Bakan Mustafa Varank, İzmir’de 9’uncusu yapılan Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’ne katıldı. Zirvede; Bakan Varank’ın yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, üniversite rektörleri ile oda başkanları da yer aldı. Burada konuşan Bakan Varank, “İstanbul’da, Ankara’da belediyelerin öncü olduğu çalışmalar var. Zaman zaman Ar-Ge ve inovasyondan bahsettiğimizde siyasi birtakım eleştiriler geliyor. Diyorlar ki; ‘Siz sadece kendi belediyelerinizle, tırnak içinde söylüyorum ‘Kendi yandaşlarınızla çalışıyorsunuz.’ Emin olun; bu eleştirilerin tamamı haksız, gerçekle de alakası olmayan eleştiriler. Şehirde kuluçka merkezlerinden ilk örneklerden biri, Ankara’da gerçekleştirildi. Paydaşı ise Ankara Büyükşehir Belediyesi. Hangi partili, Cumhuriyet Halk Partili. Demek ki; siyasi parti ayrımı gözetmiyoruz, bunu dile getiriyoruz. Keşke bu ekosistemi daha yakından takip etseler. Tunç Soyer’i davet ettik, keşke bugün bu toplantıya gelseydi; bunları dinleseydi. O da bir CHP’li belediye olarak Ar-Ge ve inovasyon alanında neler yapıldığını duysaydı. Fakat çalışmaya, gayret etmeye devam edeceğiz. Bu ülkede taş üstüne taş koyan kim varsa, bilsin ki; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onların yol arkadaşıdır. Kimsenin çekinmesine gerek yok. Onlarla yolda yürümeye devam edeceğiz” dedi.
‘YÜKSEK TEKNOLOJİYİ GÖRMEK İÇİN TÜRKİYE’Yİ GEZMEK YETERLİ’
Ar-Ge ve tasarım merkezlerinden söz eden Bakan Varank, “TBMM’ye her gittiğimizde muhalefet milletvekillerimiz bize ‘Yüksek teknoloji nerede?’ diye soruyor. Bu sorunun cevabını Kılıçdaroğlu verdi. Kendi düzenlediği vizyon toplantısına neden katılmadığı sorulunca dedi ki; ‘Bizim milletimiz teknolojiyi de bir görsün. Oturduğum yerden Amerika’yı izliyorum.’ Sayın Kılıçdaroğlu’nun yüksek teknoloji vizyonu bu cümlelerdeydi. Oturduğu yerden Amerika’yı izlemek. Bizim için ‘Yüksek teknoloji nedir?’ sorusunun cevabı aslında çok net. Yüksek teknoloji burada, bu paydaşların üretiminde. Yüksek teknoloji, Türkiye’nin dört bir tarafındaki 97 teknoparkta sayıları 1567’ye ulaşan Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde faaliyet gösteren 11 binin üzerindeki firmada. Bu firmalarda yürütülen yapay zeka, biyoteknoloji, nesnelerin interneti, robotik nanoteknoloji gibi projelerde ve buradaki başarı hikayelerinde çok yoğun bir şekilde yüksek teknolojiyi görebiliyoruz. Görmekle de kalmıyoruz. Yüksek teknolojiyi üreten bir Türkiye’de hamdolsun yaşayabiliyoruz. Bunları görmek için New York’a, Londra’ya, Almanya’ya gitmeye gerek yok. Türkiye’yi gezmek yeterli. Ya da gelip bu toplantıya katılmak yeterli. Buradaki paydaşlarımızın her biri yüksek teknolojili alanda, inovasyon alanında çalışmalar yaparak hem kendileri kazanıyorlar hem de Türkiye’ye kazandırıyorlar” diye konuştu.
‘AR-GE VE İNOVASYON KALKINMANIN DA REFAHIN DA ANAHTARIDIR’
Ar-Ge ve inovasyonu kalkınmanın ve refahın anahtarı olarak gördüğünü ifade eden Varank, şöyle konuştu:
“Hedefimiz; teknolojiyi ithal eden Türkiye’den yüksek teknoloji üretim yapısına sahip bir Türkiye’ye geçiş yapabilmek. Son yıllarda katma değerli ürünlerde ve yüksek teknoloji üretiminde oldukça önemli bir ivme yakaladık. Ancak bu ivmenin devam edebilmesi için ekosistemdeki bütün aktörlere büyük sorumluluklar düşüyor. Bu aktörlerin başında da teknoparklar geliyor. Teknoparklarımız Türkiye’nin yenilikçi ve bilgi temelli gelişiminde önemli roller üstleniyor. Bilgi ticari ürüne dönüşüyor. Geçtiğimiz aylarda Hacettepe Teknopark’ı ziyaret etmiştim. Orada genç bir kardeşimizle tanıştım. Bu genç kardeşimiz, 8 kişilik ekibiyle geliştirdiği oyunu 200 milyon dolara ABD’ye sattı. Bu satışla Ankara’daki vergi rekortmenlerinden biri haline geldi. Arkadaşlarımızın mütevaziliği, ortaya koydukları başarı gerçekten etkileyiciydi. Türkiye’nin yeni ekonomi modelinde teknoloji tabanlı şirketler başat aktörler olacaklar.”
‘EN ÖNEMLİ OYUNCULAR AR-GE VE TASARIM MERKEZLERİMİZ’
Türkiye’de unicorn sayısının 6’ya ulaştığını bildiren Bakan Varank, “Şu anda ülkemizden çıkan unicorn’ların sayısı 6’ya ulaştı. Bizim hedefimiz; bu sayıları yukarı taşıyabilmek. Dün Turcorn 100 Programı’nın lansmanını gerçekleştirdik. Bu program ile küresel hedefleri olan ölçeklendirme aşamasındaki unicorn veya Turcorn adaylarına, ihtiyaçlarına özel şekilde destekler vereceğiz. Bu girişimlere tanıtım, alan bazlı danışmanlık, iş ağlarında finansal kaynaklara erişim destekleri sunacağız. Bu sinerji gerçekten ülkemize büyük bir katkı sağlıyor. Teknopark yönetimlerinden de bir beklentimizin altını çizmek istiyorum. Onların da teknoloji girişimciliği üzerinde titreyerek, durmaları gerekiyor. Artık gelecek de refah da dünya ekonomisinin geçeceği yer de buradan geçiyor. Teknoparklarımız da bu işi çok güzel bir şekilde yapıyor. Bu ekosistemdeki en önemli oyunculardan bir tanesi de Ar-Ge ve tasarım merkezlerimiz. Bu sayılar sayesinde yüksek teknolojiye dayalı, yüksek kalite ve standartlarda, özgün ürünlerin geliştirilmesini sağlıyor, nitelikli iş gücünü arttırmanın yollarına bakıyoruz. Yalnızca ihracat değil; mesela Togg’un pek çok bileşeninde Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin imzası var. İnşallah bu merkezlerimizde başarı örneklerinin sayısı giderek artacak. Kamu olarak teşviklerle, düzenleyici politikalarla teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin yetkinliğinin arttırılmasında önemli bir rol oynuyoruz. Bugüne kadar teknoparklarımıza altyapı, idare binası ve kuluçka merkezi desteği olarak, geri ödemesiz şekilde güncel rakamlarla yaklaşık 2,4 milyar lira kaynak aktardık. Ar-Ge merkezlerimizin bugüne kadar yararlandığı teşvik ve muafiyetlerin tutarı; 36 milyar liraya, tasarım merkezlerinin ise 1,5 milyar liraya yaklaştı. Son dönemde yaptığımız değişikliklerle kuluçka merkezlerinin teknoparklar dışında faaliyet göstermesinin önünü açtık. Şu anda 4 tane kuluçka merkezi kurulumu gerçekleşti” dedi.
‘YATIRIMLAR 600 MİLYON LİRAYLA KALMAYACAK’
Destek ve muafiyetlerin süresinin 2028 yılına kadar uzatıldığını belirten Bakan Varank, şöyle devam etti:
“Yaptığımız düzenleme ile Ar-Ge teşviklerinden istifade eden büyük ölçekli firmalar, kendi elde ettikleri kazancın bir kısmını artık girişim sermayesi fonlarına aktarmakla yükümlüler ya da bizzat kendileri girişimlere yatırım yapabilir. Bu sene itibarıyla de bu rakamın 600 milyon lirayı bulacağını öngörüyoruz. Yatırımlar sadece 600 milyon lirayla kalmayacak. Bunların oluşturacağı etkilerin milyar liraya ulaşması mümkün. Bu yaptığımız değişikliğin de geri dönüşlerini almaya başladık. Özel sektörün Ar-Ge ve inovasyon kabiliyetlerini geliştiren altyapılarımızın sayısını her geçen gün arttırıyoruz. Buralarda ülkemizi, ‘Türkiye Yüzyılı’na taşıyacak önemli projeler yürütülüyor. Başarı hikayeleri ortaya çıkıyor. Bu başarı hikayelerinin gerçekleşmesi için girişimcilerimiz büyük bir özveri gösteriyor. Bu çabayı ödüllendirmezsek elbette olmaz. Bu ülkede taş üstüne taş koyan firmalarımızı, teknoparklarımızı bir nebze olsun motive edebilmek için ödül törenimizi her sene düzenlemeye devam ediyoruz. Dinamik bir endeksimiz mevcut. Objektif ve bilimsel yöntemlerle hazırladığımız bu endekste çeşitli kategorilerde sıralamalar yapıyoruz.”
‘DESTEKLERİMİZİ İZMİR’E VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Ödül töreninde sıralamalarda ilk üçe girenlere ödüllerinin takdim edileceğini bildiren Varank, “Bugün de Ar-Ge ve tasarım merkezleri için 10 kategoride 30 ödül, teknoparklar için ise 4 kategoride 12 ödül olmak üzere toplam 42 ödülü sahiplerine teslim edeceğiz. Bugün farklı bir belge takdimimiz de gerçekleşecek. TSE 56002 İSO Yönetim Sitemi standardı endüstride dünyada ilk kez belgelendirildi. TSE de belgelendirmeyi yapan dünyadaki ilk kurum oldu. Dünyada belgelendirilen ilk endüstri kuruluşu da İzmir’den bir firmamız oldu. Bu toplantıyı düzenlemek için farklı farklı şehirleri değerlendirdik. Fakat bu organizasyona ev sahipliği yapabilecek en güzel şehirlerden birinin İzmir olduğuna karar verdik. Şu anda İzmir’deki Ar-Ge ve inovasyon sistemi, güzel bir şekilde ilerliyor. Şu anda 4 tane teknoparkımız mevcut. Önümüzdeki dönemde yapılacak yeni yatırımlar var. İstanbul- Kocaeli- İzmir üçgeninde bir inovasyon ekseni oluşturmaya çalışıyoruz. Şu anda Bilişim Vadisi İzmir’in inşaatı da hızlı bir şekilde devam ediyor. Şu anda yurt dışından Türkiye’ye gelip, Ar-Ge yatırımı yapmak isteyenlerin başında İzmir geliyor. Desteklerimizi İzmir’e vermeye devam edeceğiz. AR-GE inovasyon, teknoloji görmek isteyen varsa İzmir’e de gelebilir, hamburger yerine boyoz da yiyebilir ama gelsin siyasilerimiz buradaki ekosistemi görsünler. Eğer buradaki gençlerimizi, şirketlerimizi ziyaret edersek, onlara destek verirsek çok önemli işler başarabiliyorlar” dedi.
‘FİKİRLERİN DAHA KIYMETLİ OLDUĞU BİR ÇAĞA DÖNDÜK’
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ise “İzmir’imizde önümüzdeki yüzyılı, ‘Türkiye Yüzyılı’ yapacak, gelişmeyle, bilimle, inovasyonla Türkiye’yi buluşturacak olan bu heyeti, İzmir’de ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran da “Üniversitelerin rolleri değişti, araştırma merkezlerinde bilgi üreten değil; hipotez ve deneylerle bilgiyi ortaya koyan kurumlara dönüştü. 2000’li yıllardan sonrasını tanımlamak neredeyse imkansız. Alın terinden akıl terine göç ettik. Fikirlerin ürünlerden daha kıymetli olduğu bir çağa döndük” diye konuştu.