahipleri bırakın uzun vadeli plan, yatırım yapmayı, proje üretmeyi yarını bile göremiyor. Çünkü sık sık değişen parametreler yüzünden yerli ve yabancı yatırımcılar zor karar verme süreci yaşamaktalar ve ekonomimiz için bir güven unsuru kalmıyor.
FED yetkilileri tarafından yapılan açıklamada istihdamın yavaşladığı, işsizlik oranının da düşük olduğu vurgulandı. Ve istihdam ve enflasyon hedeflerine ulaşılmasında risklerin daha azaldığı daha net bir dengeye doğru ilerlediği ifade edildi. Yapılan açıklamada %3 civarında olan yıllık enflasyonun %2 ye çekilmesi konusunda net belirtiler oluncaya kadar faiz indiriminin yapılmayacağı ifade edildi. ABD merkez bankasının kararlı ve net tutumu karşısında gene bizim pozisyonumuza bakmak gerekirse %1 oranında olan enflasyon fazlası onları ne kadar rahatsız etmiş olmalı ki net kararlar alıyorlar. Ayrıca enflasyon hedefi olan %2 ye doğru gerilediği fakat fiyatların bu gerilemeye rağmen yüksek olduğu bildirildi.
Politika faizi, enflasyon oranının %5 üzerinde olduğundan daha fazla yükseltmenin iş dünyasına zarar vereceği düşüncesi ile olsa gerek yükselmesine izin vermemiş olabilirler. Çünkü iş dünyasını baz alacak olursak faizlerin yükselmesi işletmeleri olumsuz etkileyecektir. Mevcut varlıklar, ekonomiye değil faiz yatırımına yönelecektir. Bu bağlamda enflasyonu %2 ye düşürebilmek için bizde olduğu gibi sıkılaştırılmış para politikası izleyeceklerini belirttiler. Finansal gelişmelere göre de sıkılaştırmanın boyutları hakkında karar vereceklerini bildirdiler.
ABD’de yıllık tüketici enflasyonu enflasyon, geçen yıl haziranda yıllık bazda yüzde 9 ile 1981’den itibaren en yüksek seviyeyi görmesinin ardından haziranda yüzde 3’e gerilemişti ancak eylülde yüzde 3,7’ye yükseldi. Çekirdek enflasyon da eylülde yüzde 4,1’e gerilemişti.
POWELL’DAN AÇIKLAMALAR
Karar sonrası Fed Başkanı Jerome Powell kameralar karşısına geçip açıklamalarda bulundu. Powell’ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
* Tüketici harcamalarında büyüme güçlü olmaya devam ediyor, ancak yavaşladı.
* Politika faizimizi düşürmeye doğru gidiyoruz ancak henüz o noktaya varmış değiliz. O yüzden temmuzda faizi indirmedik.
* Biz eylül dahil gelecekteki toplantılara dair bir karar almıyoruz. Komitemiz genel olarak ekonominin politika faizini düşürmemizi sağlayacak bir yöne gittiğini düşünüyor. Veri tabanlı gidiriyoruz.
* Eğer enflasyon beklentimize paralel gider ve büyüme güçlü kalır, işgücü piyasası tutarlı bir şekilde ilerlerse eylülde faiz indirimi gündeme gelebilir. Enflasyon yapışkan kalmaya devam ederse ona göre karar veririz.
* Enflasyon, istihdam ve risklerin dengelenmesi işin içinde. Eğer enflasyon hayal kırıklığı yaratır ise bunu değerlendiririz.
* Bu yıl sıfır faiz indiriminden, birçok indirime kadar senaryoları hayal edebiliyorum, bu ekonominin nasıl gelişeceğine bağlı olacak.
Powel’in açıklamalarını değerlendirdiğimizde ekonomik olarak her faktörün ayrı ayrı değerlendirileceği ve alınacak kararlarda baz etkisi yaratacağı aşikardır. Yani her konu ekonomi biliminin gereklerine, kurallarına göre değerlendirilerek karar verilmektedir. Ekonomik dengenin bozulmamasına iş dünyasının beklentilerinin göz önüne alınmasına, halkın harcama eğilimlerine kısaca veri tabanlı bir çalışma ile sonuca gitmeyi prensip edinmişler ve gereği de budur. Çünkü ekonomi, entegre çalışan bir sistemdir ve faktörlerden birine dokunduğunuz zaman bir diğeri tepki verecektir ve denge bozulacaktır. (Aynen bizde olduğu gibi) yani ben yaptım oldu, nas vb. faktörler geçerli değildir. Ekonomik göstergeler ve beklentiler dikkate alınarak ileriye dönük faiz kararı alınacağı belirtilmektedir. Örneğin yukarına açıklamalarda olduğu gibi” enflasyon hayal kırıklığı yaratırsa bunu değerlendiririz” denilmektedir.
Karar sonrası piyasalarda yaşananlar ise aşağıdaki şekilde gerçekleşti.
Karar öncesinde enflasyonun beklentilerin altında kalması üzerine gün içinde 2 bin 429 doları gören ons altın, 2 bin 422 dolara düşerek sınırlı geriledi.
Fed kararları sonrası ABD 10 yıl vadeli Hazine tahvili faizi yüzde 4,12’ye yükseldi.
Fed kararları sonrası Euro/dolar paritesi 1,08’den işlem gördü. Dolar endeksi yüzde 104,3’e sınırlı yükseldi.
Karar sonrası Bitcoin’de 66 bin 600 dolardan 66 bin 380 dolara düştü.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar