Konferansa katılan Irak, Türkiye, Ürdün, Fransa, Mısır, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Bahreyn ve İran, ilk konferansın sonuçları üzerinde çalışmaları sürdürmenin yanı sıra bir dizi konu için Irak’la işbirliğini teyit etti.
Güven ve istikrarının yanı sıra egemenlik, demokratik süreç ve anayasal çalışmalarını desteklemek üzere Irak’la işbirliğini teyit eden katılımcı ülkeler, bölgesel anlaşmazlıkların çözümü için diyaloğu tercih etme yönündeki çabaları da destekleme konusunda mutabık kaldı.
Irak’ın üstlenebileceği arabuluculuk rolü
Söz konusu ülkeler aynı zamanda terör ve radikalizmle mücadelenin yanı sıra Irak devletinin kurumları üzerindeki kontrolünü yeniden sağlama, 2014-2018 yıllarında terör örgütü DEAŞ’la savaş sebebiyle meydana gelen yıkımın yeniden imarı için Irak hükümetine desteklerini teyit etti.
Konferansta aynı zamanda Irak’ın bölgesel ve uluslararası çekişmelerden uzak tutulması vurgulanırken, ülke topraklarının komşularına karşı saldırıların kaynağı olmamasına dikkat çekildi.
Irak, İran ile Suudi Arabistan arasındaki coğrafi konumu, İran Devrim Muhafızları’nın hem Suriye hem Lübnan’daki faaliyetlerine koridor görevi görmesi ve Bağdat’ta yönetimde etkili olan İran yanlısı Şii silahlı grupların Suudi Arabistan’ın güvenliğine karşı tehdit olmaları gibi faktörleri yatırım aracına dönüştürmek istiyor.
Söz konusu faktörler ile diğer bazı etkenler, Irak’ı Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilimde etkin hale getirebiliyor. Dolayısıyla Irak, her iki ülkeden gelen mesajlardan da anlaşılacağı üzere Suudi Arabistan ile İran bakış açılarını yakınlaştırma rolünü üstlenme veya iki ülke arasındaki gerilimin azalmasını sağlayabilir. Arap ülkeleri özellikle Suudi Arabistan, sık sık İran rejimini Orta Doğu’da Şii nüfuzunu yayma, Irak, Yemen, Suriye ve Lübnan gibi bölge ülkelerinin iç işlerine karışmakla suçluyor; Tahran ise bu iddiaları reddediyor.
Buarada Bağdat yönetimi, İran’a bağlı siyasi hareketler ve silahlı güçlerin dayattığı İran politikaları çemberinden çıkamayacağına dair hakim görüşü yıkmaya çalışıyor.
İran, Iraklı silahlı Şii grupların ve Tahran yönetimine yakın siyasi partilerin Irak Meclisinde bulunması yoluyla bu ülkenin güvenlik, ekonomik ve siyasi kararlarının önemli bir bölümünü kontrolü altında tutuyor.