ABD Merkez Bankası (FED), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası, Çarşamba ve Perşembe günkü bir dizi toplantının ardından enflasyonla mücadele stratejilerini son dönemdeki 0,75 puanlık faiz artış modelinden yarım puana düşürmeyi seçti. İsviçre, Norveç, Meksika ve Filipinler de faiz artış hızını yavaşlattı. Merkez Bankalarının önümüzdeki yıl çok daha zor seçimlerle karşı karşıya olacağını yazan Financial Times (FT) gazetesi, MB Başkanları’nın eylemde yavaşlarken verilen demeçlerin çok daha “güçlü” hale geldiğini vurguladı. Geçen hafta Fed yüksek enflasyonu yenmek için “yapılacak daha çok iş” olduğunu, ECB “alınması gereken daha çok alan” bulunduğunu belirtirken BoE fiyat artışlarıyla mücadelede “güçlü” olması gerektiğinde ısrar etti. FT’de yer alan analizde, bu açıklamaların nedeninin; MB başkanlarının kendilerine bir alan kazanarak enflasyon zirveyi gördüğünde ve ülkelerin politik yapısı bunu daha komplike hale getirdiği durumda da yeni faiz artışları yapabilme imkanı sağlama çabası olduğu belirtildi.
Fed’de 15 yıl görev yapan ve halen Morgan Stanley’de küresel baş ekonomist olan Seth Carpenter, çoğu merkez bankasının, ekonomilerinde keskin bir yavaşlama veya durgunluğa neden olma olasılığı yüksek olan zirve politika faiz oranlarına yaklaştığını belirtti. Merkez Bankalarının makroekonomik istikrarın sorumluluğunu alması gerektiğini belirten Carpenter, “Bu yüzden sonradan ‘yanılmışız, daha fazla artış gerekiyor’ demektense şimdi sert ifadelerle oranları daha fazla artırmaya hazır olduklarını açıklıyorlar” ifadesini kullandı. Yüksek enflasyonun arkasında yatan nedenler avro bölgesi, İngiltere ve ABD’de farklı olsa da ekonomistler, üç merkez bankasının da 2023 için aynı zorlu iletişim sorunuyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
Baskılar ortadan kalkmadı
Uzmanlara göre manşet enflasyon neredeyse kesin olarak zirve yaptı ve gelecek yıl düşecek, ancak yetkililer altta yatan enflasyonist baskıların da ortadan kalkacağından emin değiller. FT’deki analize göre enflasyonun hedeflenen seviyeye geri dönmesinin çok uzun süreceği ve oldukça yüksek bir oranda sabit kalabileceği yönünde endişeler bulunuyor. Avrupa’da gelecekteki enflasyonla ilgili endişelerden bazıları, 2022 enerji şokunun ekonomide tam anlamıyla etkisini göstermesi için hala zaman olduğu görüşünden de besleniyor.
Üç merkez bankası da, ülkelerde ücretlerin enflasyon hedefiyle uyumlu olduğuna inandıklarından daha yüksek oranlarda arttığından endişe ediyor.
Riskler, endişeler ve mesajlar
Bu noktada en önemli soru, manşet enflasyon düşerken 2023’te merkez bankalarının temel stratejisinin ne olacağı olarak öne çıkıyor. Pek çok iktisatçı, politika yapıcıların enflasyon yeterince düşmeden ve ekonomik koşullar daha fazla oran artışı yapmak için çok zor hale gelmeden önce agresif davranmak istediğine inanıyor. Ancak çok sayıda iktisatçı da merkez bankalarından çıkan şahin seslerin gerçek olduğundan ve alınan kararların politikacıların beklediğinden çok daha derin bir durgunluk yaratacağından endişe ediyor.
FT’deki analizde, “Merkez bankacılarının devam eden enflasyon riskleri konusunda uygun endişeler gösterdiğini söyleyenler ile sert mesajların gerçek ve aşırı olduğuna inananlar arasındaki bu farklı görüşler, 2023 için ekonomik görünümü öngörmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Merkez bankaları 40 yıldır ciddi bir enflasyon krizini yenmek zorunda kalmadı ve yetkililerin bugüne kadar fiyat istikrarını geri getirebilmek için faiz oranları konusunda çok az mı, yeterli mi yoksa çok mu fazla şey yaptığını kimse bilmiyor” denildi.
Çin’de Kovid-19 salgını gelişmeleri gündemin odağında
Asya tarafında geçen hafta Çin’de Kovid-19 salgınına dair gelişmeler gündemin odağındaki yerini korurken, bölgede açıklanan ekonomik veriler zayıf bir görünüm sunmaya devam etti. Çin’de de perakende satışlar kasımda yıllık yüzde 2,2 ile tahminlerin altında kalarak zayıf tüketici talebinin sürdüğüne işaret etti. Öte yandan ABD yönetimi, aralarında Çinli çip üreticisi Yangtze Memory Technologies’in de bulunduğu 36 Çinli teknoloji şirketini kara listeye aldı.